Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/2056 Esas 2022/2478 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2056
Karar No: 2022/2478
Karar Tarihi: 28.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/2056 Esas 2022/2478 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde devam eden bir davada, yabancı mahkemenin verdiği kararın tanınması ve tenfizi istemi vardır. İlk derece mahkemesince kabul edilen bu istem, Daire tarafından bozulmuştur. Davacı tarafın karar düzeltme talebine, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 5219 sayılı Kanun ile değişik 440/III-1'inci maddesi uyarınca 01/01/2021 tarihinden itibaren karar düzeltme sınırının 26.3100,00 TL'ye yükseltilmiş olması sebebiyle, miktar olarak bu sınırın altında kalmış olması nedeniyle ret kararı verilmiştir. Ancak karşı oyda, alacağın talep edildiği tarih itibariyleki efektif satış değeri dikkate alındığında, karar düzeltme sınırının aşıldığı belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise, 1086 sayılı HUMK’nın 427/2-son maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a ve 2. fıkrası anılmış, yüksek mahkemeye erişim hakkı ve adil yargılanma hakkı kapsamında, temyiz kesinlik sınırı hakkının “kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur” şeklindeki söyle
11. Hukuk Dairesi         2022/2056 E.  ,  2022/2478 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 21.01.2021 gün ve 2020/206 - 2021/44 sayılı kararı bozan Daire'nin 06.12.2021 gün ve 2021/3278 - 2021/6824 sayılı kararı aleyhinde davacılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş olmakla, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
    Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 5219 sayılı Kanun ile değişik 440/III-1'inci maddesi uyarınca 01/01/2021 tarihinden itibaren karar düzeltme sınırının 26.3100,00 TL'ye yükseltilmiş olmasına ve somut olayda ise, işbu davanın 4.150,67 Euro asıl alacak, 2.383,92 Euro yargılama gideri olmak üzere toplam 6.534,59 Euro (dava tarihi itibariyle 18.362,19 TL) alacak talebine ilişkin verilen yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkin olmasına göre mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin temyizi üzerine bozulmuş olmasına, bu miktarın yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca karar düzeltme sınırının altında kalmasına göre, Dairemizin 06/12/2021 tarihli kararına yönelik karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, ödedikleri karar düzeltme harcının istekleri halinde karar düzeltme isteyen davacılara iadesine, 28/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.




    KARŞI OY

    Dava, yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının temyiz incelemesi sonunda Dairemizin 06.12.2021 tarih ve 2021/3278 Esas-2021/6824 Karar sayılı bozma ilamının davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş, miktar itibariyle karar düzeltme sınırının altında kalması nedeniyle Daire çoğunluğunca miktar itibarı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
    Hukuk ve adalet anlayışında yaşanan gelişmelere orantılı olarak Türkiye Cumhuriyeti 1982 Anayasası’nda 03.10.2001 tarih ve 4709 sayılı K. İle yapılan değişiklik ile Anayasası’nın 36.maddesinde “Adil yargılanma hakkı” temel insan hakları arasında sayılmıştır. Adil yargılanma ilkesi kapsamındaki haklardan bir tanesi de, “Mahkemeye Erişim Hakkı” dır. Diğer bir anlatımla, “mahkemeye erişim hakkı” adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından birisidir. Mahkemeye erişim hakkı şüphesiz yüksek mahkemeye ulaşma hakkını da kapsar (AYM 23.10.2019 T. ve 2016/73086 BB no’lu). Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Osman Çelik, Adil Yargılanma Hakkı Rehberi, Anayasa Mahkemesi Yayınları, s.31 vd.).
    Mülga 1086 sayılı HUMK’nın 427/2-son maddesinde yer alan “Miktar veya değeri birmilyar lirayı geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir… Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde, asıl isteminin kabul edilmeyen bölümü birmilyar lirayı geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur” şeklindeki düzenlemeye istinaden, yargı organlarınca, davanın açıldığı tarihteki değeri esas alınarak temyizde kesinlik sınırı belirleniyordu. Aynı husus 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a ve 2.fıkrasında “a) Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar… Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur” şeklinde benzer düzenleme içermektedir. 1086 sayılı HUMK döneminde, kesinlik sınırı hakkında yapılan kanaatimizce hatalı yorumlar, 6100 sayılı HMK döneminde de aynen sürdürülmektedir. Ancak alacağın döviz olarak talep edildiği durumlarda, ülkemiz gibi yüksek kur artışlarının görüldüğü ülkelerde, davadaki kesinlik sınırının dövizin dava tarihindeki değeri esas alınarak, bu miktarın karar tarihi itibariyle kesinlik sınırını geçip geçmediği değerlendirmesi, “Mahkemeye Erişim Hakkına” diğer bir anlatımla adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil edebilir.
    Bu bağlamda HMK’nın 362/2.maddesinde temyiz kesinlik sınırı hakkında “Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur” sözcüğünün, yüksek mahkemeye erişim hakkının zorlaştırılmaması ve “adil yargılanma hakkı” kapsamında yorumlanması gerekir.
    Somut olayda davacı taraf İlk Derece Mahkemesinden Federal Almanya Cumhuriyeti Stutgart-Bad Cannstatt Bölge (Sulh Hukuk) Mahkemesinin 4 C 1702/09 numaralı dosyasında verilen toplam 6.354,59 Euro'luk kararın tanımasını ve tenfizini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü yönünde verilen karar, Dairemizce 7194 sayılı Kanun 41. maddesi gereğince kararı bozmuştur. Bozma ilamına davacı vekilinin karar düzeltme talebi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 5219 sayılı Kanun ile değişik 440/III-1'inci maddesi uyarınca 01.01.2021 tarihinden itibaren karar düzeltme sınırının 26.310,00 TL yükseltildiği, somut olayda 6.534,59 Euro'nun dava tarihi itibariyle 18.362,19 TL olduğu gerekçesi ile Daire çoğunluğu karar düzeltme talebini miktar itibariyle red etmesi yönündeki görüşüne yukarıdaki gerekçelerle katılmıyorum. Zira İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 21.01.2021 tarihi itibariyle hüküm olunan 6.534,59 Euro'nun efektif satış değeri olan (6.534,59*8.980=58.680 TL) değer karar düzeltme kesinlik sınırının üzerinde olduğu anlaşıldığı halde Daire çoğunluğu tarafından karar düzeltme isteminin miktar yönünden reddine karar verilmesini isabetli bulmuyorum.

    Hemen Ara