19. Hukuk Dairesi 2012/14959 E. , 2013/1540 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili tarafından davalıya satılıp teslim edilen mallar karşılığı düzenlenen faturaya dayalı alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekilinin davacıya borcu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, davalı ticari defterlerinin noter kapanış tasdikinin 2005 yılı hariç 2006 ve 2007 yıllarında usulüne uygun yaptırılmış olması nedeniyle kendisi yönünden delil olarak kabul edilecek nitelikte olduğu, davalı ticari defterlerinde kayıtlı görünen ancak davacı kayıtlarında görülmeyen ödemelerin davalı tarafça ödeme belgeleri ile kanıtlandığı, davalı kayıtlarına göre davacının alacak miktarının icra takibi itibarıyla 19.701,34-TL olarak belirlendiği, takip öncesi temerrüt olgusunun gerçekleşmediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne davalının takibe yönelik itirazının 19.701,34 TL asıl alacak üzerinden iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz işletilmek suretiyle takibin devamına, fazlaya ait istemin reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece hükmüne uyulan Dairemizin 2011/7930 E., 2012/2012/388 K. sayılı ve 18.01.2012 tarihli bozma kararında;
""Davanın temelini oluşturan icra takibinde 2007 tarihli faturalara dayanılarak alacak talebinde bulunulmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalının 2005 yılında yapmış olduğu ödemeler gözetilerek görüş bildirilmiştir. Ödemelerin yapıldığı tarihte henüz dava konusu edilen faturalar kapsamındaki alacak doğmamış olup doğmamış bir alacağın ödenmesi sözkonusu olmayacağından 2005 yılındaki ödemelerin 2006 ve sonraki yıllarda oluşan alacağa ilişkin olduğunun kabulü doğru görülemez. Mahkemece bu yönler gözetilmeden somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle hüküm kurulması doğru görülmemiştir"" denilerek hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş ise de bozma gerekleri yerine getirilmemiş ve bozmadan önceki karar gibi hüküm kurulmuştur. Yargıtay bozma kararına uyulmakla taraflar yönünden usulü kazanılmış hak doğar. Mahkemece bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, Dairemizin bozma kararına yanlış anlam verilerek hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.