Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/1364 Esas 2022/2599 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1364
Karar No: 2022/2599
Karar Tarihi: 30.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/1364 Esas 2022/2599 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2022/1364 E.  ,  2022/2599 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın esastan kabulüne dair verilen 30.06.2020 tarih ve 2020/800 E. - 2020/757 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili ve katılma yoluyla davalı ... vekili ile davalı Işık Tekstil Hambez Haşıl Çözgü San. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl davada davacı vekili, davalıların ortağı ve yöneticisi oldukları HS Kumaşçılık San. ve Tic. Ltd. Şti.'nden alacaklı olduklarını, davalı şirketin satın aldığı mallara karşılık keşide ettiği çekleri gününde ödemediğini, bankaya ibraz edildiğinde çeklerin karşılıksız çıktığını, bunun üzerine davalı şirket hakkında icra takipleri yaptıklarını, yapılan takipler neticesinde, davalının malvarlığını boşaltmış olduğunun ortaya çıktığını, davalıların şirket yöneticileri olarak kusur, ihmal ve kasıtlı olarak gerçekleştirdikleri hileli işlemler ile, borçlu şirketin malvarlığını yitirmesine neden olmalarından dolayı TTK'nın ilgili maddeleri gereği vermiş oldukları zararlardan sorumlu olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile borçlu şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davacı vekili; davacı şirketin HS Kumaşçılık San. ve Tic. A.Ş'ye fatura karşılığı satmış olduğu mal karşılığında bu şirketten faiz ve masraf hariç 2009 cari hesap bakiyesi ile 711.129,11 TL alacaklı olduğunu, alacağının tahsili için Bakırköy ve Kadıköy Adliyelerinde başlattığı takibin sonuçsuz kaldığını, alacak nedeniyle davalılara karşı icra takipleri ile bağlantılı olarak icra mahkemelerinde davalar açtıklarını, açılan her iki yargılama dosyasında hazırlanan bilirkişi raporları ile davalılardan Işık Tekstil ile borçlu HS Kumaşçılık arasında gerçekleşen faturalaşma işlemlerinin fiktif yani muvazaalı olduğunun tespit edildiğini, muvazaayı ilk olarak Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/192 sayılı dosyasının ek bilirkişi raporu ile 06/06/2013 tarihinde öğrendiklerini, söz konusu raporla taraflar arasında yapılan işlemlerin maddi içeriklerinin bulunmadığının tespit edildiğini, söz konusu raporların bu konudaki şüphelerini doğruladığını, ancak defter ve kayıtlar üzerinde ayrıntılı bir bilirkişi inceleme ve değerlendirmesi yapılmaksızın muvazaaya vakıf olabilmelerinin mümkün olmadığını ileri sürerek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla haksız fiil nedeniyle 500.000,00 TL tazminat talepleri belirsiz alacak davası olarak açmış bulunduklarını, bu taleplerinin reddedilmesi halinde taleplerinin kısmi dava olarak kabul edilmesini talep ve dava etmişlerdir.
    Asıl ve birleşen davada davalı ... vekili; davacının davasını TTK m. 336 vd.'ne göre açtığını, bu davanın yönetim kurulu üyelerine karşı açılabileceğini, davalının böyle bir sıfatının bulunmadığını, taraf sıfatı bulunmayan davalı müvekkili açısından işbu davanın reddi gerektiğini, iki şirket arasındaki mal alışverişinin gerçeği yansıtmadığını, mal varlığının da Işık Tekstil tarafından muvazaalı olarak hazcedilip mülkiyetine geçirildiğini iddia etmiş ise de, davacı şirketin borçlu şirket hakkında Bakırköy icra Müdürlüğünün 2009/27286 Esas sayılı dosyası ile girişmiş olduğu icra takibinde borçlu şirketin Işık Tekstil'de bir alacağın olduğu sanısıyla 1. haciz ihbarnamesi gönderdiğini, Işık Tekstil'in işbu ihbarnameye itirazı üzerine davacı şirketin Işık Tekstil'in gerçeğe aykırı beyanda bulunduğundan bahisle İİK madde 89/4 hükmü gereğince dava açıldığını, işbu davanın Bakırköy 5. İcra Hukuk Mahkemesi 2010/602 Esas sayılı dosyası ile görüldüğünü, yargılama sırasında tarafların defterleri incelenerek bilirkişi raporu düzenlendiğini, düzenlenen bu raporda davacı tarafın iddialarının aksine taraflar arasında gerçek bir ticari ilişkinin varlığının ortaya konulduğunu, yine davacı tarafın beyanlarının aksine borçlu şirketin Işık Tekstil'in faal bir şubesi konumunda olmayıp yasalara uygun bir şekilde kurulan ayrı bir tüzel kişiliği olan ve yine yasalara uygun olarak Işık Tekstil'in üst katında kiracı olan bir şirket olduğunun tespit edildiğini, ayrıca davacının talepleri yönünden zamanaşımının vuku bulduğunu savunarak, davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Asıl ve birleşen davada davalı ... davaya cevap vermemiş ve herhangi bir savunmada bulunmamıştır.
    Birleşen davada davalı Işık Tekstil Hambez Haşıl Çözgü San. Tic. Ltd. Şti. vekili, dava konusu tazminat talebinin hukuki dayanağının Mülga Borçlar Kanunu'nun 50-51 maddelerine dayandırıldığını, davacının açmış olduğu davanın hukuki mesnetten yoksun olduğunu, öncelikle davacının davalılardan Işık Tekstil Ltd. Şti.'ne ikame ettiği dava yönünden zarar tazmini talebinin mümkün olmadığını, işbu dava yönünden ispat külfetinin davacıya ait olduğunu, davacının dava şartını yerine getirerek alacaklarının tamamını belirlemesi gerektiğini, davanın bu yönüyle dava şartından yoksun olduğunu, haksız fiilin varlığını kabul etmemekle birlikte mahkeme nezdinde aksi kanaat oluşmasına binaen davacının talepleri yönünden zamanaşımının vuku bulduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; asıl dava yönünden; Işık Tekstil Ltd. Şti.'ye satıldığı anlaşılan 615.828,70 TL tutarındaki malın Işık Tekstil Ltd. Şti'ye teslim edildiğine dair herhangi bir imzalı belge bulunmadığı, Işık Tekstil Ltd. Şti. temsilcisi tarafından 615.828,70 TL malın Işık Tekstil'e teslim edildiği hususunun kabul edildiği, davalı Işık Tekstil Şirketi tarafından 583.278,33 TL'lik malı iade edildiğine dair iade faturası düzenlendiği, iade faturasının HS Kumaşçılık Şirketine teslim edildiğine dair herhangi bir belgenin mevcut olmadığı, bu nedenle işlemlerin fiktif olduğu, HS kumaşçılık Ltd. Şti.'nin yöneticileri tarafından, alacaklılardan mal kaçırmak ve şirketin içini boşaltmak kastı ile 615.828,70 TL zarara uğratıldığı gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL tazminatın dava tarihi olan 19/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HS Kumaşçılık şirketine ödenmesine, birleşen dava yönünden ise; davacı Renteks vekili tarafından sunulan dilekçeler incelenerek Işık Tekstil Şirketi ve yöneticisine dair muvazaa iddialarının bulunduğu, HS Kumaşçılık ve Işık Tekstil yetkilileri arasında akrabalık bağının detaylı bir şekilde anlatıldığı, haksız eylemlerin ve bu eylemlerin sorumlusunun davacı Renteks tarafından bilindiğinin açık olduğu, zamanaşımının davacı Renteks'in Işık Tekstil'e dava açacağını beyan ettiği 24/03/2010 tarihinden işlemeye başlayacağı, bir yıllık zamanaşımı süresinin davanın açıldığı 25/07/2013 tarihinden önce dolduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; mahkemece malların satıldığına dair irsaliye aranmazken, iade faturasının teslim edildiğine dair irsaliye bulunmadığı gerekçesiyle işlemlerin fiktif olduğu sonucuna varılmasının kendi içinde çelişkili olduğu, dosya kapsamında aldırılan 10.08.2012 tarihli bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, ticari defterlerde kayıtlı bulunan faturanın irsaliye olmadığından bahisle fiktif işlem olarak kabul edilmesinin ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu, her ne kadar mahkemece Işık Teks. Ltd. Şti. ve HS Kumaşçılık Ltd. Şti. arasındaki işlemlerin fiktif olduğu ancak davanın zamanaşımı süresinde açılmadığı sonucuna varılmış ise de, mevcut delillerin işlemlerin fiktif olduğu hususunu doğrulamadığı, ayrıca davalı Hüseyin Kök zamanaşımı itirazında bulunmadığı halde bu davalı hakkında da davanın zamanaşımı nedeniyle davanın reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin asıl dava yönünden İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf isteminin esastan kabulüne, davacı vekilinin birleşen dava yönünden İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf isteminin re'sen sebeplerle esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurularak, asıl davanın kabulü ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL tazminatın dava tarihi olan 19/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HS Kumaşçılık Şti.'ne ödenmesine, birleşen Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/889 Esas sayılı dosyasında açılan davanın ise esastan reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı ... ve Işık Tekstil Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
    1- Dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresi gerçekleşmediğinden davalılar vekilinin zamanaşımına yönelik temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Asıl dava, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 309. ve devamı maddeleri uyarınca şirket alacaklısı üçüncü kişi tarafından şirket yöneticilerine karşı açılan sorumluluk davası, birleşen dava ise, borçlu şirket yöneticileri yönünden açılan tüzel kişilik perdesinin kaldırılması hukuki sebebine, davalı Işık Tekstil Ltd. Şti. ve yöneticisi ... yönünden ise, organik bağ hukuki sebebine dayalı tazminat davasıdır.
    İlk Derece Mahkemesince, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş; bu karar davacı tarafından ve yalnız birleşen dava yönünden istinaf edilmiş olmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve istinaf edilmeyen asıl dava yönünden de yeniden hüküm kurulmuş, ayrıca 25.10.2018 tarihli ve 2018/261 E., 2018/1640 K. sayılı bu ilamında, birbiriyle çelişkili gerekçe ile birleşen davanın da esastan reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuş olmakla, karar, Dairemizin 26.02.2020 tarihli ve 2019/1661 E., 2020/2104 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozmaya uyulmasına rağmen yine istinaf konusu olmayan asıl dava yönünden hüküm kurulmuş olması doğru olmamış, hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    3- Birleşen davaya gelince, birleşen davanın esastan reddine karar verilmiş ise de, mahkemece, tüzel kişilik perdesi yönünden dava dışı şirket ile yöneticilerinin mal varlıklarının birbirine karışıp karışmadığı ya da herhangi bir mal varlığı geçişi olup olmadığı yönünden yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığı gibi, birleşen davanın diğer davalıları ile dava dışı borçlu şirket arasında fiktif işlemler olduğu yönünde tespitler bulunduğu nazara alınarak, borçlu şirket ile bu davalılar arasında organik bağ olup olmadığı cihetinden de inceleme ve değerlendirme yapılmamış olması doğru olmadığı gibi Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde çelişkili ifadelere yer verilerek net bir tespit yapılmamış olması da doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    4- Bozma sebep ve şekline göre, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin zamanaşımına yönelik temyiz itirazının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazalarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 30/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara