Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/38 Esas 2022/10205 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/38
Karar No: 2022/10205
Karar Tarihi: 12.10.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/38 Esas 2022/10205 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2022/38 E.  ,  2022/10205 K.

    "İçtihat Metni"


    Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2019 tarihli, 2018/248 esas ve 2019/601 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 17/12/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Şüpheli ... hakkında, 21/07/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 12/11/2016 tarihli, 2016/32844 soruşturma ve 2016/504 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulmasına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolu, itiraz mercii ve 15 günlük itiraz süresinin gösterildiği, kararın şüpheliye tebliğ edilerek infazı için Niğde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    2- Niğde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tedbirin infaz edildiği,
    3- Şüphelinin 12/09/2017 tarihinde yeniden uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle tespit edilmesi üzerine erteleme kararının kaldırılarak Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 14/02/2018 tarihli, 2016/32844 soruşturma, 2018/2732 esas ve 2018/2109 sayılı iddianamesi ile, cezalandırılması istemiyle Mersin 2.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    4- Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 30/05/2019 tarihli 2018/248 esas ve 2019/601 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
    5- Dosya arasında bulunan Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/10/2019 tarihli, 2019/468 esas ve 2019/709 sayılı kararının incelenmesinde;
    a-) Sanığın 19/12/2013 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 31/01/2014 tarihli ve 2014/5438 esas sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı,
    b-) Bakırköy 54. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/10/2014 tarihli, 2014/413 esas ve 2014/238 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2. maddesi dikkate alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 28/11/2014 tarihinde kesinleştiği,
    c-) Kanun yararına bozma istemine konu Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/248 esas ve 2019/601 sayılı kararı ile ihbarda bulunulması üzerine,
    Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/10/2019 tarihli, 2019/468 esas ve 2019/709 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın kararı istinaf ettiği,
    d-) İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Ceza Dairesinin 25/02/2021 tarihli, 2020/1192 esas ve 2021/661 sayılı kararı ile, basit yargılama usulü yönünden değerlendirilmesi zorunluluğu ve Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesince düşme kararı verilmesi gerektiği gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verildiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/11/2016 tarihli, 2016/32844 soruşturma ve 2016/504 sayılı kamu davasının açılmasının 5 yıl süre ile ertelenmesine ve şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, şüphelinin denetim süresi içerisinde tekrardan aynı suçu işlediğinden bahisle açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonunda, sanığın 5237 Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2019 tarihli, 2018/248 esas ve 2019/601 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, sanık hakkında daha evvel 19/12/2013 tarihinde işlemiş olduğu aynı suç nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetime tâbi tutulmasına ilişkin Bakırköy 54. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/10/2014 tarihli, 2014/413 esas ve 2014/238 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın 21/07/2016 tarihinde inceleme konusu aynı nev'iden suç işlemesi nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği ve erteleme süresi içinde yeniden uyuşturucu madde kullanmasından dolayı açılan kamu davası sonucunda Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 30/05/2019 tarihli karar ile 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın istinaf edilmeden kesinleşmesini müteakip Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/10/2019 tarihli, 2019/468 esas ve 2019/709 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına ve sanığın mahkûmiyetine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Ceza Dairesinin 25/02/2021 tarihli, 2020/1192 esas ve 2021/661 karar sayılı ilamı ile "...Sanığın 21/07/2016 tarihinde işlediği (Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2019 tarihli kararı) kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçunun, yargılama konusu suç nedeni ile 6545 S.K. ile eklenen 5320 S.K.'nun 7/2. maddesi gereğince verilen zorunlu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali mahiyetinde olduğu, soruşturma ve kovuşturma konusu edilemeyeceği, düşme kararı verilmesi gerektiği halde mahkumiyet kararı verildiği belirlenmekle..." şeklinde belirtildiği üzere, incelemeye konu 21/07/2016 tarihli eylemin daha önceden Bakırköy 54. Asliye Ceza Mahkemesince 24/10/2014 tarihinde, 6545 sayılı Kanun'la değişik 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesi gereğince verilen zorunlu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali niteliğinde olduğu ve ayrı bir yargılama konusu yapılamayacağı gözetilerek ikinci suçtan dolayı açılan kamu davasında düşme kararı verilip ihbarda bulunulması gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2019 tarihli, 2018/248 esas ve 2019/601 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Şüpheli ... hakkında, 21/07/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 12/11/2016 tarihli, 2016/32844 soruşturma ve 2016/504 sayılı kararı ile, beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesini takiben, şüphelinin erteleme süresi içerisinde yeniden uyuşturucu madde kullandığının tespit edilmesi nedeniyle Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 14/02/2018 tarihli iddianamesi ile kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2019 tarihli, 2018/248 esas ve 2019/601 sayılı kararı ile, sanığın 5237 Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
    28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanunu'nun 191'inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191'inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” amir hükmü ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/5. fıkrasında yer alan, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki ve 9. fıkrasında yer alan "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171'inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231'inci maddesi hükümleri uygulanır" şeklindeki düzenlemeler birlikte dikkate alındığında;
    Somut olayda, sanık hakkında daha önceden Bakırköy 54. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/10/2014 tarihli, 2014/413 esas ve 2014/238 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 28/11/2014 tarihinde kesinleştiği, kanun yararına bozma istemine konu Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/248 esas ve 2019/601 sayılı kararı ile ihbarda bulunulması üzerine, dosyanın devredildiği Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/10/2019 tarihli, 2019/468 esas ve 2019/709 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın kararı istinaf ettiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Ceza Dairesinin 25/02/2021 tarihli ve 2020/1192 esas ve 2021/661 sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca verildiği, kanuni zorunluluk üzerine verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı hukuki sonuçları doğuracağı, bu durumda, incelemeye konu suç tarihinin 21/07/2016 olması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlenmesi nedeniyle Cumhuriyet savcısı tarafından yeni bir soruşturmaya konu edilmeyip hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren mahkemeye ihbarda bulunması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında ayrı bir soruşturma konusu yapılarak kamu davası açılması ve yargılama sonucunda mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan;
    Sanığın 21/07/2016 tarihli eylemini, Bakırköy 54. Asliye Ceza Mahkemesince kanuni zorunluluk üzerine verilen ve 28/11/2014 tarihinde kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde gerçekleştirmesi nedeniyle, 6545 sayılı Kanun'la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapma yasağı bulunduğu ve bu suçun sadece ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali sayılabileceği, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle açılan kamu davasında mahkemesince “düşme kararı” verilip mahkemesine ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
    D-) Karar:
    Açıklanan nedenlerle, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince “düşme kararı” verilmesi ve Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesine ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2019 tarihli, 2018/248 esas ve 2019/601 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    12/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Hemen Ara