Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7198 Esas 2022/2545 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7198
Karar No: 2022/2545
Karar Tarihi: 29.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7198 Esas 2022/2545 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Denizli Tüketici Mahkemesi'nde görülen bir davada, davacı tarafından müvekkilinin hesabındaki mevduatın güveninin kötüye kullanılarak off-shore hesabına aktarıldığı iddiasıyla davalılar hakkında açılan davada, mahkeme davacının parasının bankada kaldığı sonucuna varmıştır. Davalılar davayı reddetmiş, mahkeme ise davanın kısmen kabul edilerek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karar davalı tarafından temyiz edilmiş, ancak zamanaşımı nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle muhalefet şerhi eklenmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60. maddesi, zarar ve ziyan davaları için belirli zamanaşımı sürelerini belirlemektedir. Bu maddeye göre, zarar ve ziyan davaları, mutabık olan tarafın zarara ve failine ittilaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istenebilir. Ancak, ceza kanunlarına göre müddeti daha uzun mürur zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olduğu durumlarda, şahsi davaya da o müruru zaman tatbik edilir.
11. Hukuk Dairesi         2020/7198 E.  ,  2022/2545 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Denizli Tüketici Mahkemesi’nce verilen 24.06.2020 tarih ve 2020/89 E. - 2020/227 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ...Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin Yurt Bank A.Ş.'de bulunan hesabındaki mevduatın güveninin kötüye kullanılarak off-shore hesabına aktarıldığını, gerçekte paranın off-shore hesabına gitmeyip bankada kaldığını ileri sürerek, 5.840,00 TL’nin 29.11.1999 tarihinden itibaren işlemiş avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
    Davalılar ve fer'i müdahil vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının parasını Yurtbank A.Ş.'nin Denizli Şubesi'ne yatırmış olduğu, bilahare bu paranın paravan şirket Yurt Security Off Shore Bank Ltd. Şti. hesabına aktarılmış gibi gösterildiği, kesinleşen ceza dosyasına göre Yurtbank A.Ş.'nin bir kısım yöneticilerinin Yurtbank A.Ş. aracılığıyla off-shore hesabı açtıran kişileri bankayı vasıta kılmak suretiyle dolandırdıkları ve bu suretle topladıkları paraları Balkaner Holding A.Ş. bünyesindeki şirketlere ucuz kredi olarak aktardıkları, davacının iradesinin fesada uğratıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 5.208,03 TL'nin 29.11.1999 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı ...Ş.'nden tahsiline, davalı TMSF yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına zaman aşımı definin temyizde ileri sürülmemiş olmasına göre, davalı ...Ş. vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı ...Ş. vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı ...Ş.'ye iadesine, 29/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    MUHALEFET ŞERHİ


    Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin davalıların selefi olan Yurtbank A.Ş.'ye, adı geçen bankanın yöneticilerinin kendisini dolandırması sonucu 29.11.1999 tarihinde 5.840,00 TL para yatırdığını, daha sonra iş bu banka yöneticilerinin İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2005/102 Esas-2005/100 K. sayılı kararı ile dolandırıcılık suçundan mahkum olduklarını iddia ederek haksız fiil tarihi olan 29.11.1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte yatırdığı 5.840 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili zamanaşımı def'inde bulunarak, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 5.208,03 TL'nin haksız fiil tarihi olan 29.11.1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 5. maddesi gereğince somut davaya uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60. maddesi "Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarar olan tarafın zarara ve failine ittilaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz. Şu kadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun mürusu zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi davaya da o müruru zaman tatbik olunur." hükmü havidir.
    Somut davada haksız fiil tarihi, davacının parasını dolandırıcılara kaptırdığı 29.11.1999 tarihidir. Dava ise 15.09.2014 tarihinde açılmıştır. Görüldüğü üzere her ikisi de haksız fiil tarihinden itibaren işlemeye başlayacak olan hem 818 s. BK'nın 60. maddesinde öngörülen 10 yıllık süre hem dolandırıcılık suçu için 765 s. TCK'nın 102 ve 504. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı süresi davanın açıldığı 15.09.2014 tarihi itibarı ile çoktan dolmuştur. Davalı taraf süresinde zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Bu durumda davanın, zamanaşımı nedeniyle, reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesi hukuka uygun olmadığından, kararın onanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

    Hemen Ara