Esas No: 2012/14173
Karar No: 2013/1078
Karar Tarihi: 22.01.2013
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/14173 Esas 2013/1078 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının sahte olarak imzalanmış bir senede dayanarak müvekkili hakkında ihtiyati haciz kararı aldığını ve icra takibi yaptığını, müvekkilinin özel bir eğitim kurumu olduğunu, takibe konu senet üzerindeki imza ve kaşenin müvekkiline ait olmadığını, davalının, senet üzerindeki diğer borçlu olan davadışı ..." den alacağını tahsil edemeyeceğini düşünerek sahte imza ile müvekkili şirketi de borçlandırmaya çalıştığını, müvekkilinin davalı ile hiçbir ilgisinin olmadığını, davalı hakkında resmi evrakta sahtecilik suçundan suç duyurusunda da bulunacaklarını belirterek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile %40" dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafça senedin sahteliğinin iddia edildiğini, müvekkili ile senedi imzalayan ... arasında senet düzenlenirken bu şahsın borcunu ödememek için bu yola başvurabileceği tahmin edilerek, şirket yetkilisi olduğunu gösterir vekaletnamesini göstermesinin istendiğini, bu şahsın da davacı şirket tarafından verilmiş olan vekaletnameyi göstererek müvekkiline olan borçlarına karşılık senedi tanzim ettiğini, buna ilişkin protokolün de bulunduğunu belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacı şirketin, şirket kaşesi ve atılan imzanın senedin tanziminden sonraki bir tarihte sahte olarak oluşturulduğunu iddia ederek işbu davayı açtığı, esasen bu durumun davalı tarafça sunulan 31/03/2011 tarihli taahhütname başlıklı belgeden de anlaşılacağı, ne var ki senet borcunun davalının ve davadışı bir öğretmen arkadaşının şirketteki payının bedeli olduğu, bu nedenle gerçek borçlunun davacı şirket olduğu, senedin tanzim tarihinde davadışı ..." ün şirket adına çek keşide etme yetkisinin bulunduğu ve vekillikten azline ilişkin belge de sunulamadığı belirtilerek, davanın ve davalı tarafın tazminat talebinin reddine, Cumhuriyet Savcılığına sahtecilik suçundan suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu senedin borçlusu ... olup, davacı şirketin kaşesi üzeri imzalanarak şirketin kefil olduğu belirtilmiştir. Davacı şirket senet nedeniyle borcu bulunmadığını ileri sürmüş ve 31.03.2011 tarihli taahhütname başlıklı belgeyi sunmuştur. Belge içeriği gözetilerek kaşe üzerindeki imzanın şirket vekili olarak tayin edilen ..."e ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılıp, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.