Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/29256 Esas 2022/15255 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/29256
Karar No: 2022/15255
Karar Tarihi: 28.09.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/29256 Esas 2022/15255 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanıkların İki Ayrı Şirkete Yönelik Nitelikli Dolandırıcılık Suçlarından Verilen Hükümlerine İlişkin Temyiz İncelemesi Yapılmıştır. Sanıkların Fiilleri Hem Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçu, Hem de Tacir veya Şirket Yöneticisi Olan Kişilerin Ticari Faaliyeti Sırasında Dolandırıcılık Suçu Olarak Değerlendirilmiştir. Ancak Ceza Belirleme Aşamasında Alt Sınırdan Uzaklaşılması Gerektiği Halde Buna Uyulmamıştır. Bu Nedenle Hapis Cezası Hesap Hatası Sonucu Yanlış Belirlenmiştir. Kararda Geçen Kanun Maddeleri: TCK 158/1-f, TCK 158/1-h, TCK 61, TCK 43/1, TCK 62/1, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi, ve 1412 sayılı CMUK'nın 321. ve 322. maddeleri.
11. Ceza Dairesi         2021/29256 E.  ,  2022/15255 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi


    A-Sanıklar hakkında ... Tekstil isimli şirket ile ... Tekstil isimli şirkete yönelik “Nitelikli dolandırıcılık” suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz incelemesinde;
    Sanıkların eyleminin TCK'nin 158/1-f maddesi gereğince banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun yanında ayrıca, TCK’nin 158/1-h maddesi gereğince "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık" suçunu da oluşturduğu halde TCK'nin 61 maddesi uyarınca ... cezanın belirlenmesi sırasında bu husus dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılması gerekirken buna uyulmaması ile sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken, hapis cezasının hesap hatası sonucu 3 yıl 1 ay 15 gün yerine, 2 yıl 13 ay 15 gün olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmalarda ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiillerin sanıklar tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezaların kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanıkların temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin ONANMASINA,
    B-Sanıklar hakkında katılan ... isimli şirkete yönelik “Nitelikli dolandırıcılık” suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
    Sanıkların eyleminin TCK'nin 158/1-f maddesi gereğince banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun yanında ayrıca, TCK’nin 158/1-h maddesi gereğince "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık" suçunu da oluşturduğu halde TCK'nin 61 maddesi uyarınca ... cezanın belirlenmesi sırasında bu husus dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılması gerekirken buna uyulmaması ile sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken, hapis cezasının hesap hatası sonucu 3 yıl 1 ay 15 gün yerine, 2 yıl 13 ay 15 gün olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanıkların diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
    Sanıklar hakkında hüküm kurulurken adli para cezasına esas gün sayısı TCK’nin 43/1. maddesi uyarınca ¼ arttırıldıktan sonra belirlenen 27.027 gün adli para cezası üzerinden TCK’nin 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapıldığında adli para cezasının 22.522 gün olarak belirlenmesi gerekirken 25.522 gün olarak gösterilip anılan gün sayısı üzerinden uygulama yapılması suretiyle fazla adli para cezasına hükmedilmesi,
    Yasaya aykırı, sanıkların temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak düzeltilmesi mümkün olduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasınına ilişkin sırasıyla “25.522” ve “510.440” ibarelerinin çıkartılarak yerine, “22.522” ve “450.440” ibarelerinin eklenilmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    C-Sanıklar hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
    1-Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlerde, iddianame ve görevsizlik kararı ile tek resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmalarının talep edildiği buna ilişkin sanıkların savunmalarının alındığı, iddia makamının esas hakkındaki mütalaasında ayrı ayrı zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılması talep edilmesine rağmen mütalaya karşı sanıkların savunmalarının alınmamış olması karşısında 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden sanıklar hakkında 2 kez TCK'nin 204/1,43/1. maddeleri uygulanarak hüküm kurulmak suretiyle sanıkların savunma hakkının kısıtlanması,
    2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK'nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçunda korunan hukuki yararın kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve 5237 sayılı TCK'nin 43. maddesi uyarınca, "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğu da gözetilerek; açıklanan ilkeler doğrultusunda, sanıkların katılanlar ... Tekstil ve ... ... Tekstil’den satın aldıkları tekstil ürünleri karşılığında başkalarına imzalatılan veya çalıntı çek verme eylemlerinde, sanıkların katılanlara yönelik fiillerinin her biri yenilenen kararla işlenmiş ayrı suçları mı yoksa bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenen zincirleme suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi ve sanıkların kastının her bir katılana yönelik ayrı ayrı olup olmadığının belirlenmesi; aynı suç işleme kararıyla fakat değişik zamanlarda gerçekleştirildiğinin anlaşılması durumunda; sahte belge sayısı da cezanın belirlenmesinde göz önünde bulundurularak kül halinde TCK'nin 43. maddesi gereğince zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerektiği de gözetilerek hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile mahkumiyet hükümleri kurulması, Yasaya aykırı, sanıkların temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 28.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara