Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2019/7512 Esas 2020/4240 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/7512
Karar No: 2020/4240
Karar Tarihi: 13.07.2020

Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2019/7512 Esas 2020/4240 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurduğu suçundan mahkûm olduğunu belirterek dosyayı inceledi. Mahkeme, sanık hakkında tedavi veya denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı ve \"hükmün açıklanmasının geri bırakılması\" kurumunun uygulanma koşullarının bulunmadığı sonucuna vardı. Bu nedenle, sanığın başka bir davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında bu suçu işleyip işlemediğinin belirlenmesi gerektiği belirtildi. Eğer bu suç işlenmişse, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca \"davanın düşmesine\" karar verilmesi gerektiği vurgulandı. Aksi halde, yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması gerektiği ifade edildi. Mahkeme ayrıca, TCK'nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle sanığa verilen Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü tarafından yapılan çağrı davetnamesi ve uyarıların sanığın tedavi programına uymaması nedeniyle ihlal sayılamayacağına karar verdi. Bu nedenle mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulundu. 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesi, aynı Kanun'un 85. maddesi ve 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesi kararda geçen kanun maddeleridir.
20. Ceza Dairesi         2019/7512 E.  ,  2020/4240 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkeme : İSTANBUL Kapatılan 76. Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
    1- Sanık hakkında, bu eylemi nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı, dolayısı ile hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kurumunun uygulanma koşulları bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın bu suçu başka bir davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra, işlemiş ise 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi; aksi halde 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
    2- Hükümden önce 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la TCK’nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, “kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır” hükmü gözetildiğinde dosya kapsamına göre; sanığa Bakırköy Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü"nün çağrı davetnamesi ile 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe gelmesi konusunda ihtarda bulunulduğu; bu ihtardan sonra sanığın denetime başladığı, sanığın tedavi programına uymaması üzerine, sanığa Bakırköy Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü tarafından birinci uyarının 23.07.2014 tarihinde elden tebliğ edilerek ihtarda bulunulduğu ve sanığın müracaatta bulunması üzerine denetime devam edildiği; sanığın birinci uyarı sonrası 04.09.2013 tarihli vaka görüşmesine katılmaması üzerine, sanığa tekrar uyarı yazısı tebliğ edilmediğinin anlaşılması karşısında; sanığın ilk uyarıya uymamasının, kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden mahkûmiyetine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 13.07.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.









    Hemen Ara