Esas No: 2019/1513
Karar No: 2022/15568
Karar Tarihi: 04.10.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/1513 Esas 2022/15568 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2019/1513 E. , 2022/15568 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
...
...
...
Müşteki ... vekilinin temyizinin kapsamının münhasıran sanık hakkında dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmüne yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
A) Dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmüne yönelik müşteki ... vekilinin temyizinin incelenmesinde;
Sanığa atılı dolandırıcılık suçundan doğrudan zarar görmeyen şikayetçinin kamu davasına katılma ve hükmü temyiz etme hakkının bulunmadığı; usulsüz olarak verilen katılma kararının hükmü temyiz etme yetkisi vermeyeceği anlaşılmakla şikayetçi adına vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
B) Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafisinin temyizinin incelenmesinde;
1)Belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hâkime ait olduğu dikkate alınarak, öncelikle suça konu senedin getirtilerek duruşmada incelenip özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan ve denetime olanak verecek şekilde dosyada bulundurulduktan sonra aldatma kabiliyeti bulunup bulunmadığı tespit edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması,
2)Kabul ve uygulamaya göre de;
a-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarihli, 2008/250 Esas ve 2009/13 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nin 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının, kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, sahtecilik suçlarında anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında ve CMK'nin 231/8 maddesine 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesi ile eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez." şeklindeki hükmün ancak yürürlük tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği gözetildiğinde, engel adli sicil kaydı olmayan, hakkında erteleme hükümleri uygulanan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini kabul eden sanık hakkında, yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle, zarar giderilmediğinden ve adli sicil kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar bulunduğundan bahisle CMK'nin 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b-Mahkum olduğu hapis cezası ertelenen sanığa 5237 sayılı TCK'nin 51/7-8. maddesi uyarınca denetim süresini ihlal etmesi ya da iyi halli geçirmesinin sonuçlarının ihtar edilmemesi,
c-Hükümden sonra 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı gereğince TCK’nın 53/1. maddesinin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 04.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.