Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5482 Esas 2022/2554 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5482
Karar No: 2022/2554
Karar Tarihi: 29.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5482 Esas 2022/2554 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/5482 E.  ,  2022/2554 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24.12.2019 tarih ve 2018/535 E. - 2019/413 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 29.03.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekilleri Av. ... ile Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı Hakver Ltd. Şti. adına kayıtlı ... ili ...İlçesi ... köyü 3783 ada 20 nolu parseli 150.000.-TL bedelle satın almak konusunda müvekkili ile anlaştıklarını, tapu kaydında davalı banka adına 130.000.- TL'lik ipotek tesis edildiğini, ipoteğin kaldırılması için başvurulan bankaca borcun 88.300.- TL olduğu bildirildiği, bu bedelin ipotek borcuna karşılık banka şubesine havale edildiği, tapu dairesinde devir yapılacağı esnada bankanın verdiği yazının ipoteğin kaldırılması için gerekli nitelikte olmadığının söylendiğini, borcun ödendiğine dair yazı olması nedeniyle ipotek yüküyle taşınmaz devrinin müvekkiline yapıldığını, taşınmazı satın alan müvekkilinin kullanmaya başladığını, davalı bankanın 28.04.2009 tarihinde müvekkil adına geçerli olmayan bir adrese önceki malik için hesap kat ihtarı gönderdiğini, akabinde de ... 6. İcra Müdürlüğünde 2008/7728 no ile ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle takip başlatıldığını öğrendiğini, takibe yapılan itirazın da ... 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09.03.2011 tarih ve 2010/373 esas 2011/158 karar sayılı ilamıyla reddedildiğini, davalı bankanın yanıltıcı işlem ve yazıları nedeniyle 88.000.-TL'nın bankaya 64.000.-TL'nın ise satışı yapan malike ödendiğini beyanla 88.000.-TL'nın davalı bankadan 64.000.-TL'nın ise davalı Hakver Ltd. Şti.'den tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Banka vekili, ipotekli taşınmazı satınalan davacının bütün borçların ödenmesinden sorumlu olduğunu, ipoteğin kullanılmış ve kullanılacak kredilerin teminatını oluşturduğunu, sadece işyeri kredi borcunun ödenmesiyle diğer bütün borçları kapsayan ipoteğin fekkinin sözkonusu olmadığını beyanla açılan davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı Hakver Ltd. Şti., davacı bankadan farklı miktarlarda kredi çektiğini, ancak ödeyemediğini bu nedenle teminat olarak verilen ipotekli taşınmazın satışa çıkarıldığını, kusuru ve hilesinin bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda menfi tespit davası konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, istirdat ve ipoteğin fekki davasının reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizin 26.4.2018 tarihli kararı ile bozulmuştur.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, davacının 15.6.2007 yılında davalı banka lehine ipotekli taşınmazı üzerindeki ipotekle aldığı, bankaya aynı tarihte 88.300.-TL ödeme yaptığı, ancak yapılan bu ödemenin davalı şirketin ipotekten kaynaklı borçlarını kapatmadığı, ipotek resmi senedinde davalı şirketin kullanacağı kredilerin teminatı olmak üzere doğmuş ve doğacak krediler için ipotek tesis edilmesi karşısında davalı ... kredi teminatlarını oluşturan gayrimenkule ilişkin (yeni malik ...) risklerin olay sırasında devam etmesi, dava dışı Hakver Gıda Ltd. Şti.'nin borç ilişkisinin sona ermemesi neticesinde ipotek fekkinin gerçekleşmemesinin doğal olduğu, istirdat konusunda davacının davalı banka ile alacak ilişkisi oluşmadığı, alacaklı ile borçlu şirket arasındaki genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borçların devam ettiği, davacı tarafından yapılan kısmi ödemenin takip alacağını karşılamadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve bankaca verilen yazının ipotek fekki için yatırılan bir bedel olmamasına göre, davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazları yerinde olmayıp kararın onanması gerekmiştir.
    2- Birleşen davaya yönelik davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davacının davalı şirketten satın aldığı ipotekli taşınmaz için elden ödediği 64.000.-TL’nın istirdadını talep etmektedir.
    Davacının, davalı şirketten ipotekli taşınmazı satın alırken davalı bankaya ödediği 88.300.-TL’nın davalı banka tarafından davalı şirketin kredi borcuna mahsup edildiği ve bakiye kredi borcunun tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile davacı ve davalı şirket hakkında takip başlattığı, işbu takip sonunda ipotekli taşınmazın satıldığı anlaşılmaktadır. Davalı şirketin bu durumda taşınmaz davacı uhdesinde iken ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinde yapılan satış ile bankaya olan kredi borcuna mahsuben alınan bu satış bedeli ile birlikte ayrıca davacıdan taşınmaz satışı için elden 64.000.-TL daha aldığı da sabit olduğundan davalı şirket icra takibindeki taşınmazın satış bedeli ile birlikte 64.000.-TL’den dolayı sebepsiz zenginleşmiştir.Bu nedenle davacının İİK72/7. maddesi uyarınca davalı şirketten icra dosyasından taşınmazın satışı ile yatan bedel ve elden verdiği ödeme tutarının istirdadını istemekte usul ve yasaya aykırı bir durum olmadığından davacının bu davaya yönelik temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,(2) nolu bendde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı şirketten alınıp davacıya verilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 28,10 TL harcın temyiz eden asıl dava yönünden davacıya iadesine, 29/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara