Esas No: 2020/7895
Karar No: 2022/2541
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7895 Esas 2022/2541 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7895 E. , 2022/2541 K.Özet:
Davacı, müvekkilinin \"FORM\" markasının sahibi olduğunu ve davalının \"avicennaform\" markasının benzerliği nedeniyle tescil edilmemesi gerektiğini belirtmiştir. Ancak mahkeme, davacının \"FORM\" markasının ayırt edici niteliğinin zayıf olduğunu ve \"avicennaform\" markasının davacının markalarından farklılaştığını belirtmiştir. Bu nedenle, dava reddedilmiştir. Davacı vekili, bu karara istinaf etmiş ancak Bölge Adliye Mahkemesi, davacının istinaf başvurusunu reddetmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı onaylamış ve davacının temyiz istemi reddedilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 556 sayılı KHK m. 8/1-b: Benzerlik ve karıştırma ihtimali bulunan markaların tescil edilemeyeceğini belirtir.
- 556 sayılı KHK m. 8/4: Emtia tanınmışlığına sahip markaların korunacağını belirtir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05.07.2018 tarih ve 2017/393 E- 2018/240 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.09.2020 tarih ve 2019/362 E- 2020/760 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin "FORM" ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “avicennaform” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TPMK’ya başvuruda bulunduğunu, 2016/01949 kod numarasını alan başvuruya itirazının reddedildiğini, davalı firmanın daha önce 2002/13205 AVİCENNA İDEALFORM ve 2003/11881 AVİCENNA FORM ŞEKİL ibareli marka tescil başvurularının, davacı itirazları üzerine, davalı Kurum tarafından reddedildiğini, ancak davalının ısrarla başvuru yaptığını, dava konusu markaların kapsadığı emtianın bire bir aynı olduğunu, İngilizce “AVİCENNA” kelimesinin İbn-i Sina anlamına geldiğini, ünlü filozof, doktor ve şifalı bitkiler uzmanı İbn-i Sina’nın batıda bu adla tanındığını, “avicenna” ibaresinin hastalıklara derman olan şifalı bitkiler, bitkisel otlardan mamul ilaçlar, vitaminler, çaylar, rezineler gibi ürünlerin satış ve pazarlamasının yapıldığı sektörde bu işle meşgul kişiler tarafından bilindiğini ve yaygın olarak kullanıldığını, birçok şirket adına tescilli kelimenin ayırt edici niteliği bulunmadığını, herkesin kullanımına açık bir sözcük olduğunu, bu halde davalı işaretinin asli unsurunun FORM olduğunu, taraf markalarının marketlerde, bakkallarda ve daha birçok yerde aynı reyonlarda satışa sunulduğu ve tüketiciler tarafından kolaylıkla ilişki kurulacağı düşünüldüğünde davalının bu benzerliği kasıtlı bir şekilde oluşturduğunu, FORM kelimesinin tek başına dahi davacı firmayı çağrıştırdığını ve ETİ FORM markasını akla getirdiğini ileri sürerek 2017-M-7378 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davaya konu markanın bitişik şekilde yazılmış “avicennaform” ibaresinden müteşekkil olduğunu, davacının itiraz konusu markalarının ise ETİ FORM ve ibareye ilaveten Hitit Güneş Kursu şeklinden oluştuğunu, düşük düzeyde ayırt ediciliği haiz form ibareli davalı markaları ile dava konusu avicennaform işaretinin karıştırılmayacağını, davacı markalarından genel izlenim olarak yeterince farklılaştığının kabul edilmesi gerektiğini, bir bütün olarak markaların farklı olduğunu, davacının kötüniyet iddialarının da ispatlanamadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davacının FORM ibaresinin sağına soluna kelime ekleyerek değişik anlamlara gelebilecek mahiyetteki kavramları tescil ederek, başka firmaların kullanmasının önüne geçmek isteyerek kötüniyetli davrandığını, FORM kelimesinin sözlük anlamının yanı sıra istenilen vücut ölçüleri, zindelik manalarını da kapsadığını, kendisine dikkat eden kişilerin sıkça kullandığı bu ibarenin davacının tekeline bırakılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, bir bütün olarak değerlendirildiğinde iltibas ya da karıştırılma ihtimalinin olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; başvuru kapsamındaki malların ve hizmetlerin, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/benzer oldukları, başvuru standart karekterle yazılmış “avicennaform” ibaresinden oluştuğunu, ETİ markasının davacının çatı markası olması nedeniyle, huzurdaki davaya konu davacı markalarında esas ve ayırt edici markasal unsurun “FORM” ibaresi olduğu, “form” ibaresinin hemen herkes tarafından günlük hayatta sık biçimde kullanılması sebebiyle ayırt ediciliğinin zayıf olduğu, dava konusu markalarda ortak FORM ibaresinin (bisküvi ürünleri hariç) ayırt edici niteliğinin zayıf olduğu, AVİCENNAFORM markasının başlangıç kısmında yer alan AVİCENNA kelimesinin toplumda bilinen, kullanılan bir sözcük olmadığı da dikkate alındığında işareti, davacının FORM markalarından farklılaştırdığı, soldan sağa okuma prensibi gereğince dikkatin AVİCENNA sözcüğünde toplandığı, işaretin ilk bakışta bıraktığı etki bakımından FORM markaları ile benzeşmediği ve/veya karıştırılma ihtimali doğurmadığı yahut işletmeler arasında bağlantı bulunmadığı, dava konusu 05. sınıf malların ortalama tüketicisinin bir kısmının işin uzmanı olduğu ve çağrışım yoluyla dahi bir iltibas tehlikesi doğmayacağı, ilaveten 30. sınıf gıda mallarının tüketici grubunun da makul düzeyde bilgilendirilmiş olduğu dikkate alındığında ürünü almak için ayırdığı zaman içinde davalı markasını davacının FORM markalı ürünlerinden ayırabileceği, dava konusu markalar arasında, 556 sayılı KHK m. 8/1-b anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığı, davacının “FORM” markasının m.8/4 göre “Bisküvi ve benzer ürünler.” emtiada tanınmışlığa sahip olduğu, ancak somut uyuşmazlığa bir etkisinin bulunmadığı, somut olayda kötüniyetli bir başvurudan bahsedilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davalının "AVİCENNAFORM" ibareli başvurusu ile davacının "FORM" esas ibareli markaları arasında 556 sayılı KHK m. 8/1-b anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 29/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.