Esas No: 2020/6883
Karar No: 2022/15923
Karar Tarihi: 11.10.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/6883 Esas 2022/15923 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2020/6883 E. , 2022/15923 K.Özet:
Mahkeme, sanık hakkında \"defter, kayıt ve belgeleri gizleme\" suçundan hatalı gerekçeyle beraat kararı verildiğine karar vermiş ve bu kararı bozmuştur. Sanık, defter ve belgeleri saklama sorumluluğuna sahip olmasına rağmen ibraz etmeyi reddetmiştir. Mahkeme, sanığın savunmasının mücbir sebep oluşturmadığına karar vermiştir. Ayrıca, diğer sanık hakkında verilmiş olan kararın bu dava için geçerli olmadığını tespit ederek mütalaanın verilmesini istemiştir. Son olarak, yeni çıkan kanun maddelerine göre her iki sanığın hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 253. maddesi: Defter ve belgelerin kayıt altına alınması ve saklanmasıyla ilgili esasları belirler.
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 367. maddesi: Dava açılmadan önce mütalaanın verilmesi gerektiğini belirtir.
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2. maddesi: Suç işleyenin kusurluluk derecesini belirler.
- 7394 sayılı Kanun'un 4 ve 5. maddeleri: Vergi cezalarıyla ilgili değişiklik yapar.
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesi: Vergi cezalarına ilişkin esasları belirler.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Defter, kayıt ve belgeleri gizleme
...
...
...
Sanık ... hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin, sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde;
1) Sanık ... yönünden; Defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçunun varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluştuğu, yüklenen suçun oluşmasında defter ve belgeleri saklama sorumluluğunun mükellef sanık ...’e ait olduğu, 213 sayılı VUK'nin 253. maddesi uyarınca defter ve belgelerin ait olduğu yılı takip eden takvim yılından başlamak üzere 5 yıl saklama ve tekrar istenildiğinde ibraz etme zorunluluğu bulunduğu, somut olayda, 2010 takvim yılına ait defter ve belgelerin ibrazı hakkındaki 25.09.2013 tarihli yazının 01.10.2013 tarihinde iş yeri adresinde sanığın kardeşine tebliğine rağmen, defter ve belgeleri ibraz etmeyen sanığın, okuma yazma bilmediğini o tarihte birlikte yaşadığı sanık ...’ın evlilik işlemleri yapacağız diye belgelere imza atmasını söylediğini ayrıca kendisini notere götürerek vekaletnameye parmak bastırdığını, iş yeri ile bir ilgisinin olmadığını, adına iş yeri açıldığını sonradan öğrendiğini, vergi dairesinden evrak geldiğini, evrakları sanık ...’ın oğluna vererek gönderdiklerini, sanık ...’nin ise; ... isimli muhasebeci ile çalıştıklarını bütün bilgi ve belgelerin onda olduğunu, gerekli işlemleri onun yapması gerektiğini, belgelerin ibrazı konusunda bir bilgisinin olmadığını kendisine bir bilgilendirmenin yapılmadığını, sanık ...’in beyanlarının doğru olmadığını, iş yerinin sanık ... üzerine kayıtlı olduğunu, kendisine vekaletname verdiğini, ancak notere gittiklerinde sanık ...’in okuma yazmasının olmaması nedeniyle noterin açıkça ne için imza attığını sorduğunu, kendisinin de iş yeri açmak için imzaladığını belirttiğini evlilik için imza attığını zannetmesinin doğru olmadığını beyan etmesi karşısında, sanık ...’in savunmasının yasanın aradığı anlamda mücbir sebep oluşturmadığı, defter belgeleri 5 yıl saklama zorunluluğuna dair sorumluluğun vekaletle bir başkasına devredilemeyeceği, sanığın tüm unsurları itibarıyla oluşan "defter, kayıt ve belgeleri gizleme" suçundan mahkumiyeti yerine hatalı gerekçe ile beraatine hükmedilmesi,
2) Sanık ... yönünden; Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığının 18.12.2014 tarih ve 2014/4469 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçundan kamu davası açılmış ise de; atılı suça ilişkin olarak sanık hakkında verilmiş bir mütalaa bulunmadığı, dosya içerisindeki mütalaanın, hakkında beraat kararı verilen diğer sanık ...’e ait olduğu anlaşıldığından, Mahkeme tarafından öncelikle durma kararı verilip, sanık hakkında 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği Vergi Dairesi Başkanlığından sorularak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3) Her iki sanık yönünden; Hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359 maddesinin 3,4,5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca sanık ... yönünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin BOZULMASINA, 11.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yz.İşl.Md. Y.
...