Esas No: 2020/7835
Karar No: 2022/2668
Karar Tarihi: 31.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7835 Esas 2022/2668 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7835 E. , 2022/2668 K.Özet:
Davacı, CEP ibareli markalarının sahibiydi ve davalı, 2016/29464 başvuru numaralı ADRESCEBİMDE ibareli markayı tescil etti. Davacı, davalının markasının kendi markaları ile iltibas yaratacak şekilde olduğunu iddia ederek, 30.12.2016 tarihli YİDK kararının iptalini ve markanın davalı ... adına tescilinin iptal edilmesini talep etti. İlk derece mahkemesi, markalar arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Davacı vekili, istinaf başvurusu yaptı ve Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunu reddetti. Temyiz yolu ile karar temyiz edildi, fakat yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde, kararda bir isabetsizlik olmadığı anlaşıldı. HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, bakiye temyiz ilam harcının alınmasına karar verildi.
556 Sayılı KHK'nın 8/1,b maddesi uyarınca markaların karıştırılma ihtimalinin bulunması ve tescilli markalar ile başvuru konusu marka arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal bütünü itibariyle benzerlik bulunması durumunda başvuru reddedilebilir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02.04.2018 tarih ve 2017/98 E- 2018/118 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.09.2020 tarih ve 2019/341 E- 2020/734 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının CEP ibareli markalarının sahibi olduğunu, davalı tarafından 2016/29464 başvuru numaralı ADRESCEBİMDE ibareli markanın ise davacının markaları ile iltibas yaratacak şekilde tescil başvurusunda bulunulduğunu, 556 Sayılı KHK'nın 8/1,b maddesi uyarınca markaların karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, davacının markasının tanınmış marka olduğunu, bu nedenle başvuru konusu markanın davacının seri markaları arasında bulunduğu izlenimi vereceğini, davalının kötü niyetli olarak tescil başvurusunda bulunduğunu belirterek, 30.12.2016 tarihli 2016-M-12893 sayılı YİDK kararının iptali ile markanın davalı ... adına tescili halinde iptaline, hükümsüz sayılmasına, sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, markaların "cep" kelimesi ile başladığını, cep ibaresinin ayırt ediciliği düşük bir marka olduğunu, ancak devamında gelen kelimeler ile markaların birbirinden ayrıldığını, ayırt edici markalar haline geldiğini, başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığının ispat edilemediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince, 556 sayılı KHK'nın 8/1 maddesi anlamında tescilli markalar ile başvuru konusu marka arasında, iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal bütünü itibariyle bıraktığı izlenim nazara alındığında, ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, başvuru markasında "adres" ibaresinin baskın olarak markada belirleyici ve davacı tarafın yukarıda belirtilen markalarından ayırt ediciliğini sağladığı, ayrıca davalının marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığının da kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 31/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.