Esas No: 2022/1368
Karar No: 2022/2224
Karar Tarihi: 22.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/1368 Esas 2022/2224 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/1368 E. , 2022/2224 K.Özet:
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi, Özgü-Ahşap İnşaat Sanayi A.Ş.'nin ticaret sicilinden terkin edilmesi sonrasında ihyası istemiyle açılan davada, TTK'nın geçici 7. maddesine göre hak düşürücü süre aşılarak dava açıldığını ve davanın kabul edilmesinin yanılgılı olduğunu belirterek, davalının istinaf başvurusunu esastan reddetti. Bu karar, davalı temsilcisinin temyiz itirazları kabul edilerek bozuldu. TTK'nın geçici 7. maddesi, ticaret sicilinden kaydı silinen şirketlerin hak düşürücü süre içinde mahkemeye başvurarak ihyasını istemelerine imkan tanıyor. Ancak, bu hüküm gereği açılacak davanın, sicilden terkin tarihinden itibaren beş yıl içerisinde açılması gerekiyor.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28.01.2021 tarih ve 2020/666 E- 2021/42 K. sayılı kararın davalı temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 09.12.2021 tarih ve 2021/902 E- 2021/1510 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı temsilcisi tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Özgü-Ahşap İnşaat Sanayi A.Ş.'nin Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 60653 sicil numarasına kayıtlı olduğunu ve 23/01/2014 tarihinde ticaret sicilinden resen silindiğini, terkin edilen şirket aleyhine Ankara 8. İcra Müdürlüğü'nün 2018/7942 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı yan vekilince takibe 19/07/2018 tarihinde itiraz edildiğini, itirazın iptali için açılan davanın Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/493 Esasına kayıtlı olduğunu beyan ederek mezkur şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, 6102 sayılı Yasa'nın geçici 7. maddesine dayanılarak yapılan terkin işlemi sebebiyle açılan davada Müdürlüğün dava açılmasına sebebiyet vermediğini, kabul anlamına gelmemek şartıyla verilecek ihya kararında tasfiye memurunun atanmasının zorunlu olduğunu, yasal hasım olduklarından dolayı aleyhe vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından ihyası talep edilen şirketin temsil ve ilzama yetkililerinin ticaret sicilindeki adreslerine ihtarat yapıldığına ilişkin tebligat bulunmadığı, sicil işleminin hatalı olduğu, 559 sayılı KHK ile eklenen geçici 10. maddesi gözetildiğinde asgari sermayeyi süresinde artırmadığından münfesihlik durumunun ortadan kalkmadığı, tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihya kararı verilebileceği, terkin öncesi şirketin yetkili temsilcisinin tasfiye memuru olarak atandığı, usulüne uygun şekilde terkin işlemi yapmayan davalının yargılama giderlerinden sorumlu olduğu gerekçesiyle talebin kabulüne, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 60653 sicil numarasına kayıtlı Özgü-Ahşap İnşaat Sanayi A.Ş.'nin eksik tasfiye işlemleri ve Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/493 Esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına, TTK'nın 547/2. maddesi gereğince ihya edilen şirkete ...'in tasfiye memuru olarak atanmasına, ihya kararının Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilanına, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden vekalet ücretinin davalı ... Sicil Müdürlüğü'nden tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı temsilcisi istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davalı ... Sicil Müdürlüğü'nün 6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddesinde ve 559 sayılı KHK'da öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re'sen terkin ettiği, sicilden sermaye artırımı yapmayarak münfesih duruma düşmesinden ötürü tasfiye işlemleri için de şirkete tasfiye memuru atanması gerektiği, TTK'nın 547/2. maddesi gereğince ek tasfiye kararı ile ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmasına karar verilerek usulsüz terkin ile dava açılmasına sebebiyet veren davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı temsilcisi temyiz etmiştir.
(1) Dava, 6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddesi uyarınca Ticaret Sicil Müdürlüğü'nce re'sen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak; TTK'nın geçici 7. maddenin 15. bendinin son cümlesinde "Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmü yer almaktadır. Mahkemece ihyası istenilen şirketin 23.01.2014 tarihinde TTK'nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden terkin edildiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu hüküm uyarınca sicilden terkin tarihinden itibaren beş yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılması gerekirken hak düşürücü süre aşılarak 8.12.2020 tarihinde ihya davası açılmış olup yasanın amir hükmü uyarınca davacının hak düşürücü süre içerisinde ihya davası açılmadığı hususunun tartışılmaksızın yanılgılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasına karar verilmiştir.
(2) Bozma sebep ve şekline göre davalı temsilcisinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma sebep ve şekline göre davalı temsilcisinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 22.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.