Esas No: 2022/3176
Karar No: 2022/16035
Karar Tarihi: 11.10.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/3176 Esas 2022/16035 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2022/3176 E. , 2022/16035 K.Özet:
Karar, Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından hüküm giyen sanığın temyiz başvurusuna ilişkindir. Dolandırıcılık suçuna ilişkin hüküm BOZULMAMIŞTIR ancak resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler, zincirleme suç hükümleri gözetilmeden iki ayrı suç olarak kurulduğu için BOZULMUŞTUR. Bu hüküm, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun \"Kamu güvenine karşı suçlar\" bölümünde düzenlenen, belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsılması kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan \"resmi ve özel belgede sahtecilik\" suçlarına ilişkindir. Suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği ifade edilmiştir. Ayrıca, aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanabileceği belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
...
...
1-Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
Bozmaya uyularak yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
2-Resmi belgede sahtecilik suçundan suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK'nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi ve özel belgede sahtecilik” suçlarında korunan hukuki yararın kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve 5237 sayılı TCK'nin 43. maddesi uyarınca, "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğu da gözetildiğinde; sanığın Ziraat Bankası ve İş Bankası'na yönelik aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda gerçekleştirdiği eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme olarak resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin iki ayrı resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükümleri kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 11.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.