Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/6961 Esas 2013/1588 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/6961
Karar No: 2013/1588
Karar Tarihi: 29.01.2013

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/6961 Esas 2013/1588 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir karşılıklı alacak davasında, davacı aracın ayıplı olduğu iddiasıyla davalıya dava açmıştır. Mahkeme, davanın belirtilen sürede açılmadığı gerekçesiyle zamanaşımına uğradığını ve hükümle birlikte karşı davanın da konusuz kaldığını belirterek asıl davanın reddine, karşı dava konusuz olduğu için karar verilmesine yer olmadığına hükmetmiştir. Ancak davacı taraf bilirkişi raporunda belirtilen ayıbın hileli olduğunu savunarak temyiz etmiştir. Yüksek Mahkeme, mahkemenin hüküm verirken bilirkişi raporunu dikkate almadığını ve ayıbın hileli olup olmadığının netleştirilmesi gerektiğini belirterek hükmü bozmuştur.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 10. maddesi davanın usul ve esaslarını, 23. maddesi ayıplı malın satışından kaynaklanan hakların kullanımını, 61. maddesi zamanaşımını düzenlemektedir. HMK'nun 186. maddesi konusuz kalma ve karar verilememe durumunu, BK'nun 205. maddesi menfaatin iadesini düzenlemektedir.
19. Hukuk Dairesi         2012/6961 E.  ,  2013/1588 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki karşılıklı alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın reddine, karşı davanın konusuz kaldığı için karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün davacı-karşı davalı vekilince duruşmalı ve davalı-karşı davacı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-karşı davalı vekili Av. ... gelmiş, diğer davalı ve ihbar olunan taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-

    Davacı vekili, 07.04.2008 tarihinde davalıdan 0 km olarak aldığı ... Marka ... tipi yolcu taşımacılığında kullanılan aracın kısa aralıklarla üç kez motor yakmak suretiyle arıza yaptığını, ilk ikisinde motorun komple değiştirildiğini, 27.01.2010 tarihinde araç tekrar arıza yapınca davalı servise bırakarak 18.03.2010 tarihinde ihtarname çektiklerini ileri sürerek ayıplı araç için ödenen bedelinin ticari faiziyle birlikte ve kazanç kaybı ile aracın serviste kalacağı süre içindeki tazminatın ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı-karşı davacı vekili, müvekkilinin ... SPA şirketinin Türkiye’deki yetkili distribütörü ...’nin yetkili bayisi olduğunu, bu şirkete davanın ihbar edilmesi gerektiğini, olayda zamanaşımının dolduğunu, davanın bu nedenle reddedileceğini, davacının kalitesiz yakıt kullanımından dolayı aracının arızalandığını, 4077 sayılı Yasanın olayda uygulanamayacağını belirterek asıl davanın reddini istemiş, karşı davasında ise davacının elde ettiği menfaat tutarının BK’nun 205.maddesi uyarınca davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiştir.
    Mahkemece, dosya kapsamı, iş emirleri, delil tespiti raporu, bilirkişi raporu karşısında asıl davada araçta gizli ayıplı olduğu kabul edilse dahi, davanın belirlenen sürede açılmadığı gerekçesiyle, açılan davanın zamanaşımı süresi dolduğundan reddine, asıl dava reddedildiğinden karşı dava bu nedenle konusuz kaldığı için karşı davada karar verilmesine yer olmadığına, (HMK 186.madde) karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Somut olayda, 08.03.2011 tarihli üç kişilik bilirkişi kurulundan alınan raporun 6.sayfasının ddd)Ayıp, gizli veya hileli olmalıdır başlıklı bölümünün 3.paragrafında (sayfanın 8.paragrafı) “Ayıpla ilgili maddi koşullara genel olarak bakacak olursak, teknik incelemeden de anlaşıldığı gibi, olaydaki ayıbın lüzumlu vasıflarda ayıbın bir türü olan satılan malda elverişliliği önemli şekilde azaltan maddi bir ayıp söz konusu olduğu gibi bu ayıp GİZLİ ve HİLELİ BİR AYIP NİTELİĞİNDEDİR” denilmiştir.
    Bu söz konusu rapordaki belirtilen hileli ayıbın aksine mahkemece ayıbın hileli olduğu kanıtlanamadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
    Yapılması gereken iş; anılan bilirkişi raporuna itibar edilmeyecekse, konusunda uzman üç kişilik yeni bir bilirkişi kurulundan, özellikle ayıbın hileli olup olmadığı konusunda Yargıtay denetimine elverişli ve ayrıntılı rapor alınarak, alıcının iğfal edilip edilmediği üzerinde yeterince durulup, bir karar verilmekten ibarettir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün asıl davadaki davacı taraf yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı-karşı davalı yararına takdir edilen 990.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalı-karşıdavacıdan alınarak davacı-karşı davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara