Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/10435 Esas 2022/10147 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/10435
Karar No: 2022/10147
Karar Tarihi: 11.10.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/10435 Esas 2022/10147 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanığın uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması nedeniyle mahkumiyet kararı hukuki değerden yoksun bulunmuştur. Kararın tebliğ edilmediği ve tedbir kararının kesinleşmediği belirtilmiştir. Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçuna ilişkin tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanması kararlarının itiraza tabi olduğu ve itirazla ilgili kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi gerektiği belirtilerek, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iade edilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmıştır: Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesi, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi, Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi, 7201 sayılı Tebligat Kanunu, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesi ve 6217 sayılı Kanun'un 20. maddesi.
10. Ceza Dairesi         2020/10435 E.  ,  2022/10147 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, sanığın yokluğunda verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin gerekçeli kararın, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu anlaşıldığından, tedbir kararının kesinleşmediği ve bu karara bağlı 13/07/2015 tarihli mahkûmiyet kararının hukuki değerden yoksun olduğu, sanığın yaptığı itirazın, 19/06/2014 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin karara yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
    Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup itiraza tabi olmaları nedeniyle, 5271 sayılı CMK'nın 264/2. maddesi uyarınca, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 11/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara