Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/22 Esas 2022/2286 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/22
Karar No: 2022/2286
Karar Tarihi: 23.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/22 Esas 2022/2286 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2022/22 E.  ,  2022/2286 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25.11.2020 tarih ve 2019/499 E. - 2020/685 K. sayılı kararın davalı temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 03.11.2021 tarih ve 2021/471 E. - 2021/1244 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı temsilcisi tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; davacının Ankara Çankaya Vergi Dairesi ödeme emri ile Beysis Bilişim Eğitim Yayın ve İletişim Sistemleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin ortağı olduğunu öğrendiğini, yaptığı araştırmada Ticaret Sicildeki imzaların kendisine ait olmadığını gördüğünü, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/880 esas sayılı dosyasında ortak olmadığının tespiti davası açtığını, yapılan yargılama sırasında davalı şirketin sicilden terkin edildiğini öğrendiğini ileri sürerek, şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; TTK Geçici 7/15.maddesi uyarınca davanın hak düşürücü süre sonrasında açıldığını, dava açılmasına davalının sebebiyet vermediğini, mahkeme ihya kararı verecek ise tasfiye memuru atanmasını ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalarını talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; TTK'nın Geçici 7/1.maddesinde terkin sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup, 5174 sayılı Yasa'nın 10. ve 32. maddeleri kapsamında odaca kaydın silinmesinin bu madde kapsamında olmadığı, kaldı ki Geçici 7/4-a maddesi uyarınca şirket yetkilisine usulüne uygun ihtarat yapıldığının da ispatlanamadığı, bu haliyle dava konusu şirket hakkında uygulanmaması gereken TTK'nın Geçici 7. maddesi uygulanmış olması sebebiyle 7/15.maddedeki süre sınırlamasının dikkate alınamayacağı gerekçesiyle davasının kabulü ile Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 186125 sicil numarasında kayıtlı Beysis Bilişim Eğitim Yayın ve İletişim Sistemleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin ihyasına karar verilmiştir.
    Karara karşı, davalı temsilcisi tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; ihyası istenen şirketin oda kaydından re'sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığı halde sicilden silindiği gibi, 03/10/2013 tarihinde şirket adresine davetiye gönderildiği ancak taşınmış olduğundan bahisle tebligatın iade edildiğinin şerh düşüldüğü, şirket temsilcisine çıkartılmış herhangi bir tebligatın söz konusu olmadığı, halbuki 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Geçici 7/4-a maddesi gereğince terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ya da yetkilerine tebliğ edilmesi gerektiği, buna göre Beysis Bilişim Eğitim Yayın Ve İletişim Sistemleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne veya şirket yetkililerine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesi'ndeki ilan suretiyle yapılan ihtarın usulüne uygun olmadığı ve dolayısıyla terkin işleminin hukuka uygun olmadığı, şirketin silinme sebebine göre tasfiyeye tabi tutulmasına gerek olmadığı, davalı ... Sicil Müdürlüğü'nün 6102 sayılı TTK'nın Geçici 7.maddesinde öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re'sen terkin etmekle işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiği, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında usul ve yasaya aykırı bir durum görülmediğinden davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davalı temsilcisi tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
    Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. maddesi gereğince sicilden re’sen terkin edilen limited şirketin, terkinden sonra davacı tarafça açılan dava nedeniyle ihyası isteminden ibarettir.
    6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7/15.maddesinde "Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği,"
    Yasa'nın Geçici 7/1-b maddesinde "bu kanunun yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olan anonim ve limited şirketlerin tasfiye ve ticaret sicil kayıtlarının silinmesinin ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde (Geçici 7.) uyarınca yapılacağı"
    Yasa'nın Geçici 7/16 maddesinde de "Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın bu maddenin uygulanmasına ilişkin düzenlemeleri yapmaya yetkili" olduğu vaz edilmiş,
    Yasa'nın geçici 7/16 maddesinde verilen yetkiye dayanılarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nca çıkarılan ve 30.12.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan "Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicili kayıtlarının silinmesine ilişkin" Tebliğin 5/d maddesinde de "18.05.2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Borsalar Kanunu'nun 10 ve 32. maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tesbit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatiflerin "kapsama giren şirket ve kooperatifler oldukları,
    Tebliğin 3. maddesinde de "bu tebliğin, 6102 sayılı Yasa'nın geçici 7. maddesine dayanılarak hazırlandığı" düzenlenmiştir.
    Somut olayda, işbu davaya dayanak yapılan Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/880 Esas sayılı dosyasında; davacı tarafından, 30.11.2018 tarihinde Beysis Bilişim Eğitim Yayın ve İletişim Sistemleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine şirket ortağı olmadığının tespiti istemli dava açıldığı, 17.04.2019 tarihli ilk celsede davalı şirketin terkin olduğu anlaşıldığından davacı vekiline ihya davası açması için bir sonraki celseye kadar süre verildiği, eldeki ihya davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
    İhyasına karar verilmesi istenilen şirket, açıklanan yasal düzenlemelere göre TTK Geçici 7/1-b maddesine göre ticaret sicilinden terkin edilmiş olup İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin kabulünün aksine uyuşmazlıkta TTK Geçici 7. madde hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
    Şirkete ve temsilcisine terkin öncesi yapılan tebligatların usulsüzlüğü, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılması durumunda incelenmesi gereken hususlar olup bu durumda TTK'nın Geçici 7/15.maddesi uyarınca sicilden 23.01.2014 silinme tarihinden itibaren beş (5) yıl içinde ihya davası açılması gerekirken hak düşürücü süre aşılarak 23.09.2019 tarihinde ihya davası açılmıştır. Yasa'nın amir hükmü uyarınca davacının hak düşürücü süre içinde ihya davası açmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın kabulü ve Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... Sicil Müdürlüğü’nün istinaf başvurusunun esastan reddi doğru olmamış, kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... Sicil Müdürlüğü temsilcisinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1.maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı temsilcisine iadesine, 23/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    MUHALEFET ŞERHİ

    Dosya kapsamından; dava konusu şirketin ticaret sicilinden TTK'nın Geçici 7. maddesi uyarınca değil, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun 10 ve 32. maddeleri gereği terkin edildiği anlaşılmaktadır. 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun 10 ve 32. maddelerinde ise münfesih şirketlerden değil, adresleri ve durumları tespit edilemeyen şirketlerden bahsedildiği için TTK'nın Geçici 7. maddesinin 16. fıkrasındaki yetkiye dayanılarak Ticaret Bakanlığınca çıkarılan ve 30.12.2012 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan "Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicil kayıtlarının silinmesine ilişkin" Tebligin 5/d maddesi delaletiyle Geçici 7. maddenin 1. Fıkrasının "b" bendini uygulamak da mümkün değildir. Bu durumda ihya talebi hakkında TTK'nın Geçici 7. maddesinin 15. fıkrasında öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süreyi uygulamak mümkün değildir.
    Bir an için Geçici 7. maddenin uygulanacağı varsayılsa bile şirket temsilcilerine aynı maddenin 4/a fıkrası gereğince usulüne uygun tebligat yapılmadığından terkin işlemi yine de usulsüz olacağı için bu durumda da 5 yıllık hak düşürücü süreyi uygulamak imkansızdır.
    Açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına hükmedilmesi gerekirken aksi yöndeki çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.

    Hemen Ara