Esas No: 2022/1812
Karar No: 2022/6031
Karar Tarihi: 30.06.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/1812 Esas 2022/6031 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/1812 E. , 2022/6031 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ :Kasten öldürme
HÜKÜM:1)... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/01/2020 tarih, 2019/310 (E), 2020/48 (K) sayılı kararı; Sanık hakkında maktule yönelik kasten öldürme suçundan TCK'nin 81/1, 53/1, 54/1. maddeleri gereğince müebbet hapis cezasına mahkumiyetine dair karar.
2)... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 08/10/2021 tarih, 2020/618 (E) ve 2021/2528 (K) sayılı "istinaf başvurularının esastan reddine" dair karar.
TEMYİZ EDENLER :Sanık müdafii, katılan ... vekili
TÜRK MİLLETİ ADINA
... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 08/10/2021 tarih, 2020/618 (E) ve 2021/2528 (K) sayılı kararının, sanık müdafii ve katılan ... vekili tarafından 5271 sayılı CMK'nin 291. maddesinde belirtilen süre içinde temyiz edildiği anlaşılmıştır.
Dosya incelendi.
Gereği görüşülüp düşünüldü;
... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 08/10/2021 tarih, 2020/618 (E) ve 2021/2528 (K) sayılı kararının katılanlar vekiline 08/10/2021 tarihinde tefhim edildiği, katılanlar vekilinin 08/10/2021 tarihinde 5271 sayılı CMK'nin 291. maddesinde belirtilen süre içinde herhangi bir nedene dayanmayan süre tutum dilekçesi verdiği, gerekçeli kararın 01/11/2021 tarihinde tebliğ edilmesine karşın katılanlar vekilinin CMK'nin 295. maddesinde belirtilen 7 günlük yasal süreden sonra 15/11/2021 tarihinde gerekçeli temyiz başvurusunda bulunduğu anlaşılmış ise de;... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 08/10/2021 tarih, 2020/618 (E) ve 2021/2528 (K) sayılı yargılanmasına kararında yalnızca 5237 sayılı CMK'nin 291. maddesinde belirtilen 15 günlük süre tutum dilekçesine ilişkin ihtarın bulunduğu, tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde 5237 sayılı CMK'nin 294. maddesine uygun şekilde gerekçeli temyiz başvurusunda bulunmaları gerektiğine dair herhangi bir ihtarın bulunmadığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 17/03/2021 tarih ve 2019/9.MD-554 (E)- 2021/117 (K) sayılı kararında da belirtildiği üzere, kararda CMK'nin 295/1. maddesinde belirtilen 7 günlük yasal süreye dair ihtarın bulunmaması durumunda tarafların gerekçeli temyiz istemlerinin kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle katılanlar vekilinin 15/11/2021 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilmiştir.
Sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan hükmedilen hapis cezasının beş yılın üzerinde olması nedeniyle CMK'nin 286/2-a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyize tabi olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 08/10/2021 tarih, 2020/618 (E) ve 2021/2528 (K) sayılı "istinaf başvurularının esastan reddine" dair hükmünün tüm dosya kapsamına göre hukuka uygun olduğu anlaşıldığından; sanık müdafiinin; sanık hakkında haksız tahrik ve takdiri indirim maddelerinin uygulanması gerektiğine, katılanlar vekilinin; suç vasfına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle, 5271 sayılı CMK’nin 302/1. maddesi gereğince isteme uygun olarak TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ ile HÜKMÜN ONANMASINA,
Dosyanın, 28.02.2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 304/1. maddesi gereğince "... 2.Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere” Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30/06/2022 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
Sanık ...’ın maktul ...’i kasten öldürdüğü subüta eren olayda yerel mahkeme tarafından TCK’nin 81. maddesi gereği verilen ceza lehe ve aleyhe temyiz edilmiş hem BAM Ceza Dairesi ve hem de Dairemiz çoğunluğu tarafından karar yerinde görülerek onaylanmıştır. Dosya kapsamı ve delil durumuna göre sanık lehine asgari oranda haksız tahrik indirimi yapılması gerektiği kanaati ile Dairemizin çoğunluk görüşüne katılmıyorum. Şöyle ki;
Olayın oluş şeklini, tarafların niçin kavgaya başladığını gören tanık yoktur. Dosyada ifadesine başvurulan tanıklar ..., ... ve ...’ın olaydan sonra kollukta verdikleri ilk ifadelerinde tarafların küfürleşme sesleri ve kavga üzerine olayın farkına vardıklarını anlatmışlardır. Bu üç tanıkta kavganın niçin çıktığını görmemiş olup olay öncesi ile ilgili bilgileri yoktur, beyanlarına haksız tahrikin (TCK’nin 29. madde) varolup olmadığı yönünden itibar olunamaz.
Olay gece 05.42 sularında olmuştur. Uyuşturucu bulabilmek için arkadaşlarının yanından ayrılıp olayın meydana geldiği parka gelen maktul burada sanık ile karşılaşmıştır. Aralarında geçen diyalog sanığın aksi ispatlanamayan savunmasına göre şöyledir: “Şelale parkının olduğu cadde tarafında yürümekteydim. Daha önce hiç görmediğim benden biraz uzun şahıs ile karşılaştım. Ben kendisine senin adın ne diye sordum. Bana ne yapacaksın diye ters cevap verdi. Bu sefer bu şahıs senin adın ne diye sordu. Ben ... Deccalım diye cevap verdim. Bende Deccalım dedi. Bende kendisine hayırdır bana mı iş koyuyorsun dedim. Tartıştık. Bana elini kolunu salladı. Değişik hareketler yaptı. Bende kendisinden korktum. Gardaş git işine dedim. Beni itekledi. Bende kendisini itekledim. Kavga başladı. Bana küfür etti. Benim suratıma vurdu. Bende kendisine tekme attım. Yere düştüm. Elimdeki bıçak ile yanıma yaklaştırmamak istedim. Bıçağı savurdum, kendimi korudum. Bıçak ilk önce karın bölgesine geldi. Sonra tekrar yere düştü. Boğaz kısmından kan geldi. Bende kanı gördüm ve kaçtım...” demiştir.
Dairemizin yerleşik içtihadı gereği olayın başlangıç şekli ile ilgili sanığın baştan beri yaptığı savunması aksine delil yok ise şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği aşılamayan bu savunmaya itibar olunarak sanık savunmasında anlatıldığı şekliyle olayın gerçekleştiği kabul edilmekle ilk haksız hareketin maktulden sanığa yönelen küfür ve darp şeklinde gerçekleştiği sanığın asgari haksız tahrik altında bu suçu işlediği kabul edilerek sanık lehine asgari oranda haksız tahrik indirimi yapılması gerektiği kanaatiyle Dairemizin çoğunluk görüşüne muhalifim.