Esas No: 2020/10591
Karar No: 2022/10084
Karar Tarihi: 10.10.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/10591 Esas 2022/10084 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/10591 E. , 2022/10084 K.Özet:
Sanık, uyuşturucu madde bulundurma suçundan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri ile cezalandırılmıştır. Ancak, tedbir kararının sanığın doğru adresine tebliğ edilmediği ve usulsüz olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, kararın ve sonraki işlemlerin hukuken geçersiz olduğu, dosyanın itiraz merciine iade edilmesi gerektiği kararlaştırılmıştır. Kararda, Tebligat Kanunu'nun 10/2, 21/1 ve 21/2 maddeleri ile Tebligat Kanunu Uygulama Yönetmeliği'nin 16/2 maddesi detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Suç sayısı ve kanun numaraları ise 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesi, 5271 sayılı CMK'nın 264/2. maddesi olarak belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : BİTLİS 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine
mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeden, sanığın yokluğunda verilen 12/06/2014 tarihli denetimli serbestlik tedbiri kararının, sanığın bildirdiği adresi yerine MERNİS adresine doğrudan Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre 03.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve bu nedenle kararın da usulsüz olarak kesinleştirildiği anlaşıldığından; kesinleşmeyen karara ilişkin verilen sonraki karar ve işlemlerin hukuken geçersiz olduğu; sanığın 21.08.2015 tarihli temyiz isteminin 12/06/2014 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararına yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar "Durma" kararı niteliğinde olup itiraz yasa yoluna tabi olmaları nedeniyle, 5271 sayılı CMK'nın 264/2. maddesi uyarınca, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na İADESİNE, 10.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.