Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/1875 Esas 2022/2465 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1875
Karar No: 2022/2465
Karar Tarihi: 28.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/1875 Esas 2022/2465 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davanın konusu 18.355 USD alacağın tahsili istemidir. İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın davalı ve fer'i müdahil tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın da temyiz edilmesi sonucunda ek kararın miktar itibariyle kesin olduğu ve temyiz kabiliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: 6100 sayılı HMK'nın 362/1-a maddesi, 6100 sayılı HMK'nın 372. maddesi.
11. Hukuk Dairesi         2022/1875 E.  ,  2022/2465 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Tüketici Mahkemesince verilen 01.10.2019 tarih ve 2018/147 E. - 2019/784 K. sayılı kararın davalı ve feri müdahil TMSF vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 19.01.2022 tarih ve 2019/2698 E. - 2022/25 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine verilen temyiz dilekçesinin reddine dair 17.02.2022 tarihli ek kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Dava, 18.355 USD (69.749,00 TL) alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili ve feri müdahil Tasarruf Mevduatı Sigorta vekilinin istinaf başvuruları Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiş, bu karar ile ilgili davalı vekilince yapılan temyiz başvurusu ise Bölge Adliye Mahkemesinin 17.02.2022 tarihli ek karar ile verilen hükmün miktar itibarıyla kesin olduğu ve temyiz kabiliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, ek kararın dayandığı gerektirici sebeplere, temyiz olunan miktarın 6100 sayılı HMK 362/1 – a maddesinde öngörülen kesinlik sınırları içerisinde bulunmasına göre ek karara yönelik temyiz isteminin reddi ile ek kararın onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin ek karara yönelik temyiz isteminin reddi ile HMK 370/1 maddesi gereğince ek kararın ONANMASINA, HMK 372 maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı bankaya iadesine, 28/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY


    Dava; 18.355 USD alacağın tahsili istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi'nce verilen karar, davalı ve fer'i müdahil tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13 Hukuk Dairesi'nce verilen 19.01.2022 tarih ve 2019/2698 E.- 2022/25 K. sayılı kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine verilen temyiz dilekçesinin reddine dair 17.02.2022 tarihli ek kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, ek kararın miktar itibariyle kesin olduğu, temyiz kabiliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin temyiz dilekçesi daire çoğunluğunca reddine karar verilmiştir.
    Hukuk ve adalet anlayışında yaşanan gelişmelere orantılı olarak Türkiye Cumhuriyeti 1982 Anayasası’nda 03.10.2001 tarih ve 4709 sayılı K. İle yapılan değişiklik ile Anayasa’nın 36.maddesinde “Adil yargılanma hakkı” temel insan hakları arasında sayılmıştır. Adil yargılanma ilkesi kapsamındaki haklardan bir tanesi de, “Mahkemeye Erişim Hakkı” dır. Diğer bir anlatımla, “mahkemeye erişim hakkı” adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından birisidir. Mahkemeye erişim hakkı şüphesiz yüksek mahkemeye ulaşma hakkını da kapsar (AYM 23.10.2019 T. ve 2016/73086 BB no’lu). Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Osman Çelik, Adil Yargılanma Hakkı Rehberi, Anayasa Mahkemesi Yayınları, s.31 vd.).
    Mülga 1086 sayılı HUMK’nın 427/2-son maddesinde yer alan “Miktar veya değeri birmilyar lirayı geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir… Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde, asıl isteminin kabul edilmeyen bölümü birmilyar lirayı geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur” şeklindeki düzenlemeye istinaden, yargı organlarınca, davanın açıldığı tarihteki değeri esas alınarak temyizde kesinlik
    sınırı belirleniyordu. Aynı husus 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a ve 2.fıkrasında “a) Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar… Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur” şeklinde benzer düzenleme içermektedir. 1086 sayılı HUMK döneminde, kesinlik sınırı hakkında yapılan kanaatimizce hatalı yorumlar, 6100 sayılı HMK döneminde de aynen sürdürülmektedir. Ancak alacağın döviz olarak talep edildiği durumlarda, ülkemiz gibi yüksek kur artışlarının görüldüğü ülkelerde, davadaki kesinlik sınırının dövizin dava tarihindeki değeri esas alınarak, bu miktarın karar tarihi itibariyle kesinlik sınırını geçip geçmediği değerlendirmesi, “Mahkemeye Erişim Hakkına” diğer bir anlatımla adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil edebilir.
    Bu bağlamda HMK’nın 362/2.maddesinde temyiz kesinlik sınırı hakkında “Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur” sözcüğünün, yüksek mahkemeye erişim hakkının zorlaştırılmaması ve “adil yargılanma hakkı” kapsamında yorumlanması gerekir.
    Somut olayda, davacı taraf 18.355 USD'nin tahsili için dava açmış, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, davanın açıldığı07.03.2018 tarihi itibariyle bu miktar alacakla ilgili olarak verilen karar yönünden Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi olan 17.02.2022 tarihi itibariyle de hüküm olunan (USD'nin efektif satış değeri olan 18.355x13.586=249.371 TL) değer üzerinden temyiz kesinlik sınırının üzerinde olduğu anlaşıldığı halde Daire çoğunluğu tarafından temyiz isteminin miktar yönünden reddine karar verilmesini isabetli bulmuyorum.


    Hemen Ara