Esas No: 2020/7538
Karar No: 2022/2579
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7538 Esas 2022/2579 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7538 E. , 2022/2579 K.Özet:
Davacı, müvekkilinin asıl borçlu şirkete verilen kredilere kefalet verdiğini ve davalıların da müvekkili ile birlikte kefil sıfatıyla sözleşme imzaladığını iddia etmiştir. Krediler ödenmediği için müvekkilinin kefaleti oranında borçlar ödendiğini ve davalılara ihtarname gönderildiğini belirten davacı, ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlattıklarını ve davalıların itiraz ettiğini söylemiştir. İlk Derece Mahkemesi, alacağın likit olduğunu gerekçe göstererek davanın kısmen kabulüne, icra takibinde iptale ve yasal faiz işletilmesine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, ancak Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunu reddetmiştir. Davacı vekili bu kararı temyiz etmiştir. Yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik olmadığına karar verildiği için Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- HMK'nın 353/1-b.1 maddesi: İstinaf başvurusunun esastan reddi.
- HMK'nın 370/1. maddesi: Temyiz isteminin reddi durumunda onama kararı verilmesi.
- HMK'nın 372. maddesi: Onama kararı verildiğinde işlem yapılması gerekenler.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10.10.2018 tarih ve 2016/975 E. - 2018/717 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 16.09.2020 tarih ve 2019/541 E. - 2020/794 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin, dava dışı asıl borçlu şirkete TEB A.Ş. ve T. Vakıflar Bankası T.O.A.'dan kullandığı kredilere istinaden kefalet verdiğini, davalıların aynı zamanda müvekkili ile birlikte sözleşmeleri müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredilerin ödenmemesi üzerine müvekkilinin kefaleti oranınca kredi borçlarının ödendiğini, müvekkilinin ödediği tutarın tahsili için davalılara ihtarname gönderildiğini, buna rağmen ödeme yapılmaması üzerine alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalıların icra takibine itiraz ettiklerini ileri sürerek davalıların icra takibine itirazlarının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; davacı tarafından kredi borçlusu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, davacının alacağının çok üzerinde talepte bulunduğunu, asıl borçlu ile müvekkilleri arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan davacının müvekkilleri aleyhine icra takibi başlatma hakkı olmadığını, ipotek ile karşılanmayan kısmın müvekkillerinden talep edilebileceğini, asıl alacak miktarının ve faiz oranlarının fahiş olduğunu, alacağın likit olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile dava dışı asıl borçlunun davacının kefaletinin bulunduğu dava dışı bankalar ile akdettiği genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borç miktarlarının hesaplandığı, davacı ile dava dışı bankalar arasında imzalanan kredi kefalet sözleşmeleri uyarınca kredi riskinin %80'inin ödeneceğinin kabul edildiği, davalılar ile fon
arasında imzalanan kefalet taahhütleri kapsamında temerrüt faiz oranının işlemiş faiz miktalarının belirlendiği, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların icra dosyasında itirazlarının 634.060,46 TL asıl alacak, 192.093,90 TL işlemiş faiz, 1.007,23 TL ihtar masrafı, 72.515,71 TL asıl alacak ve 7.267,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 906.944,99 TL için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın 634.060,46 TL'sine takip tarihinden itibaren yıllık %49,50 oranında, 72.515,71 TL'sine takip tarihinden itibaren yıllık %27,50 oranında ve 1.007,23 TL'ye yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine ve hüküm altına alınan miktarın %20'si oranında hesaplanan 181.389,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi'nce; mahkemece taraflar arasında akdedilen kefalet taahhütnamesi hükümleri uyarınca temerrüt faiz oranını tespit ederek bu oran üzerinden işlemiş faiz miktarını hesaplayan bilirkişi ek raporu doğrultusunda karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 30/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.