Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/14789 Esas 2013/1627 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/14789
Karar No: 2013/1627
Karar Tarihi: 29.01.2013

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/14789 Esas 2013/1627 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bu dava, icra takibine konu olan bonoların bedellerinin kısmen ödendiğini ve takip konusu borcun 17.345 TL'lik kısmından dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemiyle açılmıştır. Ancak davalı alacaklı, takip talebinde davacının borçlu olduğu miktarın yanlış girildiğini savunmuştur. Mahkeme, davanın açıkça belirli olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiş ancak Yargıtay bu kararı bozmuştur. Kanun maddeleri olarak HMK'nun 114/1-h, 109 ve HMK'nun 115/2.maddeleri belirtilmiştir.
19. Hukuk Dairesi         2012/14789 E.  ,  2013/1627 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı HMK.nun 114/1-h, 109 ve HMK.nun 115/2.maddeleri uyarınca davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Dava, icra takibine konu olan bonoların bedellerinin kısmen ödendiğini, bu nedenle de takip konusu borcun 17.345 TL.lik kısmından dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Davalı vekili, takip talebinde sehven davacının borçlu olduğu miktardan daha yüksek miktarda talepte bulunulduğunu, bu hatanın düzeltileceğini, ancak davacının iddia ettiğinden daha çok borcu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davalı olan takip alacaklısının 06.03.2012 tarihli dilekçesiyle alacak miktarını 26.002 TL.olarak düzelttiği ve takibin 8.998 TL.sinden ve 1.750 TL.faizinden feragat ettiği ön inceleme duruşmasında tarafların asıl alacak miktarının 26.000 TL.olduğu konusunda anlaştıkları, davacı vekilinin asıl borç tutarını dava açılmadan önce bildiği, HMK’nun 109/2.maddesi uyarınca talep konusunun tartışmasız ve açıkca belirli olduğu hallerde kısmi dava açılamayacağı, bu nedenle davacının kısmi menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçeleriyle dava şartı yokluğundan HMK’nun 114/1-h, 109 ve HMK’nun 115/2.maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki toplam borcun 26.000 TL olduğu konusunda her iki taraf aynı beyanda bulunmuş ise de davacı vekili, icra takibine konu bonolara yönelik olarak dava açıldığını belirtmiş olup, esasen takip konusu bonolar dışında da senetlerin bulunduğu taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Bu nedenle davacı yanın, icra takibine konu edilmeyen bonolara ilişkin olarak da menfi tespit davası açmaya mahkemece zorlanmasına olanak bulunmamaktadır. Ayrıca davanın açılmasından sonra davalı alacaklı vekilinin, müvekkilinin gerçek alacağından daha fazla miktar için takip yapıldığını kabul ederek, sehven yapıldığını belirttiği bu yanlışlığın giderilmesi için icra takip talebinde yazılı alacağının bir miktarından feragat etmesi de en azından feragat edilen miktar açısından davanın haklılığını gösterir. Diğer ve tamamlayıcı bir anlatımla menfi tespit davasından sonra, davalı alacaklının bir kısım alacak haklarından vazgeçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilemez. Kaldı ki dava, kısmi dava şeklinde de açılmamış olup, fazlaya ilişkin miktar açısından da davacı borçlu vekili dava açma hakkını saklı tutmamış, bilakis kalan miktardan dolayı müvekkilinin borçlu olduğunu da dava dilekçesinde açıkça belirtmiştir.
    Yukarıda yapılan açıklamalar gözetilerek davaya devam edilmek suretiyle bir hüküm kurulması gerekirken, HMK’nun 109/2 hükmüne yanlış anlam yüklenerek ve dosya içeriği ile de örtüşmeyecek şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara