Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/4645 Esas 2022/15660 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/4645
Karar No: 2022/15660
Karar Tarihi: 05.10.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/4645 Esas 2022/15660 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanığın suçu, özel belgede sahtecilik olarak kabul edilmiştir. Ancak suça konu belgelerin onaysız fotokopiden ibaret olduğu ve belge asıllarının temin edilemediği belirtilmiştir. Bu nedenle belgelerin doğruluğunun ve gerçekliğinin araştırılması gerektiği vurgulanarak, sanığın suç unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat etmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini yapıldığı ve hak yoksunluğu kararının alt soyundaki kişilere de uygulanmayacağına dair kanun hükümlerine dikkat çekilmiştir. Kararda, 5237 sayılı TCK'nın 43/1 ve 61. maddeleri ile 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi gibi kanun maddelerine referans verilmiştir.
11. Ceza Dairesi         2019/4645 E.  ,  2022/15660 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Özel belgede sahtecilik
    ...
    ...


    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2008 tarih ve 49/219 sayılı kararında da açıklandığı üzere; ceza yargılamasının amacı, somut gerçeğin ortaya çıkarılması olup bunun için başvurulan kanıtlama araçlarından biri de belgelerdir. Yargılama makamları suç isnadı nedeniyle oluşan uyuşmazlığı çözümlerken ele geçirilen ya da iddia ve savunma doğrultusunda sunulan belgelerin güvenilirliğini de denetlemek durumundadırlar. Güvenilirliğin denetlenebilmesi için, belgenin aslının veya bunun olanaklı olmaması halinde de aslına uygunluğu yetkili makam veya kişilerce onanmış örnek ya da kopyalarının dosyaya konulması gerekir. Yine Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarih ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere, onaysız fotokopi niteliğinde olup suret belge özelliği taşımayan belgenin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı ve aldatıcılık niteliği bulunmadığı kabul edilmektedir. Bu itibarla, ... Elektronik isimli iş yerinin sahibi olan sanığın, daha önce ticari ilişki içinde olduğu şikayetçi ... Bilişim Hizmetleri Ltd. Şti'ye giderek... Basım Yayın A.Ş. ile yaptıkları görülen suça konu sahte sözleşme ve proforma faturayı gösterip şirket yetkililerini işe ortak olmaya ikna etmek suretiyle özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia olunduğu olayda; şikayetçi şirket tarafından dilekçe ekinde ibraz edilen suça konu belgelerin onaysız fotokopiden ibaret olduğunun anlaşılması ve şirket vekilinin belge asıllarını süre verilmesine rağmen temin edemediklerini bildirmesi karşısında, yukarıda belirtilen ilkeler ile dava dilekçesine eklenen suça konu belgelerin ibraz edildiği mahkemece doğruluğunun ve gerçekliğinin araştırılması yükümlülüğünün bulunduğu da gözetildiğinde; sanığın unsurları itibarıyla oluşmayan özel belgede sahtecilik suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken, hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,
    Kabule göre de;
    1-Sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanunun aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ettiği, suça konu belgeleri farklı zamanlarda düzenlediğine veya kullandığına dair dosyada bir delilin bulunmaması karşısında zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı, tek bir sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerektiği, ancak 5237 sayılı TCK.nun 61.maddesi gereği belge sayısının temel cezanın tayininde nazara alınacağı gözetilmeden yazılı şekilde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
    2-Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK.nun 53/3. maddesi uyarınca, aynı maddenin 1.fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyundaki kişiler yönünden uygulanmayacağının gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısı ve sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 05.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara