Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/17441 Esas 2013/1634 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/17441
Karar No: 2013/1634
Karar Tarihi: 29.01.2013

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/17441 Esas 2013/1634 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bu mahkeme kararı, taraflar arasındaki menfi tespit davasının reddedilmesine ilişkindir. Ancak, mahkemenin kısa kararı ile gerekçeli kararı arasında bir çelişki bulunmaktadır. Kısa kararda konan bir ihtiyati tedbirin kaldırılması ile teminatın yatırana iadesi hükmü belirtilirken, gerekçeli kararda buna yer verilmemiştir. Ayrıca, yapılan değişiklik tavzih yoluyla yapılabilecek bir düzeltme niteliğinde değildir ve HMK’nun 305’inci maddesine göre, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yoluyla sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Bu nedenle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında meydana gelen çelişki HMK m.298/2 hükmüne aykırılık teşkil ettiğinden, kararın bozulması gerekmektedir. Detaylı olarak 306’ncı madde uyulmadığından bahsedilmiştir. Kanun maddeleri HMK’nun 305’inci maddesi ve 298/2’nci maddesidir.
19. Hukuk Dairesi         2012/17441 E.  ,  2013/1634 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -

    Yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararın ikinci bendinde “Mahkememizce konan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, teminatın yatırana iadesine” denildiği halde, gerekçeli kararda böyle bir hükme yer verilmemiş olup, tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Mahkemece, her ne kadar tavzih adı altında verilen ek bir kararla kısa karardan “teminatın yatırana iadesine” ifadesinin çıkarılmasına karar verilmişse de bu değişiklik sonucu kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilememiştir. Ayrıca, HMK’nun 305’inci maddesinin 2’nci fıkasına göre, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yoluyla sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Bu nedenle kısa kararda yapılan değişiklik tavzih yoluyla yapılabilecek bir düzeltme niteliğinde olmadığı gibi mahkemece yapılan tavzihte HMK’nun 306’ncı maddesinde öngörülen usule de uyulmamıştır.
    Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde kısa karar ile gerekçeli karar arasında meydana gelen çelişki HMK m.298/2 hükmüne aykırılık teşkil ettiğinden, 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara