Esas No: 2022/1574
Karar No: 2022/15740
Karar Tarihi: 06.10.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/1574 Esas 2022/15740 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2022/1574 E. , 2022/15740 K.Özet:
Bu mahkeme kararı, bir kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanarak nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından yargılandığı bir davada verilmiştir. Sanığın suçlamalara yönelik savunmaları yetersiz bulunmuş ve dolandırıcılık suçuna yönelik beraat kararı bozulmuştur. Bu suçun kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre olağan dava zamanaşımı gerçekleştiği için sanık hakkındaki kamu davası düşürülmüştür. Nitelikli dolandırıcılık suçuna yönelik beraat kararı ise sanığın sahte senet kullanarak haksız menfaat elde ettiği gerekçesiyle bozulmuş ve hükmün yeniden yapılması talep edilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e, 1412 sayılı CMUK’nin 321. ve 322. maddeleri, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi, 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık, Resmi belgede sahtecilik
...
...
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.03.2016 tarihli, 2014/2-588 Esas ve 2016/123 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, yerel mahkemece direnme kararı verildiği belirtilmekle birlikte, hükmün gerekçesinin değiştirildiği, bu nedenle mahkeme kararının direnme niteliğinde olmayıp eylemli uyma olarak kabulü ile yapılan incelemede:
Gerekçeli karar başlığında "05.10.2010" şeklinde yazılan suç tarihinin, suça konu senedin icra takibine konu edildiği "30.11.2010" tarihi olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
1)Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen olağan dava zamanaşımının, kesen son sebep olan sanığın sorgusunun yapıldığı 21.11.2013 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla katılanlar vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağan dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
2-Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Katılanların Alman vatandaşı oldukları ve daha önceden tatil amaçlı geldiklerinde Mersin'de bulunan "Palma 1 sitesinden" daire aldıkları, sanığın da aynı sitede oturduğu ve Almanca bildiği için katılanlarla yakınlık kurduğu,Türkçe bilmemeleri nedeniyle tercüme işlerinde de yardımcı olduğundan güvenlerini kazandığı, aralarında dostluk ilişkisi nedeniyle sanığa 2004 yılında araba alması için borç para istemesi nedeniyle 11.900 Euro para verdikleri, ancak sanığın aradan geçen uzunca bir zamana rağmen borcunu ödemediği gibi sürekli olarak da katılanları oyaladığı, daha sonra 2007 yılında tekrar katılanların sanıktan verdikleri borcu istemesi üzerine "devlete ve sigortaya çok borcu olduğunu bütün mallarına el konulduğunu, eğer müştekilerin şüpheliye borcu olduğuna ilişkin bir yazıyı imzalayıp verirlerse bu yazıyı devlete sunup haczi kaldırıp kendilerine olan borcu da ödeyeceğini" söyleyerek, katılanlara suça konu bonoyu boş olarak imzalattığı, daha sonra borçlu ve kefil kısmı dışında boş olan bonoyu düzenleme tarihi 05.10.2010, ödeme tarihi 25.10.2010, bedeli 160.000.TL olan, alacaklı lehtar kendi adını yazarak sahte bono tanzim ettiği, akabinde düzenlediği bonoyu Mersin 2. İcra Müdürlüğünün 2010/12015 Esas sayılı dosyasında katılanlar aleyhinde takibe koyduğu, takibin kesinleşmesi üzerine katılanların taşınmazına haciz koydurduğu, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunda "bonodaki 25.10.2010, 160.000.00, 25 Ekim 2010, YÜZALTMIŞBİN, NAKDEN, MERSİN, 05.10.2010 MEZİTLİ, MERSİN" ibarelerinin tarafların eli ürünü olmadığının tespit edildiği, sanığın bu surette kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia olunan somut olayda; her ne kadar sanık aşamalarda restaurant işletmeciliği yaptığını, olaydan 6-7 sene önce iş yerini sattığını, bunun üzerine katılanların yanına gelerek "parayı ne yapacaksın" diye sordukları, düşünmediğini söylemesi üzerine katılanların "Hamburg'da ihaleye girip bir yer alacağız, ortaklaşa alalım" dediklerini, bu teklifi kabul edip katılanlara 73.000-74.000 Euro civarında para verdiğini, bunun karşılığında kendisine herhangi birşey vermediklerini, daha sonra parasını istemesine rağmen çeşitli tekliflerde bulunduklarını, en son Türkiye'ye geldiklerinde daha önceden hazırlamış oldukları suça konu senedi tanık Av. ...'nun bulunduğu ortamda verdiklerini, bu yüzden suça konu senedi kendisinin hazırlamadığını savunmuş ise de; sanık hakkında başlatılan icra dosyaları ve yapılan sosyal-ekonomik durumuna göre katılanlara 160.000.TL gibi yüksek bir paranın üstelik herhangi bir sözleşme ve belge alınmadan verilmesinin restaurant işletmeciliği işi yapıp ticaret hayatında olan biri için hayatın olağan akışına uygun olmadığı, kaldı ki söz konusu paranın gayri-resmi ortaklık olarak verildiğine ve katılanların hesabına aktarıldığına yönelik bir belge ibraz edememiş olması, suça konu senedin tanık Av. ... yanında verildiğini iddia etmesine rağmen tanığın sanık beyanlarını doğrulamamış olması, katılanların aşamalarda değişmeyen istikrarlı beyanları ve bu beyanları destekler nitelikteki tanık anlatımları ile tüm dosya kapsamına göre sanığın savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, bu halde sanığın sahte olarak oluşturduğu bonoyu kullanmak suretiyle kamu kurumu olan icra dairesini aracı kılmak suretiyle katılanlardan haksız menfaat elde ettiği, bu surette sanığın TCK'nin 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarını araç olarak kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyeti yerine yetersiz gerekçe ile beraatine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, katılanlar vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 06.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yz.İşl.Md. Y.
...