Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/8251 Esas 2022/2555 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8251
Karar No: 2022/2555
Karar Tarihi: 29.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/8251 Esas 2022/2555 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/8251 E.  ,  2022/2555 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30.10.2018 tarih ve 2014/534 E. - 2018/490 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 29.03.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkil ile davalı ... Finansal Kiralama A.Ş arasında çekici-treylerin kiralanması için imzalanan sözleşmeye davalı ...'in kefil olduğunu, aracın müvekkiline hiç teslim edilmediğini, sözleşme tarihinden önce kolluk kuvvetleri tarafından aracın bağlandığının daha sonra öğrenildiğini, davalı şirketin sözleşme sebebiyle verilen senetlere dayanarak icra takibi yaptığını, müvekkilinin araçlarının bağlanarak trafikten men edilmesi nedeniyle hacizlerin kaldırılması için davalı şirket lehine ipotek verildiğini, finansal kiralama sözleşmesinin batıl olduğunu ve müvekkilinin ticari hayatının ekonomik anlamda ciddi zarar gördüğünü belirterek davalı bankanın aleyhine başlattığı icra takibinin iptali ile borçlu olmadığının tespitine, şimdilik 10.000.-TL manevi, 10.000.-TL maddi tazminatın tahsiline ve ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı 15.5.2017 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 62.060 Euro (242.282,24 TL)ve 93.129,87 TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı şirket vekili, davacının sözleşmenin imzalanması ile peşinatı ve ilk taksidi ödediğini, diğer taksitleri ödemediğinden ihtarname çekilerek sözleşmenin feshedildiğini, malın iadesi için açılan davanın kabul edildiğini, davacının ihtarnameye ve malın iadesi davasına itiraz etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Diğer davalı cevap sunmamış, yargılama sırasında, davacının zararı olmadığını ve davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, ipoteğin fekki istenen taşınmazın bulunduğu yerde dava açılması gerektiği gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 25.3.2014 tarihli kararı ile onanmıştır.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve bilirkişi raporlarına göre, davacı ile davalı şirket arasında 18.5.2006 tarihinde imzalanan finansal kiralama sözleşmesine davalı ...'in müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imza attığı, iş bu sözleşme ile davacıya ... ve ... plakalı araçların kiralanmasının kararlaştırıldığı, sözleşmenin peşinat tutarı olan 10.800 Euro ve 28/07/2010 tarihli kira bedeli olan 1.760 Euro’nun davalı şirkete ödendiği, sözleşme ekinde Proforma Fatura bulunduğu, ancak finansal kiralamaya konu olan araçların davalı ... Finansal Kiralama A.Ş.'nin mülkiyetine geçtiğini belgeleyen fatura ve aracın davalı şirket lehine tescil edildiğini gösterir tescil belgesinin bulunmadığı,
    Davalı şirketçe malın teslimine ilişkin teslim belgesi ile finansal kiralama konusu malın satıcısına herhangi bir ödeme yapıldığına dair bir belge bulunmadığı, buna göre finansal kiralama sözleşmesine konu aracın davacı tarafa teslim edilmediği, sözleşmeye konu araçlara sözleşme tarihinden önce kaçak mal taşınması nedeniyle 30/04/2006 tarihinde el konulduğu, dolayısı ile fiilen ve hukuken teslim edilme imkanı olmayan bir aracın kiralanması halinde ifa imkansızlığı ortada olduğundan geçerli bir Finansal Kiralama Sözleşmesi'nin kurulmuş olduğundan söz edilemeyeceği, davalı şirketin mülkiyetinde olmayan ve kiralanamayan Finansal kiralama sözleşmesine konu mal ve gerçekte var olmayan bir alacağı için, munzam teminat olarak aldığı senetlerle dayanarak icra takibi yapmasının yerinde olmadığından davacıdan alınan peşinat tutarı kadar davalının sebepsiz zenginleştiği, davacının sözleşmeden kaynaklı borçlarının teminatı olarak davalı şirket lehine verdiği ipoteğin yargılama sırasında fek edildiği, geçerli olmayan sözleşmeye dayalı verilen senet nedeniyle başlatılan icra takibinde davacı adına kayıtlı 34 ... plakalı yarı römorkün üzerine konulan yakalama şerhinden kaynaklı çalışamama nedeniyle davacı zararının 59.201,91 TL olarak tespit edildiği ve diğer davalının da sözleşmenin tarafı olmadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle HMK 114-115 maddeleri uyarınca usulden reddine, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin yargılama sırasında davalı şirket tarafından kaldırıldığından ipoteğin fekki talebi konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı ... Finansal Kiralama (BNP Paribas Fin. Kir. A.Ş.) yönünden davanın kabulü ile davacının İstanbul 12. İcra Müdürlüğü'nün 2007/1658 sayılı takip dosyasına istinaden brçlu olmadığının tespitine, dava konusu talep yargılamayı gerektirdiğinden ve yasal şartlar oluşmadığından davacı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin reddine, 59.201,91-TL maddi kazanç kaybı tazminat bedelinin, 10.000,00-TL'sinin dava tarihi olan 29/09/2010 tarihinden, bakiye 49.201,91-TL'sinin ıslah tarihi olan 15/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı ... Anonim Şirketi'nden tahsili ile fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
    Karar davacı ve davalı şirket vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıda ki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    a-Taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesine konu araçların kiralama sözleşme tarihinden önce savcılıkca el konulması nedeniyle fiilen ve hukuken teslim imkanı olmayan araçların kiralanması halinde ifa imkansızlığı ortada olduğundan gecerli bir finansal kiralama sözleşmesinin olmadığı mahkemece ve daha önce taraflar arasında görülen ve kesinleşen İstanbul 31. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/10 E. 2013/72 K. saylı ilamı ile
    sabit olup, bu durumda davacının sözleşme başında ödediği ve tarafların kabulündeki peşinat tutarı olan 12.560 Euro'nun iadesi istemi davalı ... şirketinin sebepsiz zenginleşmesine neden olduğu gerekçede belirtildiği halde hükümde bu konuda karar verilmemiş olması doğru olmamıştır.
    b- Davacının taraflar arasında geçersiz olduğu artık kesinleşmiş mahkeme kararına dayalı finansal kiralama sözleşmesinin ödenmeyen taksitleri nedeniyle hakkında davalı şirketçe başlatılan icra takibinde sözleşme konusu olmayan davacıya ait 34 ... ve ... plaka sayılı araçlara haciz ve yakalama şerhi nedeniyle davacının bu araçlarını kullanamadığı ve bu nedenle uğradığı zararların hesaplanmasında mahkemece yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olup, davacı başlangıçta fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak maddi zararını istemiş oduğundan bu zarar kalemleri içinde araçlardan...plakalı araç için yakalama ve muhafaza altına alınması, ... plakalı araç için ise yakalama şerhi nedeniyle uğradığı zararlar mevcut iken mahkemece işbu araçlar davacı uhdesinde iken ne zaman yakalama şerhi ile muhafaza altına alındığı, ne zaman davacıya iade edildiği kesin olarak saptanmalı ve bu tarihler arasında davacının bu araçları kullanamamaktan kaynaklanan mahrum kaldığı kâr bedelinin tespiti için gerekli yerlere müzekkere ile sorularak bu konuda bilirkişi raporu alınarak zararın tespit edilmesi gerekir. Mahkemece, dosyada mevcut bilirkişi raporlarının çelişkili ve Yargıtay denetimine elverişli ve tarafların itirazlarını da karşılar mahiyette olmaması nedeniyle itirazları karşılar mahiyette ve raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek yeni bir bilirkişi raporu alınmaksızın dosyada alınan bilirkişi raporlarından 05.04.2018 tarihli rapora göre karar verilmesi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.
    c-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi genel hükümlerinin 6. maddesi gereği “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.’’şeklinde olup davacı tarafından dava dilekçesi ile talep edilen ipoteğin fekki isteminin yargılama sırasında davalı tarafından 16.4.2015 tarihinde fek edildiğinden ve bu talep için davalı davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden davacı lehine nispi vekalet ücreti verilmesi gerekirken mahkemece bu yönde hüküm kurulmaması da doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    3- Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    a- HMK’nın 26/1. maddesinde “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” ve yine Hakimin davayı aydınlatma ödevi başlıklı HMK’nın 31/1. maddesinde “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” düzenlemesi mevcuttur.
    HMK 119/ğ. maddesinde de talep sonucunun açık bir şekilde yazılması gerektiğine değinilmiştir. Söz konusu düzenlemelere göre, hakim tarafından öncelikle davacının talep sonucu açıklattırılmalıdır.
    Mahkemece, 10.000,00 TL’lik maddi tazminat değerinin hangi talep için ne miktarda olduğu açıklatılmaksızın ve davacının ıslah dilekçesindeki istemlerinde hangi talep için hangi değer için ıslah yapıldığı belirlenmeksizin hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    b-Mahkemece, yukarıda 2/b bendinde açıklanan bozma nedeni de gözetilerek konusunda uzman bilirkişi heyetinden tarafların tüm itirazlarını karşılar mahiyette rapor alınması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1)nolu bendde açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2)ve (3) nolu bendde açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan ayrı ayrı alınarak yekdiğerine verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 29/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara