Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/7153 Esas 2022/6105 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/7153
Karar No: 2022/6105
Karar Tarihi: 04.07.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/7153 Esas 2022/6105 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/7153 E.  ,  2022/6105 K.

    "İçtihat Metni"

    (KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)


    Kasten yaralama suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13.02.2020 tarihli ve 2020/1962 soruşturma, 2021/1102 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Aksaray 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 05.06.2020 tarihli ve 2020/973 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 27.04.2022 tarihli ve 2021/16363 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.06.2022 tarihli ve 2022/70357 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
    Mezkur ihbarnamede;
    5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
    Somut olayda Aksaray 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/1589 Esas sayılı dosyasında sanıklar Cihan Et, Murat Canlıer ve Oray Demirtaş haklarında kasten yaralama ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından yargılamaya devam olunduğu, sanıklarla birlikte hareket eden şüphelinin kimlik bilgilerinin sonradan tespit edilerek müştekiyi silahla kemiklerin kırılmasına sebebiyet verecek şekilde kasten yaralamaya sebebiyet verdiğinden bahisle yapılan soruşturma sonucunda, müşteki vekili dilekçesi, şüpheli beyanı ve tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere, şüphelinin basit yaralama eylemini gerçekleştirdiği ancak silahla kemiklerin kırılmasına sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama eylemini gerçekleştirdiğine dair kamu davasının açılmasını gerektirir yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; dosya arasında mevcut müştekiye ait Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan 28/09/2019 tarihli adli muayene raporunda müştekinin hayati fonksiyonlarına etkisi 1. derecede hafif olan kemik kırığının bulunduğu göz önüne alındığında, diğer şahıslarla birlikte yaralama eyleminin içerisinde yer alan şüphelinin üzerine atılı yaralama suçu bakımından delillerin Mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
    Gereği görüşülüp düşünüldü:

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    5271 sayılı CMK’nin 160/1. maddesinde; “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.”
    CMK’nin 160/2. maddesinde; “Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.”
    CMK’nin 170/2. maddesinde; “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.”
    CMK’nin 172/1. maddesinde “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.”
    CMK’nin 173/1-4. maddesine göre de; “Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren on beş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir. İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
    Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir. Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
    Buna göre, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
    Böylece, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
    CMK’nin 170/2. maddesine göre; kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir.
    İncelenen dosyada; Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda kasten basit yaralama suçundan şüpheli hakkında “...şüphelinin basit yaralama eylemini gerçkleştirdiği ancak silahla kemiklerin kırılmasına sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama eylemini gerçekleştirdiğine dair kamu davasının açılmasını gerektirir yeterli delil bulunmadığı”ndan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; müştekinin olay günü haklarında ayrı soruşturma yürütülüp dava açılan Cihan Et, Murat Canlıer ve Oray Demirtaş isimli kişilerle birlikte soyadını bilmediği Mehmet isimli kişi tarafından da darp edildiği iddiası ile vekili aracılığıyla şikayette bulunduğu, yapılan soruşturmada Mehmet isimli kişinin şüpheli ... olduğunun anlaşıldığı, taraf beyanları ve müştekinin adli raporundaki yaralanma bulgularına göre şüphelinin müştekiyi yaralama eylemine iştirak ettiği yönünden kamu davası açmayı gerektiren yeterli şüphe bulunduğundan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Aksaray 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 05.06.2020 tarihli ve 2020/973 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.07.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.



























    Hemen Ara