19. Hukuk Dairesi 2012/15429 E. , 2013/1199 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ile fer"i müdahil vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirketin ünvanı ... iken daha sonra ... olarak değiştirildiğini, müvekkili şirket aleyhine davalı yanca 03.01.1993 tanzim 25.06.2007 vade tarihli 650.487,00 USD (Amerikan Doları) bedelli bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, davalı ile müvekkili şirket ortakları kardeş olup bir dönem şirket ortağı olan davalının sonradan ortaklıktan ayrıldığını, dava konusu bononun davalı ile birlikte hareket eden müvekkili şirket ortağı olan ... tarafından şirkete zarar vermek amacıyla düzenlendiğini, taraflar arasındaki ihtilaflar nedeniyle süregelen başkaca davaların bulunduğunu, bono üzerindeki imzanın düzenlenme tarihindeki müvekkili şirket yetkilileri imzasına benzemediğini, sahte olarak düzenlendiğini, davalıdan nakden veya malen hiçbir şey alınmadığını, müvekkili şirketin sermayesinin çok üstünde bir meblağ ile borçlanmasının ve düzenlenme tarihi itibari ile müvekkili şirket ile hiçbir ilişkisi bulunmayan davalının uzun bir vade ile nakit borç para vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek takibe konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının imzanın sahteliği iddiasının yerinde olmadığını, bonodaki imzanın düzenlenme tarihinde davacı şirket yetkilisi dava dışı ..."ye ait olduğunu, davacının iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerektiğini belirterek davanın reddine ve %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/226 Esas-2011/83 Karar sayılı ilamı ile davalı ... ve bonoda imzası bulunan şirket ortağı ... hakkında dava konusu bonodan dolayı dolandırıcılık suçundan mahkumiyetlerine karar verildiği, kararın kesinleştiği, bononun dolandırıcılık suçunda kullanılmak üzere düzenlendiğinin sabit olduğu gerekçesiyle asli müdahil ..."nin davasının bu davadan ayrılarak ayrı bir esasa kaydına, davacının icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, %40 oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ve feri müdahil vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Feri müdahil sıfatıyla hükmü temyiz eden ..."ın müdahilliğine karar verilmediği gibi aleyhine de bir hüküm kurulmamış olduğundan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2- Dava, takibe konu bonodan dolayı menfi tespit istemine ilişkindir. ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/226 Esas-2011/83 Karar sayılı ilamı ile davalı ... ve bonoda imzası bulunan davacı şirket ortağı ... hakkında 1993 yılında düzenlenmiş bononun içeriğinin tahrif edilip yüksek meblağ üzerinden takibe konu edildiği gerekçesiyle dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü tesis edilmiş ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Ceza mahkemesince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar, Borçlar Kanunu"nun 53. maddesi uyarınca hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bir karar değildir.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.02.2012 karar tarihli 2011/19-639 Esas 2012/30 Karar sayılı kararında “...sonuç olarak maddi olgunun belirlenmesi yönünden hükmün açıklamasının geri bırakılması kararının kesinleşmiş bir ceza hükmü olmadığından hukuk hakimini bağlamayacağı” belirtilmişir. Bu durumda mahkemece, iddia ve savunma doğrultusunda deliller toplanıp hep birlikte değerlendirildikten sonra sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenlerle feri müdahil ..."ın temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.