19. Hukuk Dairesi 2012/14451 E. , 2013/1610 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında 16/11/2006 tarihli 5 yıl süreli bayilik sözleşmesinin imzalandığını, davalının sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını, sözleşmede belirtilen miktardan az LPG satın aldığını, davalının noter ihtarına rağmen akde aykırılığa son vermediğini, bunun üzerine haklı sebeple sözleşmenin fesih edildiği belirtilerek 60.000 USD cezai şartın ve 571.002,200 TL kar kaybının ödenmesinin noter ihtarı ile talep edildiğini, ancak ihtarnamenin davalıya tebliğ edilemediğini belirterek sözleşmenin feshine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000 USD cezai şart alacağı ve 5.000 TL kar mahrumiyeti alacağına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yargılamaya katılmamıştır.
Mahkemece, toplanan delillere göre davacının bayilik sözleşmesinin feshi ile sözleşmenin 29. maddesi gereğince 60.000 USD cezai şartın ve sözleşmenin 24. ve 29. Maddeleri gereğince hesaplanan 571.002,200 TL kar kaybı alacağının şimdilik cezai şarta ilişkin 5.000 USD ve kar mahrumiyetine ilişkin 5.000 TL"nin tahsilini istediği, davacının talebinin sözleşme hükümlerine göre açıkça belirli olmasına rağmen kısmi talepte bulunduğu, 6100 sayılı HMK"nun 109/2 maddesi gereğince dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Her ne kadar HMK"nun 109/2 maddesi uyarınca "Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz" ise de, dava ve usul ekonomisi bakımından aynı Yasa"nın 115/2 maddesi uyarınca davasını tam dava olarak devam ettirmesi ve harcı tamamlatması konusunda davacı vekiline kesin süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekirken bu yönler gözetilmeksizin davanın doğrudan usulden reddi isabetsizdir. Kabul şekli itibariyle de kendisini vekille temsil ettirmeyen davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.