213 sayılı Vergi Usul Kanununa Muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/5278 Esas 2016/4971 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/5278
Karar No: 2016/4971
Karar Tarihi: 07.06.2016

213 sayılı Vergi Usul Kanununa Muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/5278 Esas 2016/4971 Karar Sayılı İlamı

21. Ceza Dairesi         2016/5278 E.  ,  2016/4971 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanıklar ..., ... ve ... hakkında 2005 takvim yılında “sahte fatura kullanma” suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik incelemede;
. ...... Yemek Üretim Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş."nin ortağı olan ve üç yıl süreyle yönetim kuruluna seçilen sanıkların sahte fatura düzenledikleri tespit edilen otuz dört ayrı mükelleften temin ettikleri faturaları yasal defterlerine kaydedip, KDV beyannamesinde indirim konusu yapmak suretiyle 2005 takvim yılında “sahte fatura kullanma” suçunu işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında; ..... tarih, VDENR-.... sayılı vergi tekniği raporunda belirtilen suça konu faturaları düzenleyenler hakkında hazırlanan vergi tekniği raporlarının getirtilip, sahte fatura düzenleme suçundan dava açılmış olup olmadığı ilgili vergi dairelerinden sorulup, açılmışsa akıbetleri araştırılıp, dava dosyaları celp edilip incelenerek özetlerinin duruşma tutanağına geçirilmesi, bu davayı ilgilendiren ve sahteliği belirleyen delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım satım karşılığı olup olmadığının tespiti bakımından, mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükelleflerin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılarak, toplanan tüm delillerle birlikte defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, sanıklar ... ve ...."in, şirketin babaları olan sanık ..."e ait olduğunu, yönetim kurulu oluşturulması için gerekli sayıyı tamamlayabilmek için yönetim kurulu üyesi olarak seçildiklerini, işleri fiilen babalarının yürüttüğünü savunmaları,.... tarih, .... sayılı Ticaret sicil gazetesinde yayınlanan karar uyarınca şirketi temsil ve ilzam görevinin sanık ......"e verilmiş olması karşısında, sanıklar ....ve ...."in şirket işlerine aktif şekilde katılıp katılmadıkları araştırılıp, şirketteki rolleri irdelenip değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
II. Kabul ve uygulamaya göre de;
1- 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK"nın “adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hâkimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir. Ancak; Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK"nın 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerdeki ifadelerin tekrarı bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe değildir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanıklar hakkında yasal ibarelerin tekrarı ile yetinilerek cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçütler somutlaştırılmadan hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesine aykırı olarak fazla ceza tayini,
2- Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 27/09/2011 gün ve 2011/3-167-2011/194 sayılı Kararında da açıklandığı üzere sanıkların mahkumiyetleriyle sonuçlanan ceza davasında katılan kendisini vekille temsil ettirdiğinden, vekil duruşmalara katılmasa dahi karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca katılan lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi zorunlu olup, katılan vekilinin duruşmaları takip etmediği gerekçesiyle vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi,
3- Sanık hakkında kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olan 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Hemen Ara