Esas No: 2021/12183
Karar No: 2022/15420
Karar Tarihi: 03.10.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/12183 Esas 2022/15420 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/12183 E. , 2022/15420 K.Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından hüküm kurulduğu belirtilen kararda, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin mahkumiyet hükmünün infaz aşamasında Anayasa Mahkemesi kararının gözetilmesi gerektiği belirtilmiştir. Yargılamanın usulüne uygun yapıldığı ve delillerin kanuna uygun şekilde değerlendirilerek sanığın suçunun ispat edildiği vurgulanmıştır. Özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarına ilişkin mahkumiyet hükümleri ise, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülerek bozulmuştur. Özel belgede sahtecilik suçu kapsamında, Elektronik Haberleşme Kanunu'nda yer alan düzenlemeler de gözetilmelidir ve ön ödeme ihtarı yapılıp sonuca göre karar verilmelidir. Dolandırıcılık suçu kapsamında ise, mağdurların farklı olması nedeniyle uzlaşma hükümleri uygulanamamaktadır. Bu suçlarla birlikte işlenen uzlaştırma kapsamına girmeyen suçların değerlendirilmesi gerekmektedir. Kanun maddelerine ilişkin olarak, Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesi ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. ve 254. maddeleri detaylı bir şekilde açıklanmalıdır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik, dolandırıcılık
...
A) “Resmi belgede sahtecilik“ suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde:
5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
B) “Özel belgede sahtecilik“ ve “dolandırıcılık“ suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde:
1-Özel belgede sahtecilik suçu yönünden:
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
a)Suç ve hüküm tarihinden önce 10.11.2008 tarihli ve 27050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile 56/2. fıkrasındaki "İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükümleri karşısında; TCK'nin 7. maddesi uyarınca, özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sanığa usulüne uygun şekilde ön ödeme ihtarı yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında “özel belgede sahtecilik” suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
b)Sanığın eylemine uyan 5809 sayılı Kanun’a aykırılık suçunda ön ödemenin gerçekleşmemesi halinde; hükümden sonra 16.03.2021 tarih ve 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli 2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması ve yine hükümden sonra 05.07.2022 tarih ve 31887 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7417 sayılı Kanun'un 52. maddesi ile 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'na eklenen “Dava ve Cezaların ertelenmesi” başlıklı Geçici 7. madde ile „Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilir.” hükmü gereğince, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
c)Kabule göre de; 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Dolandırıcılık suçu yönünden:
24.10.2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesinin üçüncü fıkrasına “birlikte” ibaresinden sonra gelmek üzere “aynı mağdura karşı” ibaresi eklenmiş olup, anılan yasa maddesinde yapılan değişiklikle uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağının düzenlendiği dikkate alınarak; somut olayda, atılı suçların mağdurlarının farklı olduğu anlaşılmakla, sanığa yüklenen ve TCK’nin 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca dolandırıcılık suçu yönünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin BOZULMASINA, 03.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.