Esas No: 2022/5691
Karar No: 2022/6055
Karar Tarihi: 04.07.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5691 Esas 2022/6055 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/5691 E. , 2022/6055 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Akhisar 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.03.2014 tarihli ve 2013/19 Esas, 2014/159 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
2. Akhisar 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.03.2014 tarihli ve 2013/19 Esas, 2014/159 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesinin, 21.03.2019 tarihli ve 2017/4089 Esas, 2019/4122 Karar sayılı ilâmıyla;
"Birlikte işlediği iddia olunan mala zarar verme suçunun hüküm tarihinden sonra 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile uzlaşma kapsamına alınması ve bu nedenle CMK'nin 253/3. maddesinin 2. cümlesinde yer alan engelin ortadan kaldırıldığı belirlenerek yapılan incelemede;
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen 5237 sayılı TCK'nin 86/2. maddesi kapsamındaki yaralama suçu ile birlikte işlediği iddia olunan TCK'nin 151/1. maddesi kapsamındaki mala zarar verme suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı ve CMK'nin 253/3. maddesi gereğince yaralama suçu yönünden suç tarihi itibariyle yapılan uzlaşma teklifinin hukuki değeri olmadığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;"
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Akhisar 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.11.2019 tarihli ve 2019/109 Esas, 2019/431 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
4. Akhisar 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.11.2019 tarihli ve 2019/109 Esas, 2019/431 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 01.04.2021 tarihli ve 2021/5971 Esas, 2021/5816 Karar sayılı ilâmıyla;
"1) İlk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunda taraflar arasında farklı beyanlar bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas, 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiğinin belirtilmesi karşısında, sanık lehine 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda (1/4) uygulanması gerekirken, (1/2) oranında indirim yapılmak suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini,
2) Sanığın tekerrüre esas ilamının TCK'nin 106/1-1. maddesi kapsamında tehdit suçuna ilişkin olduğu, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesi gereğince uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenerek, tekerrüre esas olan suçun da uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; 5237 sayılı TCK'nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanık hakkında tekerrüre esas alınan hükme ilişkin uzlaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı mahkemesinden sorularak, uzlaşmanın sağlanması halinde bu suçun tekerrüre esas alınamayacağı, ancak sanığın adli sicil kaydında başka tekerrüre esas hüküm olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, sanık hakkında TCK'nin 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesinde zorunluluk bulunması,"
Nedenleriyle bozulmasına ve 1412 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına karar verilmiştir.
5. Akhisar 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.12.2021 tarihli ve 2021/835 Esas, 2021/957 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına; ancak 1412 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunması suretiyle 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin altıncı fıkrası hak yoksunluklarına ve cezanın ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebepleri;
1. Beraat kararı verilmesi gerektiğine,
2. Lehine olan hükümlerin uygulanması gerektiğine,
3. Vesaire,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanık ile şikâyetçinin kızı ve torunu arasında daha önce gerçekleşmiş olan bir ağız münakaşası nedeniyle olay günü karşılaşan sanık ve şikâyetçinin tartışmaya başladıkları, tartışmanın kavgaya dönüştüğü, tanık K.A.'nın anlatımına göre önce şikâyetçinin sanığa vurduğu, akabinde sanığın şikâyetçiye yumrukla iki kez vurmak suretiyle basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladığı anlaşılmıştır.
2. Sanığın, üzerine atılı suçlamayı tevil yoluyla ikrar ettiği belirlenmiştir.
3. Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak; Akhisar Devlet Hastanesince tanzim olunan, 30.08.2012 tarihli; "Frontal sol bölgede yaklaşık 1x0,5 cm.'lik abrazyon, sağ dirsek arka yüzde abrazyon, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olduğu" görüşünü içerir adlî muayene raporu dava dosyasında mevcuttur.
4. Sanık hakkında tanzim olunmuş herhangi bir adlî muayene raporu bulunmamaktadır.
5. Tanık ....'nın soruşturma ve kovuşturma aşamalarında istikrarlı anlatımlarda bulunduğu belirlenmiştir.
6. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (4) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Beraat Kararına İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden Sanığın tevilli ikrarı, görgü tanığı ...'nın istikrarlı anlatımları ile mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak tanzim olunan adlî muayene raporu karşısında sanığın eyleminin sübuta erdiğinin kabulü ile hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B. Lehe Hükümler Yönünden
a) Seçenek Yaptırımlar Yönünden;
Sanığın, gerek dava dosyasında mevcut gerekse Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) ortamından temin olunan güncel adlî sicil kaydına göre Akhisar (kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 22.11.2007 tarihli ve 2007/292 Esas, 2007/430 Karar sayılı kararı ile kasıtlı suçtan neticeten 7 ay 15 gün hapis cezası ile mahkûmiyetine karar verildiği ve bu kararın, 5237 sayılı Kanun'un 58 inci maddesinin altıncı fıkrası ve 5274 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 108 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca ikinci kez tekerrüre esas teşkil ettiği saptanmıştır. Mahkemece, "sanığın mükerrir olması" gerekçesiyle hükmolunan netice cezanın 5237 sayılı Kanun'un 50 nci maddesi kapsamında seçenek yaptırımlara çevrilmesine yer olmadığına karar verildiği, kararın, yerinde ve kanunî bir gerekçeye dayandığı tespit edildiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
b) Erteleme yönünden;
1. 5237 sayılı Kanun’un, “Hapis cezasının ertelenmesi” başlıklı 51 inci maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümünde;
“... erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;
a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
Gerekir.”
Şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
2. Somut olayda sanığın, kasıtlı bir suçtan 7 ay 15 gün hapis cezası ile mahkûmiyetinin bulunması karşısında Mahkemece, takdiren değil, kanunen erteleme müessesesinin uygulanmasına engel bulunduğu, kaldı ki bu durumun Mahkemece değerlendirildiği ve "sanığın mükerrir olması" şeklindeki yerinde, yeterli ve kanunî gerekçe ile erteleme kurumunun uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
c) Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Yönünden;
1. 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin altıncı fıkrasının (a) bendinde; “Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması” hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun tatbiki yönünden aranan kanunî bir koşuldur.
2. O hâlde, somut olayda sanığın, kasıtlı bir suçtan 7 ay 15 gün hapis cezası ile mahkûmiyetinin bulunması karşısında Mahkemece, takdiren değil, kanunen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmasına engel bulunduğu, kaldı ki bu durumun Mahkemece değerlendirildiği ve "sanığın mükerrir olması" şeklindeki yerinde, yeterli ve kanunî gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
C. Vesaire Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının ve yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Akhisar 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.12.2021 tarihli ve 2021/835 Esas, 2021/957 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA, Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.07.2022 tarihinde karar verildi.