Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/16281 Esas 2013/1417 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/16281
Karar No: 2013/1417
Karar Tarihi: 24.01.2013

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/16281 Esas 2013/1417 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, müşterisiyle yaptığı sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğini söyleyerek davalıdan 419.810,84 TL alacağını talep etmiştir. Ancak mahkeme, davacının açtığı belirsiz alacak davasının kabul edilemeyeceğine ve kısmi dava açılamamasına yönelik kanun maddelerinin gereksinimlerini karşılamadığına karar vererek davayı reddetmiştir. Ancak temyizde, davanın hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle reddedilmesinin yanlış olduğu ve davanın esasına girilerek karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, davacının dava açtığı tarihte yürürlükte olan HUMK hükümlerine uygun hareket ettiği, davalının yetki itirazının kabul edilmemesi gerektiği ve davanın yeniden görülmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri ise şu şekildedir: HMK 107, 109, 114/h, 115/2, 448; 818 sayılı BK'nın 73. maddesi.
19. Hukuk Dairesi         2012/16281 E.  ,  2013/1417 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında 28.07.2011 tarihinde, 01.04.2011-01.08.2012 tarihlerini kapsar şekilde Tedarikçi Sözleşmesi akdedildiğini, ancak anılan sözleşmenin müvekkili şirketçe haklı nedenler ile tek taraflı feshedildiğini, haklı fesih sonrasında sözleşme, faturalar ve cari hesap ilişkisinden kaynaklı olarak müvekkili şirketin 419.810,84 TL alacağının doğduğunu, müvekkili şirketin sözleşmenin feshine ilişkin irade beyanı ile alacağın ödenmesi istemini, ... Noterliği"nin 12.09.2011 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı şirkete ihtar ettiğini, davalı şirketin ihtarname ile bildirilen süre içerisinde borcunu ödememesi sebebiyle temerrüde düştüğünü belirterek, müvekkilinin 419.810,84 TL alacağından, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL"nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
    Davalı vekili, taraflar arasında akdedilen 28.07.2011 tarihli sözleşmenin 22. maddesinde, olası bir ihtilaf halinde ... Mahkemelerinin yetkili olacağının belirtilmiş olduğunu, öncelikle yetkisizlik itirazında bulunduklarını, davacı tarafça sözleşmenin haklı nedenlerle feshedilmediğini, davacının sözleşmeye ve ticari ilişkiye aykırı iddia ve taleplerini kabul etmedikleri gibi mukabil dava ve şikayet haklarını saklı tuttuklarını bildirerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, Davacının, HMK"nın 107. maddesine göre dava açabilmesi için, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını veya değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenememesi, bunun imkansız olması gerektiği, ancak bu hallerde belirsiz alacak davası açabileceği, davacı tarafın dava dilekçesinde alacak miktarını 419.810,84 TL olarak belirlediğini bildirdiği, ancak 10.000,00 TL üzerinden davasını harçlandırarak açtığı, açılan davanın HMK"nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası olarak değerlendirilmesinin mümkün görülmediği, HMK"nın 109. maddesine göre kısmi dava açılabilmesi için talep konusunun bölünebilir olması gerektiği, davacının isteminin kısmi dava olarak değerlendirilmesinin de mümkün görülmediği, HMK 114/h maddesi uyarınca hukuki yararın bulunmadığı, hukuki yarar yokluğunun HMK"nın 115/2 maddesi uyarınca dava şartlarından olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, mahkeme kararı davacı ve davalı taraf vekillerince süresi içinde temyiz edilmiştir.
    1- Her ne kadar 28/07/2011 tarihli tedarikçi sözleşmesinde, taraflar arasında çıkacak ihtilaflarda ... Mahkemelerinin yetkili olduğu düzenlenmiş ise de, davanın açıldığı tarih olan 27/09/2011 tarihinde, 6100 sayılı HMK"nın 17. maddesi yürürlükte değildir. Bu nedenle, somut olayda ... Mahkemelerinin münhasır yetkili mahkeme olarak kabulü mümkün değildir. 818 sayılı BK"nun 73. maddesine göre dava konusu uyuşmazlıkta davacının ikametgahı olan ... Mahkemeleri de yetkilidir. Bu nedenle davalının temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Eldeki dava, davacı tarafça 27/09/2011 tarihinde harcı ikmal edilerek ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi dava olarak açılmıştır. Her ne kadar 6100 sayılı HMK"nın 109/2. maddesinde talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli olması halinde kısmi dava açılamayacağı düzenlenmiş ise de, davanın açıldığı tarihte 6100 sayılı HMK hükümleri yürürlükte değildir. 1086 sayılı HUMK hükümleri yürürlüktedir. HUMK uyarınca kısmi dava açılması mümkündür. 6100 sayılı HMK hükümleri, aynı Kanunun 448. maddesine göre tamamlanmış usul işlemlerini etkilemez. Bu nedenle, mahkemece davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara