19. Hukuk Dairesi 2012/7022 E. , 2013/1589 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin davalının büyük hissedarı olduğu ..."nin çalışanı olduğunu, müvekkilinin 2009 yılında ..."ndan kullandığı kredi için, davalının da kefil olduğunu, davalının müvekkilinden 23.000 TL"lik kefaletine karşılık bono aldığını, 2011 yılı 5. ayında kredi hesabı kapatıldığı ve davalının sorumluluğu kalmadığı halde; senedin takibe konulduğunu ileri sürerek, müvekkilinin borcunun bulunmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kefaleti ile davacının kredi kullandığını, kredi borcu ödenmeyince müvekkilinin kısmi ödeme yaptığını, kefalet borcuna karşı aldığı teminat bonosunu takibe koyduğunu, kredi borcu ödemesindeki aksaklıklar nedeniyle borcun 09.05.2011 tarihinde 2310-79723 nolu Tüketici Kredisi ile yeniden yapılandırıldığını, bu yeniden yapılandırılan kredi hesabında müvekkilinin kefaletinin devam ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre, kredi borcunun davacı tarafından kapatıldığı, davalının kredi borcunu ödediğine dair dekont, makbuz ibraz etmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, takibe konu bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, 07.10.2011 tarihinde verdiği cevaba cevap (replik) dilekçesinde “... Borç (banka borcu) 23.000 TL"dir. Bunun kredi sözleşmesinde tayin edilen sürelerde müvekkili tarafından ödenmeyen ve davalı tarafından ödenmek zorunda kalan kısmı toplam 3.359,25 TL"dir. Müvekkili bir ara ödeme güçlüğüne düşmüş, ... ... Şubesi"nin 2310-61880 numaralı kredisinin 07.11.2010, 07.01.2011, 29.04.2011, tarihi için 900 TL+360 TL olmak üzere 3.359,25 TL"si davalı ... tarafından ödenmiştir. Kısaca özetlersek; teminat senedini icraya koyan davalının uğradığı zarar toplamı, 3.359,25 TL iken, icra takibine konu talep 23.555,83 TL"dir. Biz davacı yan olarak, davalının ödediğini beyan ettiği bu miktarı kabul ediyoruz. Takip konusu miktarın bakiyesi olan 20.196,58 TL"lik kısmı için davaya devam edilmesini talep ediyoruz...” diye belirtmiş, keza aynı tarihli oturumda da “... Davalının cevap dilekçesini tebliğ aldık, dilekçede belirttiği 3.359,25 TL"yi müvekkilinin davalının elemanı olup, bu ödemeyi kabul ediyoruz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkemece davacı vekilinin 07.10.2011 tarihli dilekçesi ve aynı tarihli celsedeki beyanı üzerinde yeterince durulmadan ve davalı kefil tarafından halen kredi ödemelerinin de yapılmakta olduğu gözardı edilerek, yazılı gerekçe ile davalı kefilinin yaptığı ödemelerin bulunmadığı gerekçeleriyle, davanın kabulünde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre, davalının öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 990 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.