Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5590 Esas 2022/6059 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/5590
Karar No: 2022/6059
Karar Tarihi: 04.07.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5590 Esas 2022/6059 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/5590 E.  ,  2022/6059 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
    HÜKÜM : Mahkûmiyet

    Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
    I. HUKUKÎ SÜREÇ
    1. Muş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.10.2015 tarihli ve 2014/394 Esas, 2015/610 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca iki kez ayrı ayrı 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına karar verilerek 5237 sayılı Kanun'un 51inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca hapis cezasının ertelenmesine ve aynı Kanun'un 51 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca sanığın, 1 yıl süreyle denetime tabi tutulmasına karar verilmiştir.
    2. Muş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.10.2015 tarihli ve 2014/394 Esas, 2015/610 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 20.05.2019 tarihli ve 2019/3399 Esas, 2010/10918 Karar sayılı ilâmıyla;
    "1) Sanığın mağduru aynı gün içerisinde farklı zamanlarda iki kez bıçakla yaraladığının sabit olması karşısında ilk olayda ve ikinci olayda mağdurda hangi yaralanmaların meydana geldiğinin ayrı ayrı tespitiyle her bir yaralanma olayına ilişkin ayrı ayrı adli raporlar alınması yerine her iki olaya ilişkin yaralanmaların bütün olarak değerlendirmeye esas alınarak ve eylemler ayrılmadan alınan rapora istinaden yazılı şekilde hüküm tesisi gerektiğinin gözetilmemesi,
    2) Mağdurun yaralanması hakkında hükme esas alındığı anlaşılan Muş Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 01.04.2015 tarihli raporda mağdurun hayati tehlike geçirecek ve basit müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığının bildirilmesi karşısında, 86/1. maddesine göre temel cezanın belirlenmesinin ardından, 87/1-d ve 87/1-son maddelerinin ayrı ayrı, denetime imkan verecek şekilde uygulanması gerekirken, yazılı şekilde uygulama yapılarak sanık hakkında eksik ceza verilmesi,
    3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,"
    Nedenleriyle bozulmasına ve 1412 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına karar verilmiştir.
    3. Muş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.01.2022 tarihli ve 2019/328 Esas, 2022/54 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ve aynı maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ve 62 nci maddesinin fıkrası ve uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; ancak, 1412 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının korunması ile iki kez 1 yıl 3 ay, toplam 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5237 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
    II. TEMYİZ SEBEPLERİ
    Sanığın temyiz sebepleri; hükmü temyiz etme iradesinden ibarettir.
    III. OLAY VE OLGULAR
    1. Temyiz dışı sanık ..., sanık ...'in babası olup ...'in kızı ve damadı arasında sorunlar bulunduğu, mağdur ...'in de ...'in damadının amcası olması nedeni ile her iki aile arasında husumet bulunduğu, olay günü mağdur ...'in yengesinin evinde bulunduğu sırada sanık ...'in buraya geldiği, burada sanık ile mağdurun tartıştıkları, tartışma sırasında sanığın üzerinde taşıdığı bıçakla mağdur ...'i sırtının sol tarafından yaraladığı ve akabinde olay yerinden uzaklaştığı, bir süre sonra dışarı çıkan mağdur ...'in temyiz dışı sanık ... ile karşılaştığı, tarafların birbirlerini elleri ile darp ettikleri, araya girenler tarafından ayrıldıkları, sonrasında mağdur ...'in bir çay ocağına giderek oturduğu, kısa bir süre sonra yanına gelen sanık ...'in, yanında temyiz dışı sanık ... ile buraya gelerek mağdura saldırdıkları, sanık ...'in yine elindeki bıçakla mağdur ...'i vücudunun değişik yerlerinden yaraladığı, Tahsin'in hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı anlaşılmıştır.
    2. Sanığın, üzerine atılı suçlamayı ikrar ettiği belirlenmiştir.
    3. Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak;
    a) Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Muş Adlî Tıp Şube Müdürlüğünce tanzim olunan, 01.04.2015 tarihli;
    "Sol skapuler alanda 2x1 cm.'lik ve 3 cm.'lik delici kesici alet girişleri olduğu, sol 10-11-12. kotun altında 3 cm.'lik yatay kesi olduğu, batın yan duvarda 2 cm.'lik yatay delici kesici alet girişi bulunduğu, çekilen toraks BT'de solda plevral yapraklar arasında 7 mm. hemotoraks olduğu, solda hemotoraks arızasının; Hayati tehlikeye neden olduğu,
    Basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı,Kemik kırığı bulunmadığı,"
    b) Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı İstanbul 2. Adlî Tıp İhtisas Kurulunca tanzim olunan, 08.03.2021 tarihli;
    "1) Kişinin vücudunda sırt solda 2 (iki) adet, göğüs solda 1 (bir) adet ve sol lomber bölgede 1 (bir) adet olmak üzere toplam 4 (dört) adet kesici delici alet yaralanması tanımlandığı,
    2) Sırt solda ve göğüs solda tanımlanan lezyonların traseleri açık ve net olarak belirtilmediğinden en az 1 (bir) tanesinin göğüs boşluğuna girerek solda hemotoraksa ve sol 3. kotta kesiye (kırığa) neden olan yaralanmasının,
    A) Kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum OLDUĞU,
    B) Kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte OLMADIĞI,
    C) Vücudundaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi Hafif (1), Orta (2-3) ve Ağır (4-5-6) olarak sınıflandırıldığında; şahısta saptanan kırığın hayat fonksiyonlarını Orta (2) derecede etkileyecek nitelikte olduğu,
    3) Sol lomber bölgede tanımlanan traseninde büyük damar,sinir veya organ yaralanması tanımlanmayan ve derin yumuşak doku lezyonuna neden olan kesici delici alet yaralanmasının,
    A)Kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum OLMADIĞI,
    B)Kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte OLMADIĞI,
    C)Vücudunda kemik kırığı tanımlanmadığı,"
    Görüşlerini içerir adlî muayene raporu dava dosyasında mevcuttur.
    4. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği belirlenmiştir.
    IV. GEREKÇE
    1. Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak tanzim olunan adlî muayene raporunda mağdurun vücudunda hayat fonksiyonlarına etkisi orta (2) derecede kemik kırığı meydana geldiği ve mağdurun hayati tehlike geçirdiği gözetilerek 5237 sayılı Kanun'un "Cezanın belirlenmesi" başlıkla 61 inci maddesinde belirtilen, sanığın kastının yoğunluğu, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı gibi kriterler ile 5237 sayılı Kanun'un "Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi" başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer verilen cezada orantılılık ilkesi gereği sanık hakkında hüküm kurulurken 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre temel cezanın tayininde, sonuca etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
    2. Sanık hakkında hüküm kurulurken 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre belirlenen "1 yıl 6 ay" hapis cezasının, aynı Kanun'un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi uyarınca (1/2) oranında artırılması neticesinde belirlenmesi gereken ceza miktarı "1 yıl 15 ay" hapis cezası iken hesap hatası neticesinde "2 yıl 3 ay" hapis cezası olarak tespiti, yine bu miktar üzerinden 5237 sayılı Kanun'un 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca (1) kat artırım uygulandığında belirlenmesi gereken ceza miktarı "2 yıl 30 ay" hapis cezası iken hesap hatası neticesinde "4 yıl 6 ay" hapis cezası olarak tespiti suretiyle eksik ceza tayini, hukuka aykırı bulunmuştur.
    3. Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına konu hükmün yalnız sanık tarafından temyiz edildiği, bozma ilâmında 1412 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına karar verildiği, bozmaya konu hükümde sanık hakkında netice hapis cezalarının 5237 sayılı Kanun'un 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ertelenmesine karar verildiği, bozma sonrası yargılamada ise 1412 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sanığın kazanılmış hakkının, iki ayrı eylem yönünden kurulan iki ayrı hükme ilişkin netice cezaların toplanması suretiyle korunmasına karar verildiği, erteleme yönünden kazanılmış hakkın ihlâl edildiği belirlenmekle, bu husus hukuka aykırı bulunmuştur.
    4. Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca erteleme müessesesinin uygulanmasını müteakip aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca denetim süresi belirlenirken "Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz." şeklindeki hükme aykırı olacak şekilde denetim süresinin 1 yıl olarak belirlenmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
    V. KARAR
    Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Muş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.01.2022 tarihli ve 2019/328 Esas, 2022/54 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
    Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    04.07.2022 tarihinde karar verildi.




    Hemen Ara