Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/15051 Esas 2013/1223 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/15051
Karar No: 2013/1223
Karar Tarihi: 23.01.2013

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/15051 Esas 2013/1223 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2012/15051 E.  ,  2013/1223 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili müvekkilinin davalılar aleyhine 04.09.2003 vade tarihli 8.000 TL bedelli, alacaklısı müvekkili borçlusu davalı ..., kefili diğer davalı ... olan senede dayalı olarak icra takibi yaptığını, davalıların haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, senedin ödeme tarihinin 04.09.2003, takip tarihinin ise 26.09.2011 olduğu, zamanaşımına uğradığı yazılı delil başlangıcı teşkil ettiği, davacı tanıklarının davacı ile davalı ... arasında taşınmaz satışı gerçekleştiği, buna karşılık davacının davalı ...’e senet bedeli kadar ödeme yaptığı ancak taşınmazın tapuda yapılacak devrinin teminatı için davalı ...’in davacıya davaya konu senedi verdiği, senette rakamla bedel hanesinde 8.000.000.000 TL, yazıyla bedel hanesinde ise sekiz milyon TL yazdığı, T.T.K’nun 558. maddesi gereğince bononun rakam ve yazıyla yazılı bedelleri arasında çelişki ve farklılık bulunması halinde bononun yazıyla bedel yazılı kısmına değer verileceğinin düzenlendiği buna göre davacının davalıdan 8,00 YTL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların bu miktara yaptıkları itirazın iptaline, %40 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 23.01.2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    Dava, zamanaşımına uğramış bonoya dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Davacı, dava konusu bononun lehdarı, davalılardan ... borçlusu, diğer davalı ... ise aval verenidir. Bononun zamanaşımına uğradığı ve yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu yerel mahkemenin de kabulündedir.
    Tarafların bonodaki sıfatları gözetildiğinde, davacı ile senet borçlusu olan davalı ... arasında temel ilişki bulunduğunun kabulü gerekir. Zamanaşımına uğramış olan bono temel ilişki yönünden yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğundan davacı, temel ilişkiden doğan alacağını (tanık dahil) her türlü delille kanıtlayabilir. Böyle bir durumda artık, zamanaşımına uğrayan ve bu nedenle kambiyo hukukundan kaynaklanan hakların yitirilmesine neden olan dava konusu bono yönünden 6762 sayılı TTK.nun 690.maddesi yollamasıyla 588/1.maddesi hükmünün uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Somut olayda davacı, alacak miktarı da dahil olmak üzere alacağını her türlü delille kanıtlayabilir.
    Olayların açıklanması taraflara, hukuki nitelendirmesi hakime aittir. Duruşmada dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından davacının davalı ...’den tapu dışı işlemle tarla satın aldığı ve satış bedeli olarak ödediği 8.000 (eski parayla 8 milyar) TL.karşılığında teminat olmak üzere dava konusu senedin düzenlendiği, satışa konu taşınmazın resmi satışının gerçekleşmemesi nedeniyle bu bonodan dolayı 8.000 TL.alacaklı olduğu anlaşılmaktadır.
    Her ne kadar icra takibinde işlemiş faiz talebinde de bulunulmuş ise de zamanaşımına uğramış bono alacağı yönünden artık senetteki vade tarihine dayanılamaz. Takipten önce temerrüt ihtarnamesine de rastlanılmadığından temerrüt takiple gerçekleşmiştir. Bu durumda Mahkemece işlemiş faiz talebinin reddi ile asıl alacak bakımından itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, hükmün bozulması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılamıyorum.

    Hemen Ara