Esas No: 2022/6700
Karar No: 2022/15355
Karar Tarihi: 29.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/6700 Esas 2022/15355 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2022/6700 E. , 2022/15355 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
5237 sayılı TCK'nin 43. maddesine göre "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle; somut olayda sanıklar hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamış, 5237 sayılı TCK'nin 61. maddesi uyarınca; suçun işleniş biçimini, suç işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suç konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında ... cezayı belirleyen mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmalarda ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanıklar tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezaların kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanıklar müdafilerinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, 5271 sayılı CMK'nin 302/1.maddesi uyarınca temyiz isteminin ESASTAN REDDİNE, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Ceza Dairesine gönderilmesine, 29.09.2022 tarihinde Yargıtay Üyesi ...'ın eleştiri yönünden karşı oyu ve oy çokluğuyla diğer yönlerden oy birliğiyle karar verildi.
KARŞI GÖRÜŞ;
Sayın çoğunluğun sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün, istinafı üzerine kurulan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin hükme yönelik, sanıklar müdafilerinin temyizi üzerine, temyiz isteminin esastan reddine karar verilirken sanıklar hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle eksik ceza tayininin aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmadığına ilişkin eleştiri düşüncesine iştirak etmek mümkün bulunmamıştır, zira;
Sanıklar müdafilerinin temyizleri suçun sübut bulmadığı, teşhis işleminin usule uygun yapılmadığına tayin edilen cezanın orantısız olduğuna ve atılı suçtan beraat kararı verilmesi gerektiği ilişkin olup sanıklar hakkında kurulan hüküm yönünden aleyhe başkaca temyiz istemi yoktur.
Evvel emirde CMK'nin 288 maddesinde "Temyiz , ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır" yine CMK' nin 294. maddesinde "Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır" ve yine CMK' nin 298 maddesinde ise "temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermediğinin saptanması" halinde Yargıtay'ın temyiz istemini ret edeceği hükümlerine yer verilmiştir.
CMK'nin "Temyizde incelenecek hususlar" başlıklı 301. maddesi "Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksandan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında inceleme yapar" hükmünü amir olup, temyiz incelemesinin mahiyeti bu hükümle kesin ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmiştir.
Görüldüğü üzere temyiz incelemesi hükme yönelik temyiz nedenleri ile sınırlı olarak yapılabilecektir. Hemen belirtmek gerekir ki inceleme sonucunda doğru olmadığı tespit edilse dahi hüküm herhangi bir hukuka aykırılık iddiası ile temyiz edilmişse, temyiz dilekçesinde gösterilmemiş olsa bile CMK' nın 289 maddesinde yazılı kesin hukuka aykırılık halleri yönünden de temyiz incelemesi temyiz incelemesi yapılacak bunun dışında temyiz incelemesi yapılamayacaktır.
Temyiz incelemesinde temyiz nedeni yönünden 1412 sayılı CMUK' nin 320. maddesinde " hükme tesiri olacak derecede kanuna muhalefet edilmiş olduğunu görürse talepte mevcut olmasa dahi bu hususu tetkik eder" şeklinde yer alan ibareye benzer bir düzenlemeye 5271 sayılı CMK'de yer verilmemiş dolayısıyla temyiz incelemesi temyiz nedenine ve CMK' nin 289 maddesinde belirtilen kesin hukuka aykırılık hallerine hasredilmiştir. Dolayısı ile bu nedenler dışına çıkılarak temyiz incelemesi yapılması kanunen mümkün değildir.
CMK'nın 301. maddesi kapsamında yapılacak inceleme sonucunda CMK' nin 302/1 maddesine göre hükmün hukuka uygun bulunması halinde temyiz isteminin esastan reddine karar verileceği belirtilmiş; ikinci fıkrada ise "Hüküm temyiz başvurusunda gösterilen , hükmü etkileyecek nitelikteki hukuka aykırılıklar nedeniyle hükmü bozar bozma sebepleri ilamda ayrı ayrı gösterilir" hükmüne yer verilmiştir. Burada da görüldüğü üzere bozma nedeninin ancak temyiz başvurusunda gösterilen nedenlere hasredileceği açık ve kesin biçimde belirtilmiştir. Bununla beraber anılan maddenin üçüncü fıkrasında " hüküm bozulduğunda dilekçede açıklanmış olmasa bile saptanan diğer hukuka aykırılık halleri de ilamda gösterilir." şeklinde düzenleme nazara alındığında dilekçede gösterilen temyiz nedenleri incelenirken hükmün hukuka aykırılıktan dolayı bozulmasına karar verilmesi halinde dilekçede gösterilmeyen hukuka aykırılıklar saptanmış ise bunların da bozma ilamında gösterileceği belirtilmektedir.
Görüldüğü üzere temyiz incelemesinde genel kural, temyiz dilekçesinde gösterilen hukuka aykırılık halleri ile sınırlı olup ve dilekçede bir temyiz nedeni gösterilmişse buna bağlı olarak CMK' nin 289. maddesinde gösterilen hukuka kesin aykırılık hallerinin incelenmesinden ibarettir. Bunun dışında temyiz incelemesi yapılması mümkün değildir. Ancak bu temyiz nedenleri incelenirken dilekçede gösterilmeyen başka hukuka aykırılık hallerinin saptanması halinde bu hususların ilamda gösterilmesi ancak CMK' nin 302/3. maddesine göre ancak hükmün bozulması haline hasredilmiştir. Dilekçede gösterilen temyiz nedenine bağlı incelemede hukuka aykırılık tespit edilemeyen ve bu nedenle temyiz isteminin esastan reddine karar verilen durumlarda temyiz nedeni dışına çıkılarak saptanan hukuka aykırılığın esastan ret kararında gösterilebileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Esasen temyiz nedenine bağlı yapılan incelemede esastan ret kararı verilen durumda temyiz nedeni dışına çıkılarak temyiz edenin sıfatına göre aleyhe hukuka aykırılığın tespiti ve bu durumun karara derci temyiz isteminin esastan rereddi kararının doğasına da aykırıdır.
Hal böyle olunca sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmü ve istinaf talebinin esastan reddi kararının sanığın temyizi üzerine Dairemizce yapılan temyiz incelemesi ile temyiz isteminin esastan reddine karar verilmesi karşısında temyiz dilekçesinde sanıklar tarafından gösterilmeyen ve sanıkların aleyhine olan hukuka aykırılığa işaret edilmesinin, temyiz nedenine hasren yapılması gereken temyiz incelemesinde, temyiz nedeni dışına çıkılarak inceleme yapılmasın kanuna aykırı olup 1412 sayılı CMUK'nin 320 maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemden kalma uyulama geleneğinin devamına 5271 sayılı CMK düzenlemesi cevaz vermemektedir.
Yine bozma kararında uygulanması mümkün bulunan CMK'nin 302/3. maddesinin temyiz isteminin esastan reddi kararlarına kıyasen uygulanması da, CMK' nin 301. maddesi ve temyiz isteminin esastan reddi kararının ruhuna aykırı olduğundan mümkün bulunmamaktadır.
Bu bağlamda temyiz isteminin esastan reddi kararının verildiği somut olayda temyiz dilekçesinde gösterilmeyen ''zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini'' nedenine dayalı inceleme yapılarak bunun temyiz isteminin esastan reddi kararında aleyhe temyiz olmadığından eleştiri konusu yapılmasının mümkün bulunmadığı düşüncesi ile temyiz isteminin esastan reddine karar verilen ilamda zincirleme suç hükümlerine ilişkin eleştiriye yer verilmesine ilişkin sayın çoğunluğun kararına katılmak mümkün bulunmamıştır.29.09.2022