Esas No: 2022/4779
Karar No: 2022/6063
Karar Tarihi: 04.07.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/4779 Esas 2022/6063 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/4779 E. , 2022/6063 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.04.2015 tarihli ve 2014/522 Esas, 2015/467 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
2. Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.04.2015 tarihli ve 2014/522 Esas, 2015/467 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 22.10.2020 tarihli ve 2020/22781 Esas, 2020/14462 Karar sayılı ilâmıyla;
"1) Sanığın yargılama konusu eyleminin, 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesi kapsamında yer alan “Basit Kasten Yaralama” suçuna ilişkin olduğu, bahse konu eylem yönünden öngörülen ceza miktarının “dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası”na ilişkin olduğu anlaşılmakla; 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nin 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de CMK’de yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nin 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesinin (Scoppola v İtalya (No: 3 – GC), No: 126/05, 22 Mayıs 2012) kararında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Kanunsuz ceza olmaz.” başlıklı 7. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nin 7. ve 5271 sayılı CMK’nin 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule ve uygulamaya göre de;
2) Mahkemece, ilk haksız hareketin kimden geldiğinin belirlenemediğinden bahisle sanık lehine haksız tahrik indirimi yapıldığının belirtilmesi karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarihli, 2002/4-238 Esas ve 367 Karar sayılı kararı ve bu kararla uyumlu Dairemizin yerleşmiş ve süreklilik gösteren uygulamalarında benimsendiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediği hallerde, sanık lehine 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik indirimi uygulanırken, TCK'nin 3. maddesinde belirtilen “cezada orantılılık ilkesi” nazara alınarak asgari oranda (¼) indirim yapılması gerekirken; (½) oranında indirim uygulamak suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini,
3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,"
Nedenleriyle bozulmasına ve 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına karar verilmiştir.
3. Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.03.2021 tarihli ve 2021/12 Esas, 2021/318 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına; ancak, 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza bakımından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınması suretiyle neticeten 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5237 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebebi; hükmü temyiz etme iradesinden ibarettir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Suç tarihinde evli olan taraflar arasında olay günü ailevi nedenlerden çıkan tartışma neticesinde ilk haksız hareketin şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenemediği olayda karşılıklı olarak birbirlerine elleri ile vurdukları ve her ikisinin de basit tıbbî müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı, mağdur hakkında sanığa yönelik bu eylemi nedeniyle 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
2. Sanığın, üzerine atılı suçlamayı ikrar ettiği belirlenmiştir.
3. Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak; Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesince tanzim olunan, 11.07.2014 tarihli; "Sağ kol iç medial yüzde 3x1 cm.'lik kızarıklık, sol dirsekte yaklaşık 2 cm. çapında sol kol ön hatta 2 cm. çapında kızarıklık, boyun sağ yanda muhtelif küçük kızarıklıklar, basit tıbbî müdahale ile giderilir." görüşünü içerir adlî muayene raporu dava dosyasında mevcuttur.
4. Tarafların suç tarihinde evli oldukları, dava dosyasında mevcut güncel ve resmî nüfus kayıt örneklerinden anlaşılmıştır.
5. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereğinin yerine getirildiği belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildikten sonra bozma öncesi hükme yönelik aleyhe temyiz bulunmadığı gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza bakımından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınması suretiyle infazın 2 ay 15 gün hapis cezası üzerinden yapılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde "2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına" karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuş ise de söz konusu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının ve yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde (1) numaralı paragrafta açıklanan nedenle Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.03.2021 tarihli ve 2021/12 Esas, 2021/318 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasında 1412 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin son fıkrasının uygulandığı paragrafta yer alan "2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına" ifadesinin hükümden çıkarılmasına ve yerine "infazın 2 ay 15 gün hapis cezası üzerinden yerine getirilmesine" ifadesinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.07.2022 tarihinde karar verildi.