Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/21 Esas 2022/10195 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/21
Karar No: 2022/10195
Karar Tarihi: 12.10.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/21 Esas 2022/10195 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2022/21 E.  ,  2022/10195 K.

    "İçtihat Metni"


    Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli ve 2018/682 esas, 2019/185 sayılı kararı ile aynı Mahkemenin 27/11/2019 tarihli ve 2018/682 esas, 2019/185 sayılı ek kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 17/12/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Sanık ... hakkında 08/05/2009 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığının 02/06/2009 tarihli, 2009/9495 soruşturma, 2009/4010 esas ve 2009/1109 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Üsküdar 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/12/2011 tarihli, 2009/676 esas ve 2011/863 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmeden kesinleşerek infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    2- Üsküdar Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce yükümlülüğünü ihlal ettiği belirtilerek dosyanın kapatılmasına karar verildiğinin bildirilmesi üzerine İstanbul Anadolu 19. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/06/2013 tarihli, 2012/1193 esas ve 2013/338 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın aynı Kanun’un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine karar verildiği, sanığın kararı temyiz ettiği,
    3- Dairemizin 19/02/2018 tarihli ve 2013/12055 esas ve 2018/1698 karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verildiği,
    4- Bozmadan sonra, dosyanın devredildiği İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/10/2018 tarihli, 2018/175 esas ve 2018/679 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın aynı Kanun’un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine karar verildiği, kararın 25/01/2019 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği,
    5- Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi üzerine dosyanın mükerrer olarak İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/649 esasına kaydedildiği, İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/06/2017 tarihli, 2016/649 esas ve 2017/435 sayılı kararı ile ısrar şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, 22/12/2011 tarihli, 2009/676 esas ve 2011/863 sayılı hükmün aynen infazına karar verildiği, kararın 19/09/2017 tarihinde kanun yoluna gidilmeden kesinleştiği,
    6- İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 31/10/2018 tarihli ve 2017/13444 sayılı yazısı ile tedbire uymadığının bildirilmesi üzerine, dosyanın İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/682 esasına kaydedildiği, İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 12/03/2019 tarihli, 2018/682 esas ve
    2019/185 sayılı kararı ile ısrar şartının oluşmadığı gerekçesiyle hüküm kurulmasına yer olmadığına, 22/12/2011 tarih, 2009/676 esas ve 2011/863 karar sayılı tedbirin infazının kaldığı yerden devamına, karar verildiği, kararın itiraz edilmeden kesinleştiği,
    7- İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 22/11/2019 tarihli ve 2019/2376 sayılı yazısı ile tedbire uyduğunun bildirilmesi üzerine; İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 27/11/2019 tarihli, 2018/682 esas ve 2019/185 sayılı ek kararı ile tedbire uyduğu gerekçesiyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiği, kararın 07/02/2020 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
    8- Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce kanuna aykırılık ihbarında bulunulduğu,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında,
    “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık Temur Gökhan Kaplan'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2. maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına dair Üsküdar 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/12/2011 tarihli, 2009/676 esas ve 2011/863 sayılı kararının 30/12/2011 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetimli serbestlik kurallarını ihlâl ettiğine dair Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan bildirim üzerine, anılan Kanun'un 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun'un 51. maddesi gereğince ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine dair İstanbul Anadolu 19. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/06/2013 tarihli, 2012/1193 esas ve 2013/338 sayılı kararının Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 19/02/2018 tarihli, 2013/12055 esas ve 2018/1698 karar sayılı ilâmı ile bozulmasını takiben, yapılan yargılama neticesinde sanığın 5237 sayılı Kanun'un 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun'un 51. maddesi gereğince ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine ilişkin İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/10/2018 tarihli, 2018/175 esas ve 2018/679 sayılı kararını müteakip, yeniden yapılan yargılama sonucunda hüküm kurulmasına yer olmadığına ve sanık hakkındaki denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına dair İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli, 2018/682 esas ve 2019/185 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davrandığından bahisle davanın düşürülmesine ilişkin İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2019 tarihli, 2018/682 esas ve 2019/185 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
    1- İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli, 2018/682 esas ve 2019/185 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
    a- Dosya kapsamına göre, 08/05/2009 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Üsküdar 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/12/2011 tarihli, 2009/676 esas ve 2011/863 sayılı kararı ile sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymaması üzerine mahkemesince yapılan yargılama sonucunda İstanbul Anadolu 19. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/06/2013 tarihli, 2012/1193 esas ve 2013/338 sayılı kararı ile sanığın mahkûmiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, yapılan ihbardan sonra yargılamayı sona erdiren ve kesinleşen bir karar olduğu gözetilmeden, mahkemeye yapılan mükerrer ihbar nedeniyle dosyanın yeniden ele alınması üzerine davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
    b- İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli kararı ile sanığa uyarı yazısının ilk kez 11/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, adreste tanınmadığından bahisle tebligatın iade edildiği, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi uyarınca en yakın komşu,
    yönetici ya da kapıcıya adreste bulunmama sebebinin sorulmadığı, bu kişiler isim ve imzadan itina ettiyse bu hususun tebligata yazılmadığı, ikinci kez çıkarılan 25/05/2018 tarihinde tebliğ edilen uyarı yazısının tebliğinin Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapıldığı, ilk tebligatın usulsüz olması nedeni ile ikinci tebligatın da usulsüz olması, sanığın hala aynı adreste oturması, birçok görüşmeye katılması dikkate alınarak denetime uymamada ısrar koşulunun oluşmadığı bahisle hüküm kurulmasına yer olmadığına ve denetimli serbestlik tedbirinin aynen infazına karar verilmiş ise de,
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223. maddesinin 8. fıkrasında, "Türk Ceza Kanunu'nda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." hükmünün öngörüldüğü nazara alındığında, somut olayda Mahkemece "kovuşturma şartının" gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda anılan Kanun'un 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” karar verilmesi gerekirken, 5271 sayılı Kanun'un 223. maddesinde karar ve hüküm türleri arasında sayılmayan “hüküm kurulmasına yer olmadığına” dair karar verilmesinde,
    2- İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2019 tarihli, 2018/682 esas ve 2019/185 sayılı ek kararı yönünden yapılan incelemede;
    Sanığın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Üsküdar 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/12/2011 tarihli, 2009/676 esas ve 2011/863 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına karar verildiği, kararın infazını takiben İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2019 tarihli, 2018/682 esas ve 2019/185 ek kararı ile denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davrandığı gerekçesiyle 5237 sayılı Kanun’un 191/5. maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine karar verilmiş ise de,
    Sanığın, İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/10/2018 tarihli, 2018/175 esas ve 2018/679 sayılı kararı ile 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun'un 51. maddesi gereğince ertelenmesine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi düzenlenmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uyduğu gerekçesiyle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli, 2018/682 esas ve 2019/185 sayılı kararı ile İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2019 tarihli, 2018/682 esas ve 2019/185 sayılı ek kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi :
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbarnamede sanık isminin “...” yerine “...” olarak yazılması maddi hata kabul edilerek yapılan incelemede;
    Sanık ... hakkında, 08/05/2009 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan yargılama sonucunda, Üsküdar 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/12/2011 tarihli, 2009/676 esas ve 2011/863 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesini takiben yükümlülüğünü ihlal ettiğinin bildirilmesi üzerine İstanbul Anadolu 19. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/06/2013 tarihli, 2012/1193 esas ve 2013/338 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın aynı Kanun’un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine karar verildiği, sanığın kararı temyiz ettiği, Dairemizin 19/02/2018 tarihli, 2013/12055 esas ve 2018/1698 karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verildiği, bozmadan sonra, dosyanın devredildiği İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/10/2018 tarihli, 2018/175 esas ve 2018/679 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın aynı Kanun’un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine karar verildiği, kararın 25/01/2019 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi üzerine dosyanın mükerrer olarak İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/649 esasına kaydedildiği ve İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/06/2017 tarihli, 2016/649 esas ve 2017/435 sayılı kararı ile ısrar şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, 22/12/2011 tarihli, 2009/676 esas ve 2011/863 sayılı hükmün aynen infazına karar verildiği, kararın 19/09/2017 tarihinde kanun yoluna gidilmeden kesinleştiği, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 31/10/2018 tarihli ve 2017/13444 sayılı yazısı ile tedbire uymadığının bildirilmesi üzerine, İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli, 2018/682 esas ve 2019/185 sayılı kararı ile; ısrar şartının oluşmadığı gerekçesiyle hüküm kurulmasına yer olmadığına, 22/12/2011 tarih, 2009/676 esas ve 2011/863 karar sayılı tedbirin infazının kaldığı yerden devamına, karar verildiği, kararın itiraz edilmeden kesinleştiği, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 22/11/2019 tarihli ve 2019/2376 sayılı yazısı ile tedbire uyduğunun bildirilmesi üzerine de; İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2019 tarihli, 2018/682 esas ve 2019/185 sayılı ek kararı ile; tedbire uyduğu gerekçesiyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiği, anlaşılmıştır.
    1- İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli, 2018/682 esas ve 2019/185 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
    a-) Sanık hakkında, 08/05/2009 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Üsküdar 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/12/2011 tarihli, 2009/676 esas ve 2011/863 sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymaması üzerine mahkemesince yapılan yargılama sonucunda İstanbul Anadolu 19. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/06/2013 tarihli, 2012/1193 esas ve 2013/338 sayılı kararı ile sanığın mahkûmiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, yapılan ihbardan sonra yargılamayı sona erdiren ve kesinleşen bir karar olduğu gözetilmeden, mahkemeye yapılan mükerrer ihbar nedeniyle dosyanın yeniden ele alınması üzerine “davanın reddine” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi kanuna aykırıdır.
    b-) Kabule göre de;
    İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli kararı ile uyarı tebligatının usulsüz olması nedeni ile ısrar şartının oluşmadığı gerekçesiyle hüküm kurulmasına yer olmadığına ve denetimli serbestlik tedbirinin aynen infazına karar verilmiş ise de,
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223. maddesinin 8. fıkrasında, "Türk Ceza Kanunu'nda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." hükmünün öngörüldüğü dikkate alındığında, somut olayda Mahkemece "kovuşturma şartının" gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda anılan Kanun'un 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” karar verilmesi gerekirken, 5271 sayılı Kanun'un 223.
    maddesinde karar ve hüküm türleri arasında sayılmayan “hüküm kurulmasına yer olmadığına” dair karar verilmesi kanuna aykırıdır.
    2- İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2019 tarihli, 2018/682 esas ve 2019/185 sayılı ek kararı yönünden yapılan incelemede;
    Sanığın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Üsküdar 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/12/2011 tarihli, 2009/676 esas ve 2011/863 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına karar verildiği, kararın infazını takiben İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2019 tarihli, 2018/682 esas ve 2019/185 ek kararı ile denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davrandığı gerekçesiyle 5237 sayılı Kanun’un 191/5. maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine karar verilmiş ise de,
    Sanığın, İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/10/2018 tarihli, 2018/175 esas ve 2018/679 sayılı kararı ile 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun'un 51. maddesi gereğince ertelenmesine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet Savcılığınca sadece yerine getirme fişi düzenlenmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uyduğu gerekçesiyle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi kanuna aykırıdır.
    D-) Karar :
    Yukarıda açıklanan nedenlerle; kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli, 2018/682 esas ve 2019/185 sayılı kararı ile İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2019 tarihli, 2018/682 esas ve 2019/185 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    12/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara