Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/446 Esas 2022/2272 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/446
Karar No: 2022/2272
Karar Tarihi: 23.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/446 Esas 2022/2272 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/446 E.  ,  2022/2272 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 28.09.2020 tarih ve 2018/33 E. - 2020/403 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin Vakıflar Bankası Maltepe şubesindeki mevduat hesabından Maltepe 3. Noterliği'nden tanzim edilen sahte vekaletname ile ... isimli bir şahıs tarafından müvekkilin izni ve bilgisi olmadan toplam 535.000.- TL çekildiğini, müvekkiline bankada bulunan iletişim bilgisine rağmen bilgi verilmediğini, müvekkilinin bankaya cüzdanını işletmeye gittiğinde durumu anladığını, davalı bankanın gerekli özen ve dikkati göstermediği gibi gereken önlemi de almadığı, birleşen davada ise kendilerine verilen süre ve yetkiye istinaden davayı dava konusu vekaletnameyi düzenleyen notere de yönelttiklerini, zarardan davalı noterin de sorumlu olduğunu ileri sürerek 535.000.- TL'nin paraların çekiliş tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Asıl davada davalı vekili, söz konusu işlemleri takiben davacının telefonuna hesabından para çekildiğine ilişkin mesaj gönderildiğini ancak mesajların iletilemediğini, dolandırıcılık eyleminin sahte vekaletname ile gerçekleştirildiğini, vekaletnameye esas kimlik belgesinin sahteliğini araştırma yükümünün olmadığını, bu nedenle bankaya izafe edilecek kusur bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Birleşen davada davalı vekili, notere ibraz edilen sahte kimlikle iğfal kabiliyetinin bulunduğunu, noterin elinde karşılaştırma yapabileceği bir imkanın bulunmadığını, ibraz edilen kimlikteki tüm bilgilerin KPS'den gelen veriler ile uyumlu olduğundan işlemin gerçekleştirildiğini, farklı olan fotoğraf ve imzaların ise KPS sisteminde görünmediğini, bu nedenle noterin görevinin gerektirdiği tüm özeni gösterdiğini, daha fazlasının beklenemeyeceğini, Yargıtay'ın yerleşik içtihatları gereğince iğfal kabiliyeti bulunan evraklarla yapılan noter işlemlerinde zarar ve işlem arasındaki illiyet bağı kesildiğinden noterin zarardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; sahte vekaletnamedeki imza ile davacının bankada yer alan imza örneklerinin farklılığının uzmanlığı gerektirmeyecek şekilde ilk bakışta anlaşılabilecek nitelikte olduğu, yine parayı çeken ... isimli şahsın nüfus cüzdanı talep belgesindeki imzası ile ödeme makbuzundaki imzası arasında farklılık olduğu, bu hususun ilk bakışta anlaşılabildiği, son dönemde bankacılık uygulamalarında müşterilere ait kimlik bilgileri, resim ve imza örneklerinin karşılaştırılması yapılarak hesap sahibinin haberdar edilmesinin teamül haline geldiği halde davalı bankanın söz konusu işlemler sırasında ağırlaştırılmış sorumluluk gereği göstermesi gereken dikkat ve özeni göstermediği, davalı bankanın objektif bir özen ve gözetim yükümlüsü olduğu gibi emrinde çalışan yardımcı kişilerin eylemlerinden bu kapsamda sorumlu olduğu, davacının telefonuna yapılan bildirimin para çekme işleminden sonra olup önleyici olmadığı, davalı noter karşı Yargıtay bozması çerçevesinde işbu davanın açtırıldığı, vekaletin sahteliğine dayanılarak verilecek tazminat kararında, vekaletin sahte olduğunun tespiti için noterin davada taraf olduğu, bu nedenle birleşen dosyanın dava dilekçesinde noterin müteselsilen sorumluluğa dayalı tazminat talebinin bir önem arz etmediği, birleşen dosyanın davalısı noterin davacının imzasına ulaşmasının mümkün olmadığı, noterde mevcut olan KPS sisteminde sadece vekalet verenin nüfus bilgilerinin yer aldığı, fotoğraf ve imzasının bulunmadığı, yer alan nüfus bilgileri ile notere ibraz edilen sahte nüfus cüzdanındaki bilgilerin örtüştüğü, bu sebeple notere yüklenebilecek tazminat sorumluluğunun da bulunmadığı, birleşen dosya yönünden davalı noterin esasen haksız davaya sebep olmadığı, bu nedenle birleşen dosya yönünden davalı noter aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti taktir edilmeyeceği, ancak noter lehine de vekalet ücreti taktir olunmayacağı gerekçesiyle Kartal 3. Noterliği'nin 06/11/2012 tarihli 49555 yevmiye nolu noter senedinin (vekaletnamenin ) sahte olduğunun tespitine, asıl davada 535.000,00 TL'nin davalı Vakıflar Bankası'ndan tahsiline, bu tahsilat yapılırken 35.000,00 TL'lik kısmına 26/11/2012'den itibaren, kalan 500.000,00 TL'lik kısmının ise 27/11/2012 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa'nın 2/2 maddesi uyarınca avans faizi uygulanmasına, birleşen davada noter olan davalının sorumluluğuna yönelik ve bundan müteselsilen tahsiline ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen dava davalıları ayrı ayrı temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen dava davalıları vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen dava davalıları vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 27.409,39 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı bankadan, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına, 23/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    1-Dava, sahte noter senediyle işlem yapılmasından doğan zararın tahsili istemine ilişkindir.
    2-Somut olayda, sahte noter senediyle oluşturulan vekaletnameye dayalı olarak davalı bankadan, davacıya ait hesaptan 535.000 TL usulsüz para çekildiği sabit olup, mahkemece davanın kabulüne dair hüküm, Dairemizin 18.10.2017 T. ve 2016/5844 E. – 2017/5490 sayılı bozma ilamıyla, HMK’nın 208/4. Maddesi uyarınca, bir davada noter senedinin sahteliği iddiasının varlığı halinde, ilgili noterin de hasım olarak gösterilerek dava açılması gerektiğinden, davacıya bu dosya ile birleştirme istemli olarak noter aleyhine dava açılması için kesin süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
    3-Bozmaya uyulmasından sonra davacı tarafından noter aleyhine, davaya konu 06.11.2012 tarihli vekaletnamenin sahte olarak tanzim edildiğinin tespiti ve uğranılan zararın davalı noterden de tahsili istemiyle dava açılmış olup, yargılamanın sonunda, davalı Noter’den düzenlenen senedin sahte olduğunun tespitine, zararın ise davalı Vakıfbanktan tahsiline, Noter yönünden tazminat isteminin açıkça reddine karar verilmiştir. Ayrıca, masraf bölümünde, Noter aleyhine açılan birleşen dava yönünden, tarafların leh ve aleyhine vekalet ücretine hüküm olunmamasına karar verilmiştir.
    4-6100 sayılı HMK’nın Yargılama Giderinden Sorumluluk başlıklı 326. maddesinde yer alan “(1) Kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. (2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır” düzenlemesi uyarınca, Mahkemece davalı Noter yönünden 535.000 TL tazminat isteminin reddine karar verildiğine göre lehine vekalet ücretine hüküm olunması gerektiğini düşündüğümüzden, temyiz istemini reddeden Daire çoğunluğunun görüşlerine katılmıyoruz.

    Hemen Ara