Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/15559 Esas 2013/1372 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/15559
Karar No: 2013/1372
Karar Tarihi: 24.01.2013

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/15559 Esas 2013/1372 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı, davacıya karşı icra takibi başlatmıştır. Davacı, borçlu olmadığını iddia ederek menfi tespit ve tazminat talep etmiştir. Davalı ise davacının borçlu olduğunu savunmuştur. Mahkeme, senedin imzalanması sırasında davacıya avalist pozisyonu yüklenmediği gerekçesiyle davacının lehine karar vermiştir. Kararın kanuni dayanağı Türk Ticaret Kanunu'dur.
19. Hukuk Dairesi         2012/15559 E.  ,  2013/1372 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davalının, müvekkili ve dava dışı ... aleyhine icra takibi yaptığını, takibe konu senet metninde müvekkilinin borçluluk sıfatını gerektirecek herhangi bir ibare olmadığını, müvekkilinin, ortağı ve yetkilisi olduğu şirket adına senedi imzaladığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespitine ve müvekkili lehine tazminata hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevabında, davacının asıl borçlu şirketin borcuna aval vermiş olup, şirketin borçlu olmadığı ileri sürülmediğine göre kendisinin de şirket ile borçlu olduğunu, keşideciyi temsilen yetkilisinin atacağı tek imzanın yeterli olduğunu, keşideci şirketi temsilen kullanılan, keşideci adına olan birinci imza dışındaki diğer imzanın davacının keşideci borçlu şirkete avali hükmünde olduğunu savunarak davanın reddi ile davacının tazminata mahkum edilmesini istemiştir.
    Mahkemece, takip ve dava konusu senede gerekmediği halde ikinci bir imza atılmış ise de, her iki imzanın ayrı ayrı şirket kaşeleri üzerine atılmış olması dikkate alındığında bu imzaların asıl borçlu şirketi borçlandırma iradesi ile atıldığı ve davacının avalist konumuna gelmediği, davacının bono nedeniyle davalıya borçlu bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 24.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara