Esas No: 2022/238
Karar No: 2022/2290
Karar Tarihi: 23.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/238 Esas 2022/2290 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/238 E. , 2022/2290 K.Özet:
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada, tasfiye süreci yaşamış olan bir limited şirketin ihyası için dava açılmıştır. İlk derece mahkemesi, şirket aleyhine dava açılamayacağı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi, husumetin davalı tasfiye memuru ile Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne düştüğünü belirterek, davacı tarafın haklı olduğu ve davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğini ifade etmiştir. Bu nedenle, istinaf başvurusunun kabul edilerek ilk derece mahkemesinin kararı bozulmuştur.
HMK 312/2: Davalının işbu Kanunla sorumlu olduğu hallerde, giderleri ödemekle yükümlüdür.
HMK 373/1: Temyiz incelemesi sonunda yargılama usulü veya hukuk kurallarının açık şekilde ihlal edildiği veya aşırı ve mantığa aykırı şekilde takdir ve tespit yapıldığı anlaşılan hallerde veya temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulmasında meydana gelebilecek yararın, keyfiyet ve maddi durumda, bozma gerekçesinin aşikâr bir şekilde gösterilmesinden anlaşıldığı h
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 28.05.2021 tarih ve 2020/677 E. - 2021/471 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 04.11.2021 tarih ve 2021/1241 E. - 2021/1141 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; bakanlıkları tarafından açılan İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/266 esas sayılı rücuen tazminat davasının davalılarından birinin Yamanlar Temizlik Özel Sağlık Hizmetleri Posta Dağıtım İnşaat Turizm Oto Kiralama Tekstil Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğunu, şirketin tasfiyeye girdiğini ve 23/08/2019 tarihinde tasfiyenin tamamlandığının anlaşılması üzerine şirketin ihyası yönünden dava açılması için kendilerine bir aylık kesin süre verildiğini ileri sürereki şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Müdürlüğü; Tas. Hal. Yamanlar Temizlik Özel Sağlık Hizmetleri Posta Dağıtım İnşaat Turizm Oto Kiralama Tekstil Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin 27/05/1998 tarihinde kurularak sicile tescili edildiğini, 10/07/2018 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye memuru olarak ...'in seçildiğini, 06/08/2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeniyle ünvan ve işletme kaydının ticaret sicil memurluğunca silinmesine karar verildiğini, 23/08/2018 tarihinde kapanışının sicile tescilinin yapılarak unvan ve işletme kaydının sicilden silindiğini, tasfiyenin usulüne uygun tamamlanmamış olmasından tasfiye memurunun sorumlu olduğunu, müdürlüklerinin yasal hasım konumunda olduğunu ve aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava tarihi itibariyle tüzel kişiliği bulunmayan şirket aleyhine dava açılamayacağı, Yamanlar Temizlik Özel Sağlık Hizmetleri Posta Dağıtım İnşaat Turizm Oto Kiralama Tekstil Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin tasfiyesine dair ortaklar kurulu kararı sonrasında 23/08/1999 tarihinde sicilden terkin edildiği, İzmir 8.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/266 esas sayılı davasına konu uyuşmazlık karşısında şirketin usulüne uygun tasfiyesinden bahsedilemeyeceği, sözkonusu davada şirkete husumet yöneltilebilmesi ve davaya konu uyuşmazlık ile ilgili yöneltilebilecek talepler yönünden şirketin ihyası talebinin yerinde olduğu ve davacının ihya talebinde bulunmak konusunda hukuki yararının bulunduğu, tasfiye sürecinde tasfiye memurunca gerekli ilanların yapıldığı ancak davacı tarafından başvurulmadığı ve tasfiye memurunun bu davanın konusundan haberdar olduğunun ispatlanamadığından yargılama giderlerinin üzerinde bırakıldığı gerekçesi ile, davalı Tasfiye Halinde Yamanlar Temizlik Özel Sağlık Hizmetleri Posta Dağıtım İnş. Tur. Oto Kiralama Tekstil Gıda San ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile davanın reddine, davalı ... Prim ve İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın kabulü ile İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün Merkez 103182 sicilinde kayıtlı T.H. Yamanlar Temizlik Özel Sağlık Hiz. Posta Dağ. İnş. Tur. Oto Kiralama Tekstil Gıda San ve Tic. Ltd. Şti. 'nin İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/266 Esas sayılı davası ve bu davanın konusu ile sınırlı olmak üzere ihyasına, ek tasfiye memuru olarak son tasfiye memuru Veysel Prim'in atanmasına, kendisine ücret takdir edilmemesine ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi soncunda; tasfiye sürecinde tasfiye memurunca gerekli ilanların yapıldığı davacı tarafından ilan süresi içerisinde başvurulmadığı, tasfiye memurunun bu davanın konusundan haberdar olduğunun ispatlanamadığı dikkate alınarak yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakıldığı ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği, davalı ... müdürlüğünün davada yasal hasım konumunda bulunduğu, davalı tasfiye memurunun ise tasfiyeden aşamasında davacının alacağından bilgisi olduğunun sabit olmadığı, terkin tarihinin 23/08/2019 tarihi olduğu, davacının alacak davasının ise bu tarihten sonra 21/08/2020 tarihinde İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/266 esas sayılı dosyasında açıldığı, dolayısıyla davalı tasfiye memurunun kusurlu olduğunun da kabul edilemeyeceği, dolayısıyla mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuıştur.
Dava, ortaklar kurulu kararı ile fesih ve tasfiyesine karar verilen limited şirketin tasfiyesi sonucu sicilden kaydının silinmesinden sonra, davacı alacaklının mahkemece verilen mehil gereğince açmış olduğu şirket tüzel kişiliğinin ihyası davası olup, bu davada husumet, tasfiyeyi sağlayan memur ile Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne düşer. Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu değil ise de, davacı taraf, ihya davası açmakta haklı olduğundan ve davalı tasfiye memuru ilk celsede gelip davayı kabul etmediğinden, HMK 312/2 maddesi gereğince davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ve kararın bozulmasına karar verilmesi gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1.maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.