Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/20916 Esas 2022/9666 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/20916
Karar No: 2022/9666
Karar Tarihi: 28.09.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/20916 Esas 2022/9666 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2020/20916 E.  ,  2022/9666 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2018 tarihli ve 2018/230 esas, 2018/564 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 16/11/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Şüpheli ... hakkında, 16/01/2017 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 10/02/2017 tarihli ve 2017/11354 soruşturma, 2017/222 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolu, itiraz mercii ve 15 günlük itiraz süresinin gösterildiği, kararın şüpheliye tebliğ edilerek infazı için Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    2- Denetimli serbestlik tedbirinin infazı aşamasında, şüphelinin uyarılmasına rağmen yükümlülüklerini ihlalde ısrar etmesi nedeniyle infaz dosyasının kapatılması üzerine, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararının kaldırılarak 16/03/2018 tarihli ve 2017/11354 soruşturma, 2018/9991 esas, 2018/7132 sayılı iddianame ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    3- Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 11/10/2018 tarihli ve 2018/230 esas, 2018/564 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın aynı Kanun’un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine, karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
    4- Dosya arasında bulunan Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesinin 2018/626 esas ve 2019/96 karar sayılı dosyasının incelenmesinde;
    a-) Sanığın 27/01/2014 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 20/03/2014 tarihli ve 2014/13067 esas sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı,
    b-) Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesinin 10/07/2014 tarihli ve 2014/258 esas, 2014/610 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 31/3 ve 62. maddeleri gereğince 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2 maddesi dikkate alınarak 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 3 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 21/07/2014 tarihinde itiraz merciinin kararı ile kesinleştiği,
    c-) Kanun yararına bozma istemine konu Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/230 esas, 2018/564 sayılı kararı ile ihbarda bulunulması üzerine,
    Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesinin 16/04/2019 tarihli ve 2018/626 esas, 2019/96 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 31/3, 62 ve 50/1-a maddeleri gereğince 4.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanık müdafiinin kararı istinaf ettiği,
    4- İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 26/06/2020 tarihli ve 2019/2267 esas, 2020/1683 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun esastan reddine, 16/01/2017 tarihli suçun zorunlu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali niteliğinde olduğu, ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu edilemeyeceği gerekçesiyle Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesinin kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için ihbarda bulunulmasına karar verildiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 10/02/2017 tarihli ve 2017/11354 soruşturma, 2017/222 sayılı kamu davasının açılmasının 5 yıl süre ile ertelenmesine ve şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, denetimli serbestlik müdürlüğünce ihtara rağmen yükümlülük ihlâlinde ısrar edildiğinden bahisle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması nedeniyle açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonunda, sanığın 5237 Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanun'un 51/1. maddesi uyarınca ertelenmesine dair Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2018 tarihli ve 2018/230 esas, 2018/564 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, sanık hakkında evvelce 27/01/2014 tarihinde işlemiş olduğu aynı suç nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesinin 10/07/2014 tarihli ve 2014/258 esas, 2014/610 sayılı kararının verildiği ve anılan kararın itiraz edilmesi sonucu 21/07/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla,
    Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2018 tarihli ve 2018/230 esas, 2018/564 sayılı kararında yargılama konusu olan 16/01/2017 tarihli suçun, daha önce Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesince 6545 sayılı Kanun kapsamında verilmiş olan 10/07/2014 tarihli ve 2014/258 esas, 2014/610 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali niteliğinde olduğu, 5237 sayılı Kanun'un 191/5. maddesi uyarınca kovuşturma şartının bulunmadığı, önceki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde işlendiğinin anlaşılması karşısında, ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapılmasına yasal engel bulunacağından; birleştirme talepli ihbarda bulunarak davanın derdest hale gelmesi sağlandıktan sonra, ikinci suça ilişkin davanın, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olan önceki dava ile birleştirilmesine karar verilerek, ikinci suç bakımından 5237 sayılı Kanun'un 191/5. maddesi uyarınca düşme kararı verilmesi gerekirken, bu hususlar araştırılmadan yargılamaya devam edilerek mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2018 tarihli ve 2018/230 esas, 2018/564 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Şüpheli Burhan Öğrü hakkında, 16/01/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 10/02/2017 tarihli ve 2017/11354 soruşturma, 2017/222 sayılı kararı ile, beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesini takiben, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi nedeniyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 16/03/2018 tarihli iddianamesi ile kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2018 tarihli ve 2018/230 esas, 2018/564 sayılı kararı ile, sanığın 5237 Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun'un 51/1. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verildiği, anlaşılmıştır.
    28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanunu'nun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” amir hükmü ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/5. fıkrasında yer alan, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki ve 9. fıkrasında yer alan "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır" şeklindeki düzenlemeler birlikte dikkate alındığında;
    Somut olayda, sanık hakkında daha önceden Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesinin 10/07/2014 tarihli ve 2014/258 esas, 2014/610 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 31/3 ve 62. maddeleri gereğince 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 3 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 21/07/2014 tarihinde itiraz merciinin kararı ile kesinleştiği, kanun yararına bozma istemine konu Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/230 esas, 2018/564 sayılı kararı ile ihbarda bulunulması üzerine, Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesinin 16/04/2019 tarihli ve 2018/626 esas, 2019/96 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 31/3, 62 ve 50/1-a maddeleri gereğince 4.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanık müdafiinin kararı istinaf ettiği, kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 26/06/2020 tarihli ve 2019/2267 esas, 2020/1683 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek kesinleştiği anlaşılmakla, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2.fıkrası uyarınca verildiği, kanuni zorunluluk üzerine verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı hukuki sonuçları doğuracağı, bu durumda, incelemeye konu suç tarihinin 16/01/2017 olması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlenmesi nedeniyle Cumhuriyet Savcısı tarafından yeni bir soruşturmaya konu edilmeyip hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren mahkemeye ihbarda bulunması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında ayrı bir soruşturma konusu yapılarak kamu davası açılması ve yargılama sonucunda mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan;
    Sanığın 16/01/2017 tarihli eylemini, Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesince kanuni zorunluluk üzerine verilen ve 21/07/2014 tarihinde kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde gerçekleştirmesi nedeniyle, 6545 sayılı Kanun'la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapma yasağı bulunduğu ve bu suçun sadece ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali sayılabileceği, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle açılan kamu davasında mahkemesince “düşme kararı” verilip mahkemesine ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
    D-) Karar:
    Açıklanan nedenlerle, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince “düşme kararı” verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2018 tarihli ve 2018/230 esas, 2018/564 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
    28/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
















    Hemen Ara