Esas No: 2021/2424
Karar No: 2022/15808
Karar Tarihi: 10.10.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/2424 Esas 2022/15808 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/2424 E. , 2022/15808 K.Özet:
İzmir Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanık hakkında \"sahte fatura düzenleme\" suçundan verilen beraat hükümleri katılan vekilleri tarafından temyiz edildi. Mahkeme, sanığın \"2012 takvim yılında sahte fatura düzenleme\" suçundan beraat kararını bozarken, \"2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme\" suçundan beraat kararını da kamu davasının olağanüstü zamanaşımı nedeniyle düşürdü. Sanık hakkında \"2013 takvim yılında sahte fatura düzenleme\" suçundan mahkûmiyeti gerektiren deliller olduğu halde beraat kararı verildiği belirtildi. TCK'nin 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği hatırlatıldı ve uygulanması gereken kanun maddelerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Daha sonra da Resmi Gazete'de yayımlanan 7394 sayılı Kanun'un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun'un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun'un tespit edilip uygulama yapılması istendi. Kanun maddeleri: 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e, 67/4, 7/2 ve 43. maddeleri, 5271 sayılı CMK'nin 223/2, 223/2-e ve 223/8 maddeleri, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321 ve 322. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
...
...
Katılan vekilinin temyiz isteminin, sanık ... hakkında “2010 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme“ ile sanık ... hakkında “2010 ve 2013 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme“ suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
A-Sanık ... hakkında “2012 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde:
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, katılan vekilinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
Dosya kapsamına göre yüklenen suçu işlediği sabit olmayan sanık hakkında beraat kararı verilirken, “sanığın isnat edilen eylemi işlemediği“ şeklindeki hatalı gerekçeyle hüküm kurulması ve hüküm fıkrasında uygulama maddesinin de belirtilmemesi suretiyle CMK'nin 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında “...sanığın isnat edilen eylemi işlemediği anlaşıldığından, sanığın üzerine atılı müsnet suçtan 5271 sayılı CMK'nın 223/2 maddesi gereğince beraatine“ bölümü çıkartılarak, yerine “sanığın yüklenen 2012 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçunu işlediği sabit olmadığından, üzerine atılı müsnet suçtan CMK‘nin 223/2-e. maddesi uyarınca beraatine“ cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-Sanık ... hakkında “2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde:
Düzenlenen en son faturaya göre suç tarihinin, "23.07.2010” olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığa yüklenen “2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
C-Sanık ... hakkında “2010 ve 2013 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme“ suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin, “2012 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde:
1-Sanık hakkında “2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçu yönünden verilen beraat kararına ilişkin olarak; 5271 sayılı CMK'nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı nazara alındığında; İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 11.03.2015 tarihli 2015/21078 Soruşturma ve 2015/8936 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında, "2012 ve 2013 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme" suçlarından kamu davası açıldığı, “2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeden, “2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan beraat kararı verilmesi,
2-Sanık hakkında “2012 ve 2013 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme“ suçları yönünden verilen beraat ve mahkûmiyet hükümlerine ilişkin olarak;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, “2012 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik olarak sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
a)Sanık hakkında “2013 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçu yönünden verilen beraat kararına ilişkin olarak; ... Yapı Mimarlık Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.nin 27.06.2012 tarihinden sonra ortağı ve yetkilisi olan sanığın 2012 takvim yılında sahte fatura düzenlediğinin kabul edilmesi ile İzmir Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığının 12.12.2014 tarihli ve 2014-A-209/43 sayılı vergi tekniği raporunda yer alan tespitlere göre, şirketin diğer mükelleflerin Ba bildirimleri doğrultusunda 2013 yılının tüm aylarında farklı mükelleflere 351 belge karşılığında 15.291.346 TL bedelli sahte fatura düzenlediğinin ve yine tüm aylarda matrahlı KDV beyannamesi verdiğinin belirtilmesi karşısında, sanığın 2013 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan da mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken, düzenlenen faturaların vergi kaydının resen kapatıldığı döneme ilişkin olduğu, bu nedenle suçun yasal unsurlarının oluşmadığı şeklindeki hatalı gerekçeyle bu suçtan beraatine karar verilmesi, yasaya aykırı
b)Hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
c)Mahkûmiyet hükmü yönünden kabule göre de;
aa)Dosya kapsamından sanığın 2012 takvim yılında birden fazla sahte fatura düzenlediği anlaşılmakla, hakkında TCK‘nin 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
bb)5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerekliliği,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık ...‘nin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, mahkûmiyet hükmü yönünden aleyhe temyiz bulunmadığından ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 10.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.