Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/4918 Esas 2022/6061 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/4918
Karar No: 2022/6061
Karar Tarihi: 04.07.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/4918 Esas 2022/6061 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/4918 E.  ,  2022/6061 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçuna azmettirme
    HÜKÜM : Mahkûmiyet

    Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
    I. HUKUKÎ SÜREÇ
    1. İstanbul 53. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.11.2013 tarihli ve 2011/309 Esas, 2013/432 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçuna azmettirme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 38 inci maddesinin birinci fıkrası delaletiyle aynı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) ve (e) bentleri, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde sanığın, 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
    2. İstanbul 53. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.11.2013 tarihli ve 2011/309 Esas, 2013/432 Karar sayılı kararının katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 01.03.2016 tarihli ve 2015/22641 Esas, 2016/5098 Karar sayılı ilâmıyla;
    "Sanık ile katılan arasında adliyeye yansımış birçok dava bulunduğu, husumetli olduklarının sabit olduğu, sanığın oğlu olan tanık ... soruşturma aşamasındaki beyanında babası olan sanığın kızkardeşini arayarak "..."in yanına gitmeyin, onu vurduracağım dediğini" belirttiği, sanık da savunmasında yaralama olayını kanser hastası olan köylüsü ... isimli şahsı aradığında öğrendikten 3-4 gün sonra oğlunu aradığını ve köylüsü ...'tan öğrendiği yaralanma olayını konuştuğunu ileri sürdüğü anlaşılmıştır.
    Sanığın, kızı olan ... ile sanığın savunmasında adı geçen ... isimli şahsın kimliği tespit edilip, tanık olarak dinlenmeleri, tanık ...'a özellikle sanığın tanık ...'ın beyanında belirttiği gibi '...'in yanına gitmeyin, onu vurduracağım' şeklinde söyleyip söylemediğinin sorulması, yine tanık ...'a özellikle ...'in yaralanma olayını sanığa kendisinin mi söylediği yoksa sanığın olayı bilip bilmediğinin sorulması, sanığın kullandığı anlaşılan Samsung marka cep telefonunun kayıtlardan İMEİ numarası tespit edilip başka telefon numaraları ile kullanıp kullanılmadığının, ayrıca sanığın adına kayıtlı başka telefon numarası olup olmadığının GSM şirketlerinden sorulması, tanıklar ..., ... ve ...'un olay tarihinden öncesine ve sonrasına ait görüşme kayıtları istenerek özellikle sanığın savunmasında belirttiği gibi önce tanık ...'u arayıp, 3-4 gün sonra da tanık ...'ı ve olayın öncesinde de tanık ...'ı arayıp aramadığının tespit edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,"
    Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
    3. İstanbul 53. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.12.2021 tarihli ve 2016/150 Esas, 2021/496 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçuna azmettirme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) ve (e) bentleri, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 11 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
    II. TEMYİZ SEBEPLERİ
    Sanığın temyiz sebepleri;
    1. Hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine,
    2. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ya da seçenek yaptırımlara karar verilmesi gerektiğine,
    3. Vesaire,
    İlişkindir.
    III. OLAY VE OLGULAR
    1. Sanık ile katılanın kardeş oldukları, olay günü katılanın evine gitmek üzere yürüdüğü sırada sokakta arkasından gelen, yüzünü görmediği bir kişinin kendisine ateş ettiği, sol diz kapağı arkasında bir acı hissedip vurulduğunu anladığı, bu olay ile ilgili olarak öz ağabeyi olan sanık ...'dan şüphelendiği, katılanı vuran kişinin kimliğinin tespit edilemediği ve eylem sonunda katılanın hayati fonksiyonlarına orta (3) derecede etki edecek kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı belirlenmiştir. Kardeş olan taraflar arasında önceye dayalı husumet bulunduğu, bu hususun her iki tarafın beyanları ve adliyeye yansımış pek çok davaların bulunması nedeniyle sabit olduğu, hazırlık ve duruşma aşamasında dinlenen tanık beyanları dikkate alındığında sanığın kimliği tespit edilemeyen üçüncü kişiyi kardeşi olan katılanı yaralaması için azmettirdiği, her ne kadar sanık suçlamayı kabul etmemiş ise de olay tarihinde sanığın kızı olan tanık ...'ı arayarak "...'in yanına gitmeyin, onu vurduracağım." dediği, sanığın oğlu olan tanık ...'ın da sanığın kız kardeşini arayarak "...'in yanına gitmeyin, onu vurduracağım." yolunda beyanda bulunduğu, her ne kadar sanık katılanın yaralandığını olaydan üç dört gün sonra köylüsü olan ... isimli kişiden öğrendiğini savunmuş ise de ... isimli kişinin sanık hakkında dava açılmadan evvel öldüğü, bu şekilde sanığın bu beyanını doğrulamayacak bir kişinin adını vererek beyanının doğruluğunun tetkiki imkânını ortadan kaldırdığı, her ne kadar Yargıtay bozma ilamında tanıklar ..., ... ve ...'un olay öncesi ve sonrasında sanıkla görüşmelerine dair HTS kayıtlarının getirtilmesi gerektiği belirtilmiş ise de suç tarihi itibarıyla bu kayıtlara ulaşım imkânının artık kalmadığı, bu nedenle bu delilin toplanamayacağı, sanığın kızı olan ...'ın bozma sonrası duruşmada da aynı şekilde babasının amcasını kastederek "Ben onu vurduracağım." dediği şeklinde beyanda bulunduğu, katılanın oğlu olan tanık ...'ın da olaydan sonra sanığın oğlu ...'ı arayarak "Amcan yürüyor mu, ayakta mı?" gibi sorular sorduğu, ...'ın amcasının iyi olduğunu söylemesi üzerine "... misin?" diye sorduğunu beyan ettiği ve sanığın daha önce de katılana silahla ve bıçakla saldırdığını beyan ettiği anlaşılmakla sanığın eylemi sabit görülerek hakkında mahkûmiyet hükmü kurulduğu belirlenmiştir.
    2. Sanığın, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği belirlenmiştir.
    3. Sanığın eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak; Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Sarıyer Adlî Tıp Şube Müdürlüğünce tanzim olunan, 08.11.2010 tarihli; "Femur alt uçta kemik içinde ön kısma kadar ilerleyen metalik imaj, korteks kırığı basit bir tıbbî müdahale ile giderilemez, kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi orta (3) derecededir, hayati tehlikeye neden olmaz." görüşünü içerir adlî muayene raporu dava dosyasında mevcuttur.
    4. Tarafların kardeş oldukları ancak her ikisinin de soyadlarını değiştirdikleri, dava dosyasında mevcut güncel ve resmî nüfus kayıt örneklerinden anlaşılmıştır.
    5. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verildiği belirlenmiştir.
    IV. GEREKÇE
    Suç tarihi olan 24.03.2009 günü, katılan ... evine gitmek üzere yürüdüğü sırada sokakta arkasından gelen, kimliği tespit edilemeyen bir kişinin ateş etmesi üzerine, sol dizinden yaşamsal fonksiyonlarına orta derecede etki edecek kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı, katılanın olayla ilgili olarak öz ağabeyi sanık ... 'dan şüphelendiği, öz kardeş olan katılan ile sanık arasında mirasla ilgili gerek kendi beyanları gerekse adliyeye yansımış pek çok davalarının bulunması nedeniyle önceye dayalı husumet bulunduğu, sanığın oğlu olan tanık ...'ın soruşturma aşamasındaki beyanında babası olan sanığın, kız kardeşi ...'ı arayarak "..."in yanına gitmeyin, onu vurduracağım dediğini" belirttiği, sanık da savunmasında yaralama olayını kanser hastası olan köylüsü ... isimli şahsı aradığında öğrendikten 3-4 gün sonra oğlunu aradığını ve köylüsü ...'tan öğrendiği yaralanma olayını konuştuğunu ileri sürdüğü; ancak, bozma ilamı üzerine mahkemece yapılan araştırma sonucunda, sanığın savunmasında adı geçen tanık ...'un, sanık hakkında dava açılmadan önce öldüğü, sanık ve tanıklar arasında görüşme yapılıp yapılmadığının tespiti yönünde gelen yazılı yanıtlardan, suç tarihi itibariyle HTS kayıtlarına ulaşım imkanının artık kalmadığının dosyaya yansıdığı, böylece sanık, tanıklar ..., ... ve ...'un olay tarihinden öncesine ve sonrasına ait görüşme kayıtlarının temin edilemediği somut olayda; sanık ...'in üzerine yüklenen katılana yönelik silahla neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralamaya azmettirdiğine dair her türlü kuşkudan uzak, kesin, inandırıcı ve somut delillerin bulunmadığı, ceza hukukunun temel ilkelerinden olan "in dubio pro reo (şüpheden sanık yararlanır) ilkesi" gözetilerek, sanığın üzerine yüklenen neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralamaya azmettirme suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde cezalandırılması yönünde hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.
    V. KARAR
    Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul 53. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.12.2021 tarihli ve 2016/150 Esas, 2021/496 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

    Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

    04.07.2022 tarihinde karar verildi.




    Hemen Ara