Esas No: 2020/7714
Karar No: 2022/2666
Karar Tarihi: 31.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7714 Esas 2022/2666 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7714 E. , 2022/2666 K.Özet:
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi, bir marka davasında verilen kararın temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemeler sonucunda, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, davacının talebinin red edilmesine karar verdi. Mahkeme, davacının markalarının tescilli olduğunu ancak davalının markasının ayırt ediciliği düşük olmadığına ve koruma kapsamının dar olduğuna dikkat çekti. Bu sebeple davacının markaları ile davalının başvurusuna konu marka arasında ortalama tüketiciler nezdinde iltibas olmadığına hükmetti. Mahkeme kararı, HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca onandı. Kararda, uygulanan kanun maddeleri olarak, 556 sayılı KHK'nın 5. ve 8/1-b maddeleri gösterilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06.12.2018 tarih ve 2017/220 E- 2018/271 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.09.2020 tarih ve 2019/384 E- 2020/716 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının MODA ÇANTA ve MDÇ MODA ibareli markalarının 5,18,25 ve 35. emtia sınıflarında adına tescilli olduğunu, davalının ise MODAWORLLIFE ibareli markanın 18, 25 ve 35. emtia sınıflarında adına tescil başvurusunda bulunduğunu, Ankara mahkemelerince verilen kararlarda markanın tanınmış marka olarak kabul edildiğini, 2010 ve 2017 tarihli algı araştırmalarına göre de markanın ayırt edici nitelik kazanmış tanınan bir marka olduğunun tespit edildiğini, davalının tescilini istediği markadaki kelimelerin ayırt edici olmayan, tanımlayıcı kelimeler olduğunu, Türkçe dilinde de anlamlarının yaygın olarak bilindiğini, markaların karıştırılma ihtimalinin tescilin reddi için yeterli bir sebep olduğunu, davacının markasının tanınmış bir marka olduğunu belirterek, 03.05.2017 tarihli ve 2017-M-3058 sayılı YİDK kararının iptaline, markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, başvuru tarihine göre 556 sayılı KHK'nın uygulanmasının gerektiğini, davacının markasındaki moda ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, dolayısıyla koruma kapsamının dar olduğunu, bu nedenle markaların 556 sayılı KHK'nın 8/1,b maddesi anlamında ortalama tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, bütünsel anlamda da markaların benzer olmadığını, davacının markasının tanınmış olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davacının içerisinde moda geçen tüm markalara aynı itirazları yaptığını, bunun iyiniyetli olmadığını, 556 sayılı KHK'nın 5. maddesi uyarınca davacının markasının ayırt edici olmadığını, ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olmayacağını, markaların esaslı unsurları itibariyle karıştırılma ihtimalinin olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, dava konusu markaların arasında 18, 25 ve 35.05. Mal ve hizmet sınıfındaki malların tamamı bakımından 556 s. KHK m. 8/1-b anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunduğu, bu emtialar bakımından YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, TPMK YİDK'nın 03/05/2017 tarih 2017-M-3058 sayılı kararının davacının itirazının reddiyle ilgili kısım yönünden kısmen 18, 25 sınıfların tamamı ve 35 sınıfta (35,01, 02, 03, 04 gruplar hariç) 35/05, grup perakendecilik hizmetlerini kapsayan kısım yönünden iptaline, YİDK iptaline yönelik fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince, moda ibaresinin zayıf ayırt ediciliğe sahip bir ibare olduğu, bu ibareye yapılan küçük farklılıkların markaların ayırt ediciliğinin sağlanması için yeterli olduğu, bu nedenle markaların arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davalının başvurusuna konu ibare ile davacının itirazına mesnet markaları arasında 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 31/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.