Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3432 Esas 2012/6861 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3432
Karar No: 2012/6861
Karar Tarihi: 22.11.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3432 Esas 2012/6861 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/3432 E.  ,  2012/6861 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki genel kurul toplantısının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ... vekili ve davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı ... vekili ile davacı ..., davalı kooperatifin 25.05.2008 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında toplantı nisabı oluşmadığını, vekil olarak oy kullanan kişilerin vekaletnamelerinin geçersiz olduğunu, yönetim kurulu başkanı hakkında devam eden ceza davalarıyla ilgili olarak genel kurula bilgi verildiğini, yöneticilerin usulsüz işlemlerle kooperatifi zarara uğrattıklarının beyan edilmesine rağmen bu hususların tutanağa geçirilmediğini ileri sürerek, 25.05.2008 tarihli genel kurul toplantısının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; yapılan yargılama sonunda, 6100 sayılı HMK"nun 114/b.g, 120/2. maddesi, 115/2. maddeleri ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi"nin 6. maddesindeki düzenleme nedeniyle 27.10.2011 tarihli duruşmada davacı vekiline tarifenin 4/d bendinde yazılı diğer iş ve işlemler için 50,00 TL, bilirkişi ücreti avansı için 800,00 TL"yi ödemesi için iki haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilinin tebliğe rağmen bu miktarı, iki haftalık kesin süreden sonra 04.04.2012 tarihinde yatırdığı, HMK"nun 114/1-g maddesinde belirtilen şartın yerine gelmediği gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı ... vekili ve davacı ... temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, 02.12.2008 tarihli duruşma ile ilgili tebligatın davacı ..."ya usulen tebliğ edilmiş olması ve dosyanın işlemden kaldırılmasından sonra davanın yenilenmemesi karşısında, mahkemece bu davacıyla ilgili davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış ise de, harç ve yargılama giderleri dahil her iki karar türü bakımından sonucun değişmeyecek olmasına göre, davacı ..."nın tüm, davacı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Dava, genel kurul toplantısının iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, 27.10.2011 tarihli celsede, davacı tarafa, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi dikkate alınarak diğer iş ve işlemler için 50,00 TL ile iki bilirkişi ücreti için 800,00 TL miktarın yatırılması için iki haftalık kesin süre verilmiştir. Davacı tarafça, gider avansı ve bilirkişi ücreti kesin mehilden sonra 04.04.2012 tarihinde yatırılmıştır.Mahkemece davacının kesin süreye rağmen HMK Gider Avans Tarife Yönetmeliği"nin 4. maddesinin d fıkrasında yer alan avansı süresi içerisinde yatırmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK" nın 114. maddesinin "g" bendinde gider avansının yatırılmış olması dava şartları arasında sayılmış, 115. maddesinin 1. fıkrasında mahkemece bu koşulun mevcut olup olmadığının kendiliğinden araştırılacağı, 2. fıkrasında da şartın noksanlığı tespit edilir ise davanın usulden reddine karar verileceği öngörülmüştür.
    Anılan Yasa"nın 120. maddesinde ise harç ve avansların Bakanlıkça saptanacağı ve dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacağı, avansın yeterli olmadığının anlaşılması durumunda davacıya 2 haftalık kesin süre verileceği düzenlenmiştir. 30.09.2011 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanan ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girdiği belirtilen Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi"nin 4. maddesi uyarınca, gider avansı; tebligat, bilirkişi ücreti ve diğer iş ve işlemler için dava açılırken alınması gereken bir tutardır. Dava şartı olmayan ve HMK"nın 324. maddesinde düzenlenen, taraflardan birinin, ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen ve verilen kesin süre içinde yatırılmak zorunda olunan ( delil ikamesi için ) avansa ilişkin yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Görüldüğü üzere her iki avansın niteliği ve yatırılmamaları halinde uygulanacak hükümler farklıdır.
    Diğer yandan, aynı Yasa"nın 448. maddesi aynen " Bu kanun hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır." hükmünü öngörmüştür. Somut olayda, dava 1086 sayılı HUMK" nın yürürlükte olduğu dönemde açılmış olup, bu durumda davanın açılması ile ilgili tüm işlemlerin tamamlandığı kabul edilmelidir.
    Özetlenen bu yasal düzenlemeler gözetildiğinde, öncelikle davanın 6100 sayılı Yasa"nın yürürlüğünden önce açılmış bulunması karşısında, davanın açıldığı sırada yatırılması gereken bir avansın sözkonusu olamayacağı ve hükmün anılan Yasa"nın yürürlüğünden sonra açılacak davalarda sözkonusu olabileceği, esasen 448. madde anlamında da dava açılma işleminin tamamlanmış olduğu anlaşıldığından, tamamlanmış işlemden sonra yürürlüğe giren Tarife"ye dayalı olarak gider avansının ödenmesi istenmez. Masrafa gerek olması halinde dahi HMK"nın 324. maddesi uyarınca sonuca gidilmesi gerekmektedir. Mahkemece, bu hususlar gözardı edilerek dava şartı eksikliğinden davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    3- Kabule göre, mahkemece, 17.10.2011 tarihli celsede, bilirkişinin inceleme yapacağı konular; "Toplantıya katılan vekilin beyanının tutanağa geçirilmemesi ve genel kurul tutanağında vekilin oyunu kullanmaması durumuna engel olunup olunmadığı konuları ile ilgili olarak ve aynı zamanda bu konudaki hükümet komiserinin rolüne ilişkin dayanak yönetmelik hükümlerinin bu duruma etkisi ile iptal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği" şeklinde açıklanmıştır.
    HMK"nun 266.maddesine göre, mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Mahkemenin 17.10.2011 tarihli ara kararına göre, bilirkişinin oy ve görüşünün alınacağı hususlar, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi gereken konulara ilişkin olduğundan, mahkemece, bilirkişiye başvurulması ve sonuç olarak da bilirkişi ile ilgili ücretin süresi içerisinde yatırılmadığından bahisle davanın usulden reddi de doğru olmamıştır.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ..."nın tüm ve davacı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, BOZULMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından davacı ..."dan yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara