Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/464 Esas 2022/2646 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/464
Karar No: 2022/2646
Karar Tarihi: 31.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/464 Esas 2022/2646 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, müvekkili ve davalı şirket ile 3. bir şahıs arasında ipotek tesisinin yapıldığı bir şirket kurulduğunu ve davalının şirketi zarara uğrattığını iddia ederek, müdür yerine kayyım atanmasını ve tazminata hükmedilmesini talep etmişti. Mahkeme, asıl talebin yerinde görülmediğine ve birleşen davada husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermiştir. Davacı vekili, karara temyiz etmiş ancak itirazları reddedilmiştir. Kararda TTK'nın 625, 626, 630/2 ve 630/3 maddelerine yer verilmiştir.
11. Hukuk Dairesi         2021/464 E.  ,  2022/2646 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 01.10.2019 tarih ve 2017/351 E. - 2019/863 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalının Akademi Isıtma Ltd. Şti. isimli şirketi kurduklarını, davalının şirket müdürü olduğunu, şirketin kuruluşu sırasında dava dışı ...'in iç ortak olarak yer aldığını ve şirkete mal alımı için 3. kişi AIRFEL lehine 150.000.-TL değerinde ipotek tesis ettiğini, şirketin demirbaşlarını da alarak şirketin kullanımına bıraktığını, son derece iyi bir performans sergilerken birden bire davalının 2012 yılı Eylül ayında hiçbir gerekçe olmadan şirketin faaliyetlerine son verdiğini, bu sırada özellikle ... tarafından ipotek tesis edilen AIRFEL'e olan borcun ödenmediğini ve AIRFEL'in işbu teminat mektubu karşılığını ödemekle yükümlü kaldığını, davalının hem iç ortağa hem de müvekkiline özellikle zarar vermek için diğer ticari borçlarını ödediğini, şirketin tüm emtialarını, demirbaşlarını bilinmeyen bir yere götürdüğünü, davalının bu eylemlerinin yasanın hem ortaklara hem de özellikle müdürlere yüklediği görevlere aykırı olduğunu, şirketin vermesi gereken beyannameleri vermesi, takip etmesi gereken alacakları takip etmesi ve yeniden faaliyete geçmesi gerektiğini ileri sürerek, müdür yerine şirkete kayyım atanmasını, davalının şirkete vermiş olduğu zarar bilinemediğinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000.-TL tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
    Asıl davada davalı vekili, husumet itirazında bulunmuş, davanın dava şartı yokluğundan usulden ve ayrıca yerinde olmaması nedeniyle esastan da reddini istemiştir.
    Birleşen davada davacı vekili, asıl davada ileri sürdüğü sebeplerle, müdürün azli ile şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava konusu şirketin 15/03/2011 tarihinde Adana Ticaret Sicil Müdürlüğüne tescil edildiği, davacı ... ve davalı ...'ın şirket ortakları olup, ...'ın şirket ana sözleşmesi ile müdür olarak atandığı ve tek imza ile şirketi temsile yetkili kılındığı, davalı şirketin Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 16/09/2013 tarihinde, Türkiye Ticaret Sicili gazetesinde yayınlanan ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunulmaması nedeni ile 16/09/2013 tarihinde ticaret sicilinden resen silindiği ve mahkememizce Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda, davacıya verilen yetki sonucu Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne ait 2015/1160-1412 E.K sayılı dosya ile şirketin ihyasına ve Av. ...'in temsilci olarak atanmasına karar verildiği, davacı tarafından şirket müdürü olan ... tarafından, şirket borçlarının ödenmediği, şirkete ait emtiaların ve demirbaşların bilinmeyen yerlere götürüldüğü, şirket alacaklarının takip edilmediği ve hiçbir neden yokken şirket faaliyetlerine son verilerek şirketi zarara uğrattığının iddia edildiği, TTK'nın 630/2 maddesinde "her ortak haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir", 630/3 maddesinde "yöneticinin özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur" TTK'nın 625 ve 626.maddelerinde ise; "müdürler görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kuralı çerçevesinde gözetmekle yükümlüdür. Müdürler, kanunların ve şirket sözleşmesinin genel kurula görev ve yetki vermediği bütün konularda görevli ve yetkilidirler." hükmü bulunduğu, dava konusu şirket 2013 yılında gayrifaal olması nedeni ile TTK'nın geçici 7. maddesi gereğince sicilden resen terkin edilmiş ise de dosya içerisinde aldırılan bilirkişi raporuna göre 2011 yılında 49.728,81 TL, 2012 yılında ise 16.658,75 TL kar elde ettiği, davacı tarafından dava dışı DAIKIN Isıtma... San. ve Tic. A.Ş nin borçlarının ödenmediği belirtilmiş ise de şirket defterlerine göre bu şirketten 7.925,65 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, şirketin davalı ...'ın müdürlük görevini kötüye kullanması nedeni ile zarara uğratıldığı ve şirket demirbaşlarının başka bir yere götürüldüğü yöndeki iddiaların ise ispatlanamadığı gözetilerek sirket yöneticisinin sorumluluğuna dayanan tazminat talebi yerinde görülmediği,asıl davada kayyım atanması talebi yönünden ise; davalının şirketi zarara uğrattığının ispatlanamadığı, diğer taraftan davacı, tarafların ortağı olduğu şirketin faaliyet konusu ile aynı başka bir şirket kurarak haksız rekabet oluşturacak davranışta bulunduğu, şirketin kendi organları eliyle yönetilmesinin asıl olduğu, şirkete kayyım atanmasını gerektiren bir nedenin görülmediği,birleşen dava yönünden ise; şirket müdürünün azline ilişkin davalarda husumetin, azli istenen müdüre yöneltilmesi yeterli olup, ayrıca şirkete karşı dava açılması gerekli olmadığından birleşen davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına özellikle temyiz dilekçesinde temyiz sebebi belirtilmemesine, temyiz olunan kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmamasına göre asıl ve birleşen davada davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 107,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına, 31/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara