Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/10572 Esas 2022/10025 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/10572
Karar No: 2022/10025
Karar Tarihi: 06.10.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/10572 Esas 2022/10025 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2020/10572 E.  ,  2022/10025 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : ÇORLU 2. Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
    Hüküm : Mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
    1- Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
    TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ve 7242 sayılı Kanun'la yapılan değişikliklerin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
    2- Sanıklar ... ve ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
    Olay tutanağı, sanıkların savunması, sanıklarda ele geçen uyuşturucu maddenin miktarı (net 742 gram) ve tüm dosya kapsamına göre; 22.06.2013 tarihinde 54 ES 362 plakalı araçta ele geçen uyuşturucu maddeleri sanıkların savunmalarının aksine satma veya başkasına verme gibi kullanma dışında bir amaç için bulundurduklarına ilişkin mahkûmiyetlerine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığı, sanıkların eylemlerinin kullanmak amacıyla uyuşturucu madde satın almak suçunu oluşturduğu, sanık ...’ın aleyhinde yeterli delil bulunmadığı aşamada sanıkların ifadeleriyle sanık ...’in suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım ettikleri anlaşıldığından, TCK'nın 192/3. maddesindeki etkin pişmanlık hükümleri uygulanmak suretiyle kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hüküm kurulması yerine uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükümlerin BOZULMASINA,
    3- Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
    7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntemin benimsendiği dikkate alındığında; somut olayda sanığın yokluğunda verilen hükmün öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adresin bilinen en son adres olduğu kabul edilerek tebliğ edilmesi gerektiği halde; MERNİS adresine doğrudan Tebligat Kanununun 21/2. maddesi gereğince 15.07.2015 tarihinde yapılan tebliğin usulsüz olduğu anlaşılmakla, sanık ...’ın 25/07/2017 tarihli dilekçesinin temyiz ve eski hale getirme isteği mahiyetinde olduğu anlaşılmakla, sanığın öğrenme üzerine 25/07/2017 tarihinde verdiği temyiz dilekçesinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
    5271 sayılı CMK'nın 150/3. maddesi gereğince "alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır" şeklindeki düzenleme karşısında, suç tarihi itibarıyla sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun cezasının alt sınırı itibarıyla zorunlu müdafii tayininin gerekmediği, ancak 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile TCK'nın 188/3. maddesinde yapılan değişiklikle hapis cezasının alt sınırının on yıl hapis cezası olarak değiştirildiği, hüküm tarihi itibari ile 6545 sayılı Kanun'un yürürlükte bulunduğu ve CMK’nın 150. maddesi uyarınca uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun cezasının alt sınırı itibarıyla zorunlu müdafii tayinini gerektirdiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilerek sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA,
    06.10.2022 tarihinde, sanıklar ... ve ... yönünden Üye ... ile Üye ...’in karşı oyları ve oy çokluğu ile diğer sanıklar yönünden oy birliği ile karar verildi.


    KARŞI OY GEREKÇESİ
    ( Sanıklar ... ve ... hakkında )
    Olay tarihinde İstanbul İlinden Çorlu’ya gelen uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sabıkalı olan sanıkların içerisinde bulunduğu araçta yapılan aramada kişisel kullanım miktarı üzerine daralı 1939 gr esrar maddesinin ele geçirilmiş olması, sanık ...’ın Cumhuriyet savcılığındaki müdafii huzurunda vermiş olduğu ifadesinde sanık ...’ın uyuşturucu satıcısı olduğu yönündeki beyanı, sanıkların aşamalardaki tutarsız ve çelişkili beyanları, sanık ...’ın üzerinde suç tarihi itibariyle yaptığı iş ile münasip olmayacak şekilde makul miktar üzerinde ele geçen para miktarı nazara alındığında, sanıkların üzerlerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sabit olduğu, ancak diğer sanık ...’in ismini vermeleri nedeniyle TCK'nın 192/3. maddesi kapsamında etkin
    pişmanlık hükümlerinden yararlanmaları gerektiği kanaatiyle Sayın çoğunluğun atılı suçun kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma olacağı yönündeki kanaatine katılmıyoruz. 06.10.2022

    Hemen Ara